Film izlemek istiyorsunuz, ama belli bir şeye saatlerce odaklanmaktan sıkılıyorsanız veya çok vaktiniz yoksa ve saatlerinizi bir filme harcamak istemiyorsanız, bir buçuk saatten kısa süren filmleri sizin için derledik.
Film izlemek istiyorsunuz, ama belli bir şeye saatlerce odaklanmaktan sıkılıyorsanız veya çok vaktiniz yoksa ve saatlerinizi bir filme harcamak istemiyorsanız, bir buçuk saatten kısa süren filmleri sizin için derledik.
IMDb: 8.5
Charlie Chaplin'in en iyi sessiz filmlerinden olan Şehir Işıkları'nda Chaplin filmin yapımcısı, yönetmeni, başrol oyuncusu ve müziklerin bestecisidir. Charlie sokakta dolaşırken kör bir çiçekçi kızdan etkilenir, onun peşinden koşarken de intihar etmek üzere olan zengin bir adamı kurtarır. Ancak bu zengin adam sarhoşken çok iyiyken ayılınca tam tersi çekilmez biri olmaktadır.
IMDb: 8.5
Birçoğumuz çocukluğumuzda izledik, duygulandık. Aslan Kral dünyadaki birçok kişi için animasyon filmlerin ne kadar etkileyici olabileceğini gösterdi. Daha önce izlediyseniz bir de büyük gözüyle izleyebileceğiniz, daha önce izleme şansınız olmadıysa izlemediğiniz günlere pişman olacağınız bir baş yapıt.
IMDb: 8.5
2. Dünya Savaşı'nın korkunç atmosferinde şehirleri bombalandıktan sonra Japonya'da hayatta kalmaya çalışan ağabey kızkardeşin duygu dolu hikayesi. Bir roman uyarlaması olan bu başyapıt sadece en iyi animasyonlar değil en iyi filmler arasında da üst sıralarda yer alıyor.
IMDb: 8.3
İran sinemasının meşhur yönetmenlerinden Majid Majidi'nin yazıp yönettiği film, çıktığı dönemde birçok ödül aldı. Filmde küçük bir çocuk kız, kardeşinin kaybettiği ayakkabılarını bulmaya çalışırken kendini farklı bir dünyada bulur.
IMDb: 8.4
Stanley Kubrick'in siyah beyaz filmlerinden olan 'Paths of Glory' düşman mevzilerine saldırmadığı için idam edilen, Fransız askerlerin hikayesi anlatılıyor. Klasik filmler sevenler için kaçırılmaması gereken bir film.
IMDb: 8.3
2. Dünya Savaşı sonrası İtalya... Bir işçinin bisikleti çalınır ve olaylar gelişir. Dünya sinema tarihine damgasını vurmuş bir başyapıt.
IMDb: 8.2
Meşhur İngiliz mizah grubu Monty Python'ın elinden çıkma 'Kral Arthur' efsanesiyle dalga geçen müthiş bir komedi filmi. Şimdiden uyaralım, yoğun seviyede absürtlük içerir.
IMDb: 7.9
Martin ve Rudi aynı hastane odasında yatan iki kanser hastasıdır. Ölmeden önce son bir maceraya girişmek isteyip kendilerini suç dolu ortamlarda bulurlar.
IMDb: 7.8
20. yüzyılın başlarında geçen film, iki yoksul aşığın hikayesini anlatıyor: Bill patronunu öldürdükten sonra sevgilisi Abby'yi de yanına alarak Texas'a kaçar. Ölümcül bir hastalığa kapılan yeni patronunun servetini ele geçirmek için kurnazca bir plan kuran Bill ve Abby kendisini içinden çıkması güç bir durumda bulur.
Terrance Mallick, bu filmiyle En İyi Sinematografi dalında Oscar kazanmıştır.
IMDb: 7.9
Tarih profesörü John Oldman, okulunu bırakıp başka bir şehre taşınacağını çevresindekilere duyurur ve bunun için bir veda partisi düzenler. Oldman'ın söylediğine göre kendisi ölümsüzdür. Tek mekanda geçen bu efektsiz bilim-kurgu filmi, düşük bütçesine rağmen büyük övgüler almış bir film.
IMDb: 7.7
Woody Allen'ın yazıp yönettiği ve başrolünü Mia Farrow'la paylaştığı bu komedi filmi Zelig isimli oldukça garip bir adamın hikayesini anlatıyor. Zelig bir bukalemun gibi bulunduğu ortamdaki insanlara benzeme yeteneğine sahiptir. Bu hali onu olmadık maceralara sürükler.
IMDb: 7.7
Franka Potente'nin canlandırdığı Lola'nın sevgilisi mafya adına kuryelik yapmaktadır. Kendisine teslim edilen 100 bin Mark'ı kaybedince, Lola'nın sevgilisini ölümden kurtarması ve o parayı yerine getirmesi için sadece 20 dakikası vardır.
Nişanlısıyla Paris gezisine çıkan senarist Gil, kendisini gizemli bir şekilde 1920'lerin Paris'inde bulur.
IMDb: 7.5
Christopher Nolan'ın ilk işlerinden olan Following (Takip) yeni romanı için ilham arayan genç bir yazarın hikayesini konu alır. Genç yazar takip ettiği bir hırsızın peşinden suç dünyasına adım atar. Karanlık bir atmosferin işlendiği film, aldığı olumlu eleştirilerle Nolan'ın daha o yıllardan ileride ne kadar başarılı olacağının sinyallerini vermiş.
IMDb: 7.4
Darren Aronofksy'nin siyah beyaz formatta çektiği film paranoyak bir matematikçinin doğadaki her şeyin sayılarla ifade edilebileceğine dair fikirlerini konu alır. O dönem 60 bin dolar gibi düşük bir rakama yapılan filmin, gişedeki getirisi 3 milyon dolardan fazla olmuştur.
IMDb: 6.9
Jim Carrey'nin canlandırdığı Fletcher bir avukattır. Fletcher yalan söyleyerek oğlunun doğum günü yerine sevgilisiyle yatar. Doğum gününde babasının bir daha yalan söylememesini dileyen Max'ın istediği şey kabul olur ve yalanlarıyla tanınan Fletcher bir daha yalan söyleyemez.
IMDb: 7.0
Gerilim türündeki filmin başrolünde ünlü oyuncu Collin Farrell var. Farrell'ın canlandırdığı Stuart Shepard New York'ta yaşayan başarılı bir reklamcıdır. Yine telefon kulübesinde olağan görüşmesini yaparken bir telefon alır, telefonun öbür ucundaki kişi ne derse yapmasını söyler. Üstelik onu izleyen bir keskin nişancı vardır.
20 yıl kadar önce bir gazete Koş Lola Koş filminin cd'sini vermişti (O dönem aynı gazete her gün bir film veriyordu). İzlediğim en gereksiz filmlerde başı çeker. 90 dakika altı harika film demişsiniz ya, ona istinaden belirttim.
Eski filmler o yıllar çok güzeldi ya özlüyorum.
"Dünyalı" favori filmlerimden biri. İkinci filmini asla izlemeyin yeter