Evet, summer is coming...
Hem de çok kısa bir zaman içinde! Tamam bizim de son dakika niyetimiz muhteşem bir vücuda sahip olmak değil ancak bir nebze de olsa yazlık kıyafetlere kolay girebilmek.
İşte biz kendimizce bu rejimleri yaparken yaşadığımız 15 hüzünlü enstantane...
Ve malesef o acı an gelir çatar....
'Ben geçen sene bunun içine çok rahat giriyordum yav?'...
Sanki sokakta herkes Survivor vücuduna sahip, bunların dilinden bir türlü düşülmez.
Kilo kilo marul, göbek yenilirken bir yandan da şu meşhur şehir efsanesi kulaklarda çınlar 'inekler de ot yiyor ama....'.
Ekmeğe, galetaya, pilava, patatese son kez hüzünlü bir bakış atılır!
Kitaplar okunur, sağlıklı atıştırmalıklar lafı ağzınızdan düşmez, Canan Karatay en yakın arkadaşınız olur falan filan...
İnsanı rejimde tek mutlu eden şey işte bu küçük anlardır :(
Yok efendim bir günde 12 santim incelmek, yok meyve suyu içerek ödem atmak, yok bölgesel zayıflamada çığır açmak...
Ve insan hemen kendini 10 kalori yaktım diye 1000 kalori yemeye hak görür...
Aramızdaki her şey bitti brokoli, yolun açık olsun!
'Abi bunun kabuğu da yeniyor mu?'
Nereye giderseniz gidin, ne yerseniz yiyin kafa yemekle bozulur. Sabah yemek düşünülür, akşam yemek sayıklanır, yemek de yemek diye yavaştan tırlatılır.
Çevirme tavuk vitrinine ekmek banan Kemal Sunal gibi o höpür höpür yemek yiyenlere bakılır, aşırı seviyede içten içe bela okunur.
'Ya ben yerim bana bir şey olmuyor ama sen yeme bence, bak sana iyilik yapıyorum hepsini ben yiyorum'.
'3 gündür yemiyorum bugün biraz yiyebilirim' döngüsü de diyebiliriz.
'Aman iki kilom var fazladan topu topu, seneye incecik olucam bak gör' ile sezon kapatılır...
;( :(