Usta Oyuncu Müjdat Gezen'in Hayatında Sır Gibi Sakladığı Olayları Öğrenince Bir Kez Daha Hayran Kalacaksınız

Meğer ne çok sırrı, ne çok iyiliği varmış Müjdat Gezen'in...

Çocukluğumuzu şöyle bir gözümüzün önüne getirelim, televizyonda bayıla bayıla seyrettiğimiz en tatlı filmlerden biridir Gırgıriye. Her biri birbirinden dev oyuncuların oynadığı muhteşem bir seridir.

www.seyredelim.com

Hayatımıza "Darbukatör Baryam" diye bir karakterin girmesini sağlayan bu film, belki de çoğumuzun Müjdat Gezen'le tanışmasını sağlamıştır.

Hatta biraz daha yaşı büyük olanlar "Uyanık Kardeşler" filmini seyretmiştir. Abisi futbolla ilgilenirken, kendisi "Param yok, pulum yok, malım mülküm olmasın ziyanı yok" diye şarkı söyleyen kardeştir Müjdat Gezen.

Türkiye'nin en usta komedi ve tiyatro oyuncularından olan Müjdat Gezen'le ilgili bilmediğimiz o kadar çok şey varmış ki, insan bunları yeni öğrenince hayıflanıyor gerçekten.

Ortaokulun ikinci sınıfında üst üste sınıfta kalınca babası tarafından bütün sosyal faaliyetlerden men edilmiş Müjdat Gezen. Hiçbir şey ona koymamış da, amatörce ilgilendiği tiyatrodan uzaklaşması pek bir içine oturmuş.

Almış babasını karşısına başlamış pazarlık yapmaya. Okulunu düzgün okuyup bitirirse eğer, babası kendi elleriyle onu konservatuvara yazdırmaya söz vermiş. Ortaokulun ardından Vefa Lisesi'ne giden Müjdat Gezen'in sınıf arkadaşları ve kadim dostları ise Kemal Sunal ve Uğur Dündar olmuş. Ve bu dostluk uzun yıllar devam etmiş. Liseyi de başarıyla bitirdikten sonra babası sözünü tutmuş ve oğlunu İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarına yazdırmış. Böylece başlamış Müjdat Gezen'in oyunculuk serüveni...

Mesela Müjdat Gezen'in Ayşen Gruda ile bir zamanlar nişanlandığını, askerden izin alıp nişanlısını görmeye geldiği sırada bir kıskançlık krizi sonrası yüzüğü tuvalete attığını ve Gruda'nın inat olsun diye gidip başkasıyla evlendiğini de çoğu kişi bilmez.

Gezen ile ilgili bir başka bilinmeyen ise bu ülkenin hafızasından silmek istediği 12 Eylül ile ilgili. Sahnedeyken tutuklanan Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen'in tutuklanma sebebi ise yine dönemin utanç verici anlarından.

Olayı Müjdat Gezen'in kendi beyanından aktaralım: “Ben Çakıl Gazinosunda komedyenlik yapıyordum. Perran Kutman ile program bitti ve birden kapıya 4 tane sivil arkadaş geldi. `Müjdat Bey emniyete kadar gitmemiz gerekiyor´ dediler. Ben şaka zannettim önce, sonra cebinden kağıdı çıkardı ve benim yazdığım ve Savaş Dinçel'in de çizdiği`Çizgilerle Nazım Hikmet´ kitabı hakkında gözaltı kararı olduğunu söylediler. Sonra tamam dedik, bindik gittik ama gidiş o gidiş.

Sonra mahkeme var dediler 21, 22 gün sonra çıktık. Ben o dönem ekmeğimden oldum, çalıştığım yerden oldum, param kesildi. Radyoda program vardı kesildi. Senin ne hakkın var benim ekmeğimle oynuyorsun.  Ne yapmışım ben, kitap yazmışım. Neymiş Kenan Evren´in sevmediği bir adam olan Nazım Hikmet´in hayatı ile ilgili kitap yazmışım. Ben de seni sevmiyorum şimdi ne olacak. O yüzden bunlar, cumhuriyetleri, devletleri, halkları geri götüren eylemlerdir, bunlardan kaçınmak lazım. Barış içinde sevgi ile yaşamak gibisi yok. O yüzden bence 12 Eylül´ün de anılacak yeri yoktur”

Yaşadığı tüm bu olumsuzluklara rağmen tiyatrodan asla kopmamış, hatta daha bile şevklenmiş. Onlarca kitap, onlarca oyun ve bir dolu ödül almış. Peki bu ona yetmiş mi dersiniz? Asıl Müjdat Gezen bilinmeyenleri şimdi başlıyor...

1991 yılında bütün mal varlığını satıp büyük bir mali yükün altına girerek eski bir köşkü satın alıp restore ettirmiş ve ücretsiz eğitim verilen Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kurmuş

Şu an tanıdığımız birçok ünlü yüzün mezun olduğu bu okul, Müjdat Gezen'in tiyatro yeteneği olanların hayalini gerçekleştirdiği bir okul. Fakat o dönem ücretsiz eğitimin yasak olması sebebiyle Gezen'in başı yine belaya girmiş ve bu sebebten 2 yıl boyunca yargılanmış. Nihayet dava sonucunda da beraat etmiş...

Müjdat Gezen'in, okulu adına Belgrad Ormanı'nda geniş bir araziyi ağaçlandırdığını da pek kimseler bilmez çünkü bununla ilgili tek kare fotoğraf vermekten de imtina etmiştir mesela.

Onunla ilgili bir büyük sır da Prof. Emre Kongar'ın Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazısında ortaya çıkmıştır. Hemen Kongar'ın açıklamasını şuraya bırakalım:

Müjdat Gezen’in ‘büyük sırrı’, kendisinin ‘Sanatçı Evi’ dediği, yaşlı ve bakıma muhtaç sanatçılar için işlettiği bir huzur ve sağlık merkezidir.

Ben sadece, burada sekiz doktorun görevli olduğunu biliyorum.

Bir de kimseden para alınmadığını.”

Ve Müjdat Gezen'in hiçbir şekilde açıklamadığı, sır olarak sakladığı belki de en dokunaklı hamlesi: İzmir'de hain bir terör saldırısında şehit olan polis Fethi Sekin'in üç çocuğuna ömür boyu burs...

Müjdat Gezen'e bu konu sorulduğunda ise her seferinde 'Sonra konuşalım' demiş...

Tiyatroyu hayatının merkezine koyan Müjdat Gezen'in vasiyeti ise yine karakteri gibi mütevazı: “Hayat bu, herkes ölecek. Benim vasiyetim okulumun bahçesine gömülmek”

Ömrün uzun olsun Büyük Usta...

Popüler İçerikler

ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
24.10.2019

Ne yazık ki gerçek değerlerimize sahip çıkamıyoruz.. Yaptıkları bilinse prim yaptı derler, bilinmeyince değer vermezler.. Enteresan insanlarız.

24.10.2019

Darbecilerin, Evrenlerin, Tayyiplerin, çakma milliyetcilerin sevmedigi terorist olan ettigi kisilerin nedense hep gerçek vatanperverler, ülkenin gerçek değerleri olması... Nazım Hikmet'e, Müjdat Gezen'e kurban olun siz...

24.10.2019

Kendi sanat merkezini kundaklayan kişi hakkında da şikayetçi olmayıp herhangi tazminat talep etmemesi ve sanığın çocuklarına burs vermesi de vardı..

TÜM YORUMLARI OKU (26)