Hepimizin çağımızın en önemli olgusu olarak bahsettiğimiz sosyal medya için 'Popular: The Power of Likability in a Status-Obsessed World' kitabında 'günümüz dünyasının lisesi' tanımını kullanan Psikolog ve Nörobilim uzmanı Dr. Mitch Prinstein, herkesi bu konu hakkında düşünmeye sevk ediyor.
Bunun için yapılmayacak hiçbir şey yok gibi. Filtreler, fotoğraf düzenleyiciler, estetik operasyonlar, sadece sosyal medya paylaşımı için gidilen yerler, etkinlikler... Hepsi daha çok beğeni, iltifat, takipçi kazanmak; popüler olmak için.
Hem ünlüler, hem seviliyorlar, hem de bundan para kazanıyorlar! Harika, değil mi? Üstelik bunu kayda değer bir şey yapmadan, sadece paylaşımlarıyla başarıyorlar.
'Sosyal medya dünyanın lisesidir' diyen Psikolog ve Nörobilim uzmanı Dr. Mitch Prinstein bu durumu psikolojik ihtiyaçlarımız ve davranışlarımız çerçevesinde açıklıyor.
Beynimizdeki bu keyif merkezi bu yaşlarda daha güçlü oluyor ve popülerlik için her şeyi yapmaya hazır hale geliyoruz.
Kimi zaman ailemizi karşımıza alıyoruz, kimi zaman okulun popüler öğrencilerine duyduğumuz hayranlığı abartıyoruz, onları taklit ediyoruz ve çoğu zaman da yeterince popüler ve havalı bulunmayan öğrencilere kötü davranıyoruz. Yani tıpkı günümüzdeki sosyal medya davranışlarına benzer şekilde davranıyoruz.
Şöyle ki, yapılan araştırmalarda insanların yüksek puan almış kötü bir şarkıyı indirdikleri, popüler insanların favorisi olan yemekleri kendi damak tatlarına uymasa da beğendikleri görülmüş. Bu tür onlarca deneye var ve bu anlamda sosyal medya tehlikeli olabilir. Örneğin çok beğeni almış tehlikeli bir paylaşım gençleri etkileyebilir.
O da tıpkı lisedeki gibi mezun olunması, popülerliğin el değiştirmesi. Bir dönemin etkileyici Myspace, Yonja, Sosyomat ve hatta ilk dönem Twitter fenomenleri bile etkilerini yitirdi. Sosyal medya popülerliği de tıpkı lisedeki gibi birkaç yıl sürüyor, kişi şöhretini gerçek yaşam alanlarına taşımazsa unutulup gidiyor.
En popüler çocukların ilişki sorunları, bağımlılık, kaygı ve depresyonla daha fazla mücadele ettiği görülmüş. Arkadaşlarını yalnızca statülerine göre seçen, iş yaşamında hiyerarşide üst konumda olabilmek için saldırganlaşanlar da yine lisenin popüler isimleri olmuş.
Daha iyi sosyal ilişkiler kurmuş, kariyerlerinde daha başaılı olmuş ve daha fazla para kazanmışlar. Kısacası popüler olamamanın bir dezavantaj olmadığını ortaya koyan bu araştırma sonucu sosyal medya ile bağlantılı.
'Hayatım boyunca sosyal medya fenomenliği yapacağım' diyerek bunu kalıcı bir meslek olarak gören, uğruna okulunu bırakan çok fazla genç var. Eğer farkındalık kazanmazlarsa popülariteleri kısa süre sonra geçip de yerlerini başkalarına bıraktığında psikolojik sorunlar yaşayabilir, gerçek hayatta başarısız olabilirler.
şu herkesin sözleşmiş gibi birbirinin benzeri davranması kesinlikle var. ulan bazen kendimi matrixte zannediyorum bu tipler yüzünden, programdan çıkma gibi birbirinin aynısı insanlar. görünüşleri aynı, hareket ve konuşma tarzlarıda aynı, üzücü.
sonunda biri duygularıma tercüman olmuş
Başkaları için bir yerlere gidiyor başkaları için yemek yiyor başkaları için yaşıyoruz.Yapmak istediğiniz şeyi yapmak istediğiniz için yapın yahu