Selçuk Topal Yazio: Yeryüzündeki Toprak Savaşları Uzaya Yayılıyor!

İnsanoğlu hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde uzayda yayılmaya devam ediyor. Geçmişte bize çok büyük görünen uzay gün geçtikçe daha kolay ulaşılabilen bir yer haline geliyor. Son birkaç hafta içerisinde birer birer hayata geçen projeler bir sonraki ‘savaş alanının’ uzay olacağını açık bir şekilde gösteriyor. Son birkaç haftanın önemli uzay gelişmelerine ve bunun gelecek yansımalarına gelin hep beraber bir göz atalım.

SpaceX şirketi birkaç ay önce test amacıyla iki astronotu Demo-2 görevi kapsamında Crew Dragon kapsülü (Resilience) ile istasyona göndermişti.

16 Kasım 2020 tarihinde ise SpaceX bir ilki gerçekleştirdi ve Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) rutin astronot gönderimini başardı. Bildiğiniz gibi ISS’e belli dönemlerde dört kişiden oluşan mürettebat gönderiliyor. Yeni mürettebat istasyona ulaştıktan sonra oradaki eski mürettebat kapsül ile Dünya’ya geri dönüyor. SpaceX’in bu başarısı sayesinde 2011 yılında bu yana Kazakistan topraklarından Rus Soyuz kapsülü ile ISS’e giden ABD’li astronotlar artık kendi topraklarından ISS’e gidebilecek.

Crew Dragon kapsülünün sahip olduğu otonom teknolojisi sayesinde astronotlar çok kolay bir şekilde istasyona ulaştı. Yolculuk boyunca astronotlar çoğunlukla oturup sadece acil durumlar için hazırda beklediler. Diğer her şeyi otonom sistem halletti. Buna benzer projelerin yararı sadece bir yükü yörüngeye taşımak değil aynı zamanda robotik ve otonom sistemlerinin gelişimini ivmelendirmesidir.

Bir güzel gelişme ise Japonya’dan. Japon Uzay Ajansı (JAXA) 2014 yılında Hayabusa2 isimli uzay aracını Yakın Dünya Cisimleri’nden biri olan Ryugu asteroidine göndermişti.

Maksat birkaç kg malzeme alabilmekti. Görev 6 yıl sürdü ve uzay aracı toplamda 5,3 milyar km yol kat edildi. Ve nihayet Hayabusa2 o çok özel kargoyu taşıyan kapsülü 6 Aralık 2020 tarihinde başarılı bir şekilde gezegenimize ulaştırdı. Peki Hayabusa2’nin görevi bitti mi? Hayır. Hayabusa2 2030’larda buluşmayı planladığı bir başka asteroide doğru yola çıktı bile. Bu görevin amacı ise Dünya’yı tehdit edebilecek asteroidlere benzer bileşime sahip olan hedefteki asteroidi incelemek. Nitekim eğer bir gün gezegeni savunacaksak düşmanımızı iyi tanımalıyız. Böyle haberlerden sonra ülkemizin gündemine bakınca insanın içi adeta kan ağlıyor. İnsanlar gezegeni nasıl koruruz diye projeler geliştirirken biz nelerle uğraşıyoruz.

Bir başka haber ise COVID-19 salgınının yayılma noktası Çin’den. Çin hiçbir şey olmamış gibi uzay yarışından geri kalmıyor. Ay’a bir uzay aracı gönderdiler ve yaklaşık 2 kg Ay toprağını alıp Dünya’ya getirmeyi başardılar. 16 Aralık 2020 tarihinde Ay toprağını taşıyan kapsül Dünya’ya ulaştırıldı. Bu sayede Çin 1976’dan sonra ilk kez robotik bir araçla Ay malzemesi alıp gezegenimize getirmeyi başaran ilk ülke oldu. 1976’da benzer bir projeyi Rusya başarmıştı.

Peki bunları neden anlattım? Bu ve buna benzer her proje asteroit madenciliğinin öncül teknolojilerini oluşturuyor.

Bugün biliyoruz ki nadir toprak elementlerinin çok büyük bir çoğunluğu Çin’den çıkarılıyor ve yaklaşık 30 yıl sonra rezervin bitmesi bekleniyor. Yüksek teknoloji ürünlerde kullanılan ve periyodik tabloda Lantanit ailesinde yer alan bu elementler için yeni arayışlar Ay ve Dünya’ya yakın bölgede bulunan asteroitlerde gerçekleşecek.

1967 tarihli Dış Uzay Antlaşması yakın bir zamanda revizyona ihtiyaç duyabilir. Nitekim uzayda lider ülke ve şirket sayısı arttıkça uzayın kullanım amaçları ve sınırları da tekrar çizilmek zorunda kalacak. Ay’a yumuşak iniş yapabilen ülke sayısı şu an için üç (ABD, Rusya ve Çin) olmasına rağmen gelecek birkaç on yıl içerisinde bu sayı giderek artacaktır. Örneğin geçen yıl iniş demesi başarısız olan İsrail 2024 yılında bunu tekrar deneyecek ve muhtemelen bu kez başaracak. Geçen yıl başarısız olan bir diğer ülke Hindistan ise yakın bir zamanda Ay’a inişi başarabilir. Ay etrafında çokuluslu uzay istasyonu inşasının konuşulduğu şu günlerde uzayın hiç olmadığı kadar kalabalık bir yer haline geleceğini anlamak zor değil.

Kısacası, yeryüzündeki toprak ve iktidar savaşları uzaya yayılmaya başladı. Ve kim uzaya daha çok yatırım yapmışsa savaşın kazananı da o olacak. Ülkemiz kısa bir süre önce balistik füze teknolojisinde bir adım ileri gitmiş ve ROKETSAN tarafından geliştirilen roket 100 km üzerine çıkıp Dünya’nın görüntüsünü elde etmişti. Muhtemelen gizli olan bir askeri projenin ürünü bu roketin teknik detaylarını net olarak bilmiyoruz. Bu gelişme ‘başka bir gök cismine uzay aracı gönderebilme’ kabiliyeti kazanabilmemiz için iyi bir başlangıç gibi görünse de süreklilik de önemli. Uzay yarışında nasıl bir ilerleme kaydedeceğimizi zaman gösterecek.

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor
Asgari Ücretin Açıklanmasından Sonra Cumhurbaşkanı’na Mesaj Atan Kadir İpek Gözaltına Alındı
Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı
YORUMLAR
29.12.2020

kayalik gezegenler ilk olusum safhalarinda erimis halde olduklarindan kabuklarindaki agir elementler cekirdeklerine cokmus durumda. bugun kabukda buldugumuz altin uranyum platin grubu degerli metaller hepsi sonradan dusen meteor kaynakli. meteorlar boyle bir cokme surecinden gecmedikleri icin bu degerli madenler acisindan cok zenginler. hatta 16 psyche gibi gecmiste bu cokmeyi gecirmis bir cuce gezegenin parcalanan metalik cekirdeginden gelen astroidler var. yani bir gezegendeki maddenin kremasi, en degerli kismiz. meteor kusagi bu degerli madenlerle dolu. oraya ilk kum ulasip geri getirebilirse bu zenginlik onun olacak. bu yuzyili sonuna dogru bu yuzden buyuk savaslarin cikmasida cok olasi. keza tum savaslarin ana nednei oyle yada boyle ekonomik kazanctir.

23.12.2020

teşekkürler güzel yazı için

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ