Umuda Yolculuğun Acı Bilançosu: Son 4 Yılda 57 Bin Sığınmacı Hayatını Kaybetti Ya da Kayboldu

Suriye'deki savaş nedeniyle Türkiye'nin ve Avrupa'nın gündeminden düşmeyen sığınmacı sorunun bilançosu oldukça ağır. Özellikle deniz yoluyla Avrupa'ya geçmeye çalışan sığınmacıların bu tehlikeli yolcuğu rakamlara döküldü. Uluslararası örgütler, adli tıp kayıtları, kayıp ilanları ve ölüm haberleri gibi kaynaklar araştırılarak ortaya çıkartılan sonuca göre 2014 yılından günümüze kadar 56 bin 800 sığınmacı hayatını kaybetti veya kayboldu.

Söz konusu BM verileri, dört yıl içinde 28 bin 500 kişinin kaybolduğunu ya da öldüğünü gösteriyor.

Bilanço yayınlanan rakamlardan daha fazla.

AP raporunda, bilançonun gerçek resmi ortaya koymaktan çok uzak olduğuna da dikkat çekiliyor. Yeni bir hayat umuduyla yola çıkan sığınmacılardan bazılarının cesetlerinin denizin dibinde ya da çölde kumların altında yok olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, yasadışı yollarla başka ülkelere gitmeye çalıştığı için ailelerin haber alamadığı yakınları için kayıp başvurusu yapmadığı belirtiliyor.

AP hazırladığı raporda sadece Afrika kıtası içerisinde ise 18 bin 400 kişinin göç sonucu hayatını kaybettiği bilgisini veriyor.

Asya ve Ortadoğu'dan göç eden 8 bin 200 kişi kayboldu ya da yolda hayatını kaybetti.

Raporda Asya'nın ise en çok göç veren kıtalardan biri olmasına rağmen göç konusunda sağlıklı verilere ulaşmanın mümkün olmadığı vurgulanıyor. AP'nin verilerine göre Asya ve Ortadoğu'dan göç eden 8 bin 200 kişi öldü ya da kayboldu.

'Hükümetler sığınmacıların akıbetini araştırmıyor'

Rapora göre, sığınmacılarla ilgili araştırmalara yeterince bütçe ayırılmaması da tablonun ne kadar ağır olduğunu ortaya koymayı zorlaştıran bir etken olarak öne çıkıyor. Raporda, 2015 yılında İtalya açıklarında 800 kişinin öldüğü sığınmacı faciası örnek gösteriliyor. İtalya'nın bu facianın araştırılması ve ölenlerin teşhis edilmesi için söz verdiği ancak ülkede yönetimi devralan hükümetin bu çalışmalara ayrılan bütçeyi kestiği iddia ediliyor.

Göç konusu hükümetler tarafından ciddiye alınmıyor.

AP'nin çalışmasında dünyanın birçok noktasında siyasi ve sosyolojik bir soruna dönüşen göç meselesinin hükümetler tarafından hafife alındığı da vurgulanıyor. Cenevre merkezli Mixed Migration Centre'den (Karışık Göç Merkezi) Bram Frouws, 'Göç yönetimi konusuna nereden bakarsanız bakın, insanlar hareket halinde olmaya devam edecekler. Mülteci ya da iş için göçenler, hepsi insan' diyor.

Göç sadece Avrupa'yı etkilemiyor.

Avrupa'daki sığınmacı trajedisinin göç konusunda en görünür kriz olduğuna dikkat çeken AP, dünyanın başka noktalarında da başka tehditler olduğunu aktarıyor. 2014'ten bu yana, Meksika'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmek isteyen 3 bin 861 kişinin öldüğü ya da kaybolduğu belirtiliyor. Orta Amerika ülkelerinden ABD'ye başlayan yeni bir göç dalgası karşısında ise Washington yönetiminin sert önlem hazırlığı içerisinde olduğu hatırlatılıyor.

Venezuela'da 2 milyondan fazla kişinin göç etmek zorunda kaldığı tahmin ediliyor.

Araştırmada, Güney Afrika ve Venezuela gibi göçün en fazla yaşandığı noktalardaysa krizin boyutu hakkında çok az şey bilindiğine dikkat çekiliyor. Venezuela'daki ekonomik kriz nedeniyle 2 milyondan fazla kişinin evlerini terk ettiği tahmin ediliyor.

Popüler İçerikler

Avukatı Doğruladı: Tutukluluğunun Devam Etmesini Kaldıramayan Dilan Polat İntihara Kalkıştı!
Bozdoğan Kemeri'ndeki Polis Barikatına Sosyal Medyadan Gelen İlk Tepkiler
Arzu Sabancı'nın "A" Harfli Ekmeğini Kesen Çalışanın 1 Mayısını Kutlayarak Hepimizi Güldüren Kullanıcı
YORUMLAR
01.11.2018

Kalıp ülkeleri için savaşsaydılar daha az can kaybı olurdu ve şimdiye kadar bu durum bitmiş olurdu.Üremek ve avrupa ülkelerine kapak atmak tek dertleri ama unuttukları nokta şu ki o g.t onlardaysa gittikleride pisleticekler.Tek üzüldüğüm nokta beyinsiz yetişkinlerin davşan gibi durmadan,savaş mı var gökten bomba mı yağıyor zerre umursamadan doğurduğu çocuklar.Çocuklar böyle yaşamı ve bu şekilde ölümleri haketmiyorlar.

Pasif Kullanıcı
02.11.2018

Kalıp ülkeleri için savaşamazlardı, çünkü orada savaş değil katliam vardı. Tepelerine Mig-29'lardan AS-14 yağarken insanların elinde sapan vardı. Savaş uçakları göremesin diye lastik yakıyorlardı, termallere yakalanmamak için alüminyum folyo sarıyorlardı. Nasıl savaşacaklardı? IŞİD'e mi katılsalardı? Sizin terörist dediğiniz Nusra'ya, IŞİD'den farkı yok dediğiniz ÖSO'ya mı katılsalardı? Nusra'ya ÖSO'ya katılmış olanlara neden ses ediyorsunuz o zaman? Sen ne yapıyorsan onların da onu yapmaya hakkı var, ilk fırsatta Türkiye'den kaçmaya çalışıyorsunuz ama mülteciler Avrupa'ya gitmek isteyince bıdı bıdı yapıyorsunuz. Umarım bir gün onların yaşadıklarını yaşarsınız da kaçmak yerine kalıp tepenize bomba yağmasını beklersiniz.

Silah satacağım diye terör örgütleri yaratan insanları yuvalarından, sevdiklerinden eden ruh hastaları yüzünden böyle bu dünya. Birleşmiş milletler toplantılarında da pişkin pişkin konuşuyorlar. yemin ederim bu büyük devletler ruh hastası. orospu çocukları!

TÜM YORUMLARI OKU (4)