Birleşik Krallık, hastalığın nüfusun en az %60'ına yayılmasına izin vermeyi planlıyor...
Birleşik Krallık, hastalığın nüfusun en az %60'ına yayılmasına izin vermeyi planlıyor...
Vallance, 'Herkesin kısa süre hastalanması ile Ulusal Sağlık Hizmetleri'nin üstüne yüklenmek istemiyoruz' diyerek, hastalığın yayılım süresini uzatıp, sayının aynı anda katlanmasını azaltmayı planladıklarını söylemişti.
Toplum bağışıklığı, genellikle çok sayıda çocuğun kızamık gibi bir hastalığa karşı aşılanmasının ardından, diğerlerinin de hastalığı kapma ihtimalinin azaltılması gibi durumlarda kullanılan bir terimdir. Fakat konu aşısı bulunmayan bir salgına, yani Koronavirüse karşı toplum bağışıklığının taktik olarak kullanılması olunca, işler değişiyor. Kimilerine göre bu oldukça korkutucu.
Yani bir kere hastalanıp iyileşenlerin bağışık olması ve en azından şimdilik ikinci kez hastalanmamaları demek bu.
Fakat toplumun Asya ve Avrupa'daki diğer birçok ülkenin yaptığı gibi yaygın testlerle ve her vakanın takip edilip izolasyona alınmasıyla değil de, hastalanarak bağışıklık kazanmasını beklemenin riski artırdığı bir grup bulunuyor: Sağlık sorunları olan yaşlı insanlar.
Birleşik Krallık'ın nüfusu ele alındığında, nüfusun %60'ı 39.6 milyon insan demek.
Diğer ülkelerdeki verilere bakıldığındaysa 39.6 milyon insandan %14'ünün, yani 5.5 milyon insanın hastalığı şiddetli geçirmesi,
%5'inin, yani 2 milyonunun da kritik olması,
%0.7 ölüm oranıylaysa, yalnızca Birleşik Krallık'ta 277 bin kişinin ölmesi göze alınıyor denilebilir.
Londra Hijyen ve Tropik Tıp Fakültesi'nden Martin Hibberd 'Nüfusun bu kadar büyük bir bölümünün hastalanacağı (ve umarız ki iyileşip bağışıklık kazanacağı) varsayılan planların elimizden gelenin en iyisi olmadığı konusunda endişeliyim' diyor. 'İzlenebilecek başka bir strateji hastalığı daha uzun süre, belki bir tedavinin ortaya çıkabileceği kadar uzun süre kontrol altında tutmaya çalışmak olabilir. Singapur gibi ülkelerin stratejisi bu yönde görünüyor. Bu önleme yaklaşımı tabii ki zor (ve hatta çoğu ülke için imkansız olabilir) fakat denemeye değer bir hedef gibi görünüyor; bu yüzden yapabilecek ülkelerin hedefi bu olmalı.'
BBC News'ün haberine göre, Davranışsal İçgörü Takımı'nı yöneten Dr. David Halpern şöyle diyor: 'Bir noktada, salgının ilerlediğini ve büyüdüğünü düşünerek -ki öyle olacağını düşünüyoruz- o risk grubundaki insanları korumak isteyeceğimiz bir durum olacak. Koruma alanlarından çıkana kadar toplumun geri kalanının toplum bağışıklığını kazanmış olması gerekecek.'
Bu yöntemin DSÖ'nün politikasıyla çelişebileceği gibi, yanlış ve tehlikeli olduğunun da altını çiziyor.
Bu yeni virüsle ilgili bildiklerimizin henüz çok sınırlı olduğunu vurgularken şu sözleri söylüyor:
'Koronavirüs sağlam bir toplum bağışıklığına neden oluyor mu, yoksa grip gibi her yıl yeni bir türü ortaya çıkıp tekrar aşıya mı gerek duyuluyor? Covid-19'in aşıya verdiği tepkiler hakkında daha öğrenecek çok şeyimiz var.'
İngiltereden kimse ülkemize gelmesin amk adam kendi vatandaşlarını gözden çıkarmış onaylanırsa bu plan karınca gibi başka ülkelere kaçacaklar korunmak isteyenler mesela türkiyedeki yazlıklarına
Monarşi böyle bir şey. Boris kim köpek ki o da aldığı emri uygulayan birisi. Zaten parası olmayanın tedavi olamadığı bir ülke orası, sağlık sistemleri hiç bir şekilde böyle bir yoğunluğu kaldıramaz. Onlar da ölen ölür kalan sağlar bizimdir demişler.
Boris sevdikleriniz ölebilir dedi. Neyin kafasını yaşadığı ortada