Olay, üniversite tarafından 12 Mart’ta savcılığa iletildi. Savcılık tarafından ancak 18 Ekim’de ifadesi alınan ve yaşadıklarını anlatan S.G.A,
“Birkaç gün geçtikten sonra okulda garip bir şey sezdim. Kimse benimle konuşmuyor, hocalar sürekli beni derste arkadaşlarımın içinde azarlıyordu. Sonra öğrendim ki M. Hoca ve S. Hoca başka bir MYO’ya gönderilmiş. Diğer öğretim üyeleri ve öğrenciler geri dönmeleri için imza kampanyası başlatmışlar. Bize yıldırma politikası uyguladılar ve ben daha fazla eğitim hayatıma devam edemeyip okulu bırakmak zorunda kaldım” dedi.
Okula devam edemeyen S.G.A., 7 Ekim’de, Çavdır Meslek Yüksekokulu’na başvurarak kayıt dondurma talebinde bulundu. Yüksekokul müdürlüğü, 21 Ekim’de dondurma talebini reddetti. Gerekçe olarak başvurunun akademik takvimde yer alan “ders kayıt ve yenileme süresi” içinde yapılmaması gösterildi.
Dondurma işlemi kabul edilmeyen S.G.A., okula da devam etmedi.
AKP döneminde kadınlara çocuklara tecavüz etmek öldürmek suç olmaktan çıktı sistematik olarak bilerek ceza vermiyorlar bunların gözünde kadın sokağa adımını attığında başına gelecek her şeyi hak ediyordur dininizi muhafazakarlığınızı hayata bakış açınızı sikim oçlar umarım bir gün bu yaptıklarınızın bedelini götünüzden kan alınarak ödersiniz
Herkes azdı kudurdu bu ne ya! Öğretmen öğrenci ilişkisi nerede kaldı? Bir öğretmen öğrencisini nasıl içki masasına davet eder! Bu kız hocasıyla birlikte olsa o.. damgası yiyecekti, olmadığı için aşağılandı.Her iki türlüde kız suçlu oldu! Bu hocasını savunanların çoğu erkek öğrencilerdir ve kendini not için satan kız öğrencilerdir.Rezillik başka bir şey değil!
Aileler çocuklarını okullara, eğitim görsün, bir şeyler öğrenip kendini yetiştirsin diye gönderiyor! Siz onları taciz edin diye değil OROSPU ÇOCUKLARI.