Sevgilinizin Size Neden Aşık Olduğunu Merak Ediyor musunuz?

Hakkında onca şarkı yazılan, film çekilen, roman yazılan; uğrunda perişan olunan, acı çekilen bir histir aşk. Peki nereden çıkmıştır ve neden bize bu kadar gerçek gelmektedir? İşte 8 maddelik açıklaması:

Ve "o" insan karşınızda...

Kalp atışlarınız gitgide hızlanıyor, hafiften terlemeye başlıyorsunuz, vücudunuzun ürettiği hormonlar kendinizi biraz sersem hissetmenize sebep oluyor ve içinizde bir sıcaklık duyuyorsunuz... Bunlar, aşık olmaya başladığınızı gösteren biyolojik semptomlardan bazılarıdır. Biz insanlar bu hissin bize has olduğunu, bizi diğer hayvanlardan ayıran özelliklerden biri olduğunu düşünürüz ancak gerçek bundan biraz daha farklıdır.

Çünkü evrim sürecinde geriye gidildiği zaman aşkın insanlıktan çok öncesine dayandığı görülüyor.

Bugün 'aşk' olarak adlandırdığımız duygunun kökleri sekste yatıyor. Seks, bir organizmanın genlerini sonraki nesillere aktarmak için gerçekleştirdiği bir eylemdir ve bunun bir duygu hâline gelmesi beyinlerimizin gelişmesiyle mümkün olmuştur.

Beynin gelişmeye başlaması, yaşamın ortaya çıkışından birkaç milyar yıl sonra mümkün olmuştur.

Gelişmiş beyinlere sahip olduğu kabul edilen akrabalarımız, yani primatlar günümüzden 60 milyon yıl önce ortaya çıkmış ve zaman içerisinde daha büyük beyinlere sahip olacak şekilde evrimleşerek modern insanı ortaya çıkarmıştır.

Ancak beyinlerimizin bu şekilde büyümeye başlaması beraberinde büyük bir problemi de getirmiştir.

Beyinlerimizin büyümeye başlaması, bebeklerin gelişim evrelerinin daha önceki safhalarında doğmalarını gerektirmiştir çünkü aksi hâlde kafaları doğum kanalından geçemeyecektir. Bu sebeple yeni doğan goriller, şempanzeler ve insanlar tamamen yardıma muhtaç hâle gelmiştir ve ebeveynleri bu sebeple yavrularıyla daha uzun süre boyunca ilgilenmek durumunda kalmıştır.

Ancak bu uzayan çocukluk dönemi yeni bir problemi beraberinde getirmiştir.

Yaşamını sürdürebilmek için annesine bağımlı olan yavru, sütten kesilinceye dek annesinin çiftleşememesine sebep olmaktadır. Anneye ulaşmak isteyen bir erkeğin, bu sebeple önce yavruyu öldürmesi gerekmektedir. Bu tür yavru öldürme vakaları goril, maymun ve yunus gibi hayvanlarda görülmektedir.

İngiltere'de bulunan UCL Üniversitesi'nden Kit Opie ve çalışma arkadaşları, bu bilgilerden yola çıkarak akıl uçuran bir teori ortaya attı.

Opie ve çalışma arkadaşları, primatların üçte birinin tek eşliliği tercih etmesinin sebebinin yavruların öldürülmesini önleme amaçlı olduğunu iddia ediyor. Ekibe göre monogami, 20 milyon yıldır primatların yavru ölümlerini önlemek için kullandığı bir yöntem olmaktan daha fazlası değil.

Geriye kalan primatlar ise bu ölümleri önlemek için başka çözümler geliştirdi.

Tüm primatların tek eşli olmamasının sebebi de tam olarak budur. Örneğin şempanzeler ve bonobolar rastgele cinsel ilişkiler kurarak yavru ölümlerini önlemeyi seçmiştir. Bu türlerin erkekleri hangi yavruların kendilerine ait olduğunu bilmedikleri için yavru öldürmemeyi seçerler.

Erkek ve dişilerin çok güçlü bağlar kurmaya başladığı türlerde yavruların yaşama olasılıkları yükseldi.

Opie'ye göre erkeklerin de ebeveynliğe katılması ve dişilere destek olmaya başlaması ile yavru ölümleri önlendi ve tek eşlilik evrim tarafından böyle şekillendirildi. Oxford Üniversitesi'nden Robin Dunbar'a göre bu durum zamanla beynimizde kalıcı değişikliklere sebep olarak çiftlerin ömür boyu bir arada olmak istemelerine sebep olmuş olabilir. Bu isteğin ardında aynı zamanda eşlerin birbirini kontrol altında tutmak istemesinin ve muhtemel rakipleri elemek istemesinin yattığı da düşünülmektedir.

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
YORUMLAR

Test sanıp tıklayanlar derneği.

26.11.2016

Neden aşık olmadığını da açıklayabiliyor musunuz? :dd

27.11.2016

Merak etmiyorum çünkü yok. Saygılar.

TÜM YORUMLARI OKU (11)