Murat Menteş denilince akla ilk önce şiirleri ve 'Ruhi Mücerret' gelir. Hatta bu kitap farklı bir yayınaevi tarafından tekrar basılırken kapağına 'Ruhi Mücerret'in yazarından' gibi bir yazı eklendi. Yazar bu kitapta da güldürürken düşündürüyor. Kitabın kapağında ise sevilen yazarlar Alper Canıgüz ve Onur Ünlü var.
Arka Kapak Bilgisi;
Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Rıza Silahlıpoda, Umur Samaz, Su Samaz, Habip Hobo, Ferruh Ferman, Dilara Dilemma...
' ... Biz yetimler intikam iştiyakıyla doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamakla ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına sahibizdir.
İtiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim ömrüm, her birini gebertmek istediğim insanlarla aramdaki buzdağlarını eritmeye çalışmakla geçiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapayım, elimde değil. O restoran sürüngenleri, fiyaka kumkumaları, yapmacık kasvetin mıymıntı bekçileri, ticari bir şiveyle konuşan zehirli papağanlar, hileli bir neşe içinde geviş getiren bunak vampirler, modanın ipiyle kuyuya inen kibirli cambazlar, tatile gebe fırlamalar, alaturka bir sadizmle zıvanadan çıkanlar, alafranga bir mazoşizmle yılışıklaşanlar... Hepsine teker teker Kolombiya kravatı takmak istiyorum!
[Kolombiya kravatı: Meksika mafyasının uyguladığı bir cezalandırma biçimi: Kurbanın gırtlağına bir delik açılır ve dili bu delikten sarkıtılır.]
Gerçi zamanla esnekleştim. Ulaşılması ve vazgeçilmesi en zor nimetin sükunet olduğunu anladım galiba. Tamam, zenginlere merhamet duyacak kadar güçlü değilim hâlâ, fakat sayıların artışındaki boşunalığın eşiğini görebiliyorum. İbrahim Kurban'dan öğrendiğim kadarıyla, yeşil banknotlar kamuflajdan başka bir şeye yaramıyor. Aptallığı, beceriksizliği, acizliği, yalnızlığı kamufle ediyorlar... Ayrıca, yetimlik zaman aşımına uğramaz, haddizatında yetim olmayanlar da yetimliğe doğru seyreder. Yani kimsesizlik, kimsenin tekelinde değildir. Kainat ve tarihin bekleme salonunda biraz soluklanıyoruz, çoğunlukla da adımız anonslanmadan kainata ve tarihe gömülüyoruz...'
Zülfü Livaneli müthiş bir kalem . Örneğin Serenad kitabında bir söz var ; ''Dinimi soran olmayacaktı bana. Olur da birisi merak ederse, cevabım hazırdı: Müslüman, Yahudi ve Katolik; kısacası İNSAN ! ''
Dublörün Dilemması'nı okursanız 1 ay etkisinde kalırsınız. o kadar iyi bir kitabı okuduktan sonra yeni bir kitap çok sıkıcı gelmişti bana
İhsan Oktay Anar, Emrah Serbes, Murat Menteş, Alper Canıgüz, Hasan Ali Toptaş, Murat Uyurkulak hepsi birbirinden kıymetli