Yalnızca Kalbi Derin Yaralar Alan İnsanların Tutulduğu Fobi: Filofobi

Aşk, hepimizin hayatını daha da güzelleştiren, etrafa gülen gözlerle bakmamızı sağlayan, şahane bir duygu. Ancak bu güzel duygu her zaman sonsuza kadar sürmüyor ve güzel şekilde sonlanmıyor.

Her şey güzel bir aşka adım atmanızla başlıyor.

Başlarda her şey muhteşem gidiyor. Ayaklarınız yerden kesiliyor, sanki tüm dünya sizin için dönüyor. Öyle mutlusunuz ki hiçbir şeyin sizi üzemeyeceğinden o kadar eminsiniz.

Daha sonra güzel günler yavaş yavaş geride kalmaya başlıyor.

Bitmek bilmeyen kavgalar, yanlış anlaşılmalar, hiç düşünmeden ağızdan çıkan kötü sözler yüzünden ilişki bir çıkmaza giriyor. Maalesef ki bu muhteşem aşk, acı bir şekilde sona eriyor.

Sonra üzüntü ve gözyaşının sizi hakim aldığı döneme geçiyorsunuz.

Kötü sonla biten aşk, hayata olan inancınızı, olaylara karşı bakışınızı, insanlara olan düşüncelerinizi bile etkiliyor. Artık hiçbir şeyden keyif almamaya başlıyorsunuz. Sosyalleşmek, eğlenmek, güzel vakit geçirmek içinizden gelmiyor. Sadece bomboş durmak ve emeklerinize, saf duygularınıza üzülmek istiyorsunuz.

Ancak hayat devam ediyor. Kendinizi toparlamak zorunda olduğunuzu biliyorsunuz.

Zaten toparlıyorsunuz da. Acınız yerini anılara bırakıyor. Yeniden hayata tutunuyorsunuz. Arkadaşlarınızla dışarı çıkıyor, o eski gülen yüzünüze yeniden kavuşuyorsunuz.

Ayrılık acısı da iyice etkisini yitirmeye başlıyor.

Hatta yeni bir insandan hoşlanmaya, onunla güzel vakit geçirmeye başlıyorsunuz. Ancak ne yazık ki bu aşk da bir şekilde kötü sonuçla bitiyor. Belki hislerinize karşılık alamadınız, belki aldatıldınız, belki de ortada hiçbir sorun yokken terk edildiniz.

İşte filofobi yani aşık olma korkusu tam bu noktada başlıyor.

Yaşadığınız tüm kalp acıları, hayal kırıklıkları, yarı yolda bırakılmışlıklar birleşiyor ve kalbiniz buna daha fazla dayanamıyor.  Tüm bu acı tecrübelerden ders çıkarıyorsunuz. Artık aynı acıları çekmek istemediğiniz için, kalbiniz savunmaya geçiyor.

Artık aşka inanmamaya hatta aşktan kaçmaya başlıyorsunuz.

Bir insandan hoşlanmaya başladığınız an onu kendinizden uzaklaştırıyorsunuz. Çünkü artık kalbiniz çok yoruldu ve aynı acıları çekmek istemiyorsunuz. Aşık olma ihtimali bile sizi korkutuyor.

Kalbiniz gibi vücudunuz da aşka direnmeye başlıyor.

Aşık olmaktan ve yeniden yara almaktan o kadar korkuyorsunuz ki, hoşlandığınız kişinin yanından hemen kaçmak ve bir daha onu görmemek istiyorsunuz. Mideniz bulanıyor, elleriniz terliyor.

Eğer aşık olmaktan korkuyorsanız, bunun sebebi siz değil, bugüne kadar sizde derin yaralar açan insanlardır.

Aşktan korkmayın!

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
31.08.2021

Kalbim çok kırılmıştı ve ben gibi yaralı olan kalbi kırılan bir adamla sevgili oldum. Düşenin halinden düşen anlar diyorum. İkimiz de önceki ilişkilerimizde hak etmediğimiz şeyler yaşamışız. İyi geliyoruz birbirimize. Duygusuz insanlar kırılmaktan aşktan sevgiden anlamaz uzak durun. Kalbi güzel adamlar da varmış meğer diyorum şimdi

31.08.2021

Eğer aşık olmaktan korkuyorsanız, bunun sebebi siz değil, bugüne kadar sizde derin yaralar açan insanlardır.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ