Meğer ne çok sırrı, ne çok iyiliği varmış Müjdat Gezen'in...
Meğer ne çok sırrı, ne çok iyiliği varmış Müjdat Gezen'in...
Almış babasını karşısına başlamış pazarlık yapmaya. Okulunu düzgün okuyup bitirirse eğer, babası kendi elleriyle onu konservatuvara yazdırmaya söz vermiş. Ortaokulun ardından Vefa Lisesi'ne giden Müjdat Gezen'in sınıf arkadaşları ve kadim dostları ise Kemal Sunal ve Uğur Dündar olmuş. Ve bu dostluk uzun yıllar devam etmiş. Liseyi de başarıyla bitirdikten sonra babası sözünü tutmuş ve oğlunu İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarına yazdırmış. Böylece başlamış Müjdat Gezen'in oyunculuk serüveni...
Olayı Müjdat Gezen'in kendi beyanından aktaralım: “Ben Çakıl Gazinosunda komedyenlik yapıyordum. Perran Kutman ile program bitti ve birden kapıya 4 tane sivil arkadaş geldi. `Müjdat Bey emniyete kadar gitmemiz gerekiyor´ dediler. Ben şaka zannettim önce, sonra cebinden kağıdı çıkardı ve benim yazdığım ve Savaş Dinçel'in de çizdiği`Çizgilerle Nazım Hikmet´ kitabı hakkında gözaltı kararı olduğunu söylediler. Sonra tamam dedik, bindik gittik ama gidiş o gidiş.
Sonra mahkeme var dediler 21, 22 gün sonra çıktık. Ben o dönem ekmeğimden oldum, çalıştığım yerden oldum, param kesildi. Radyoda program vardı kesildi. Senin ne hakkın var benim ekmeğimle oynuyorsun. Ne yapmışım ben, kitap yazmışım. Neymiş Kenan Evren´in sevmediği bir adam olan Nazım Hikmet´in hayatı ile ilgili kitap yazmışım. Ben de seni sevmiyorum şimdi ne olacak. O yüzden bunlar, cumhuriyetleri, devletleri, halkları geri götüren eylemlerdir, bunlardan kaçınmak lazım. Barış içinde sevgi ile yaşamak gibisi yok. O yüzden bence 12 Eylül´ün de anılacak yeri yoktur”
“Müjdat Gezen’in ‘büyük sırrı’, kendisinin ‘Sanatçı Evi’ dediği, yaşlı ve bakıma muhtaç sanatçılar için işlettiği bir huzur ve sağlık merkezidir.
Ben sadece, burada sekiz doktorun görevli olduğunu biliyorum.
Bir de kimseden para alınmadığını.”
Müjdat Gezen'e bu konu sorulduğunda ise her seferinde 'Sonra konuşalım' demiş...
Ömrün uzun olsun Büyük Usta...
Ne yazık ki gerçek değerlerimize sahip çıkamıyoruz.. Yaptıkları bilinse prim yaptı derler, bilinmeyince değer vermezler.. Enteresan insanlarız.
Darbecilerin, Evrenlerin, Tayyiplerin, çakma milliyetcilerin sevmedigi terorist olan ettigi kisilerin nedense hep gerçek vatanperverler, ülkenin gerçek değerleri olması... Nazım Hikmet'e, Müjdat Gezen'e kurban olun siz...
Kendi sanat merkezini kundaklayan kişi hakkında da şikayetçi olmayıp herhangi tazminat talep etmemesi ve sanığın çocuklarına burs vermesi de vardı..