Şeker Değil: Yaşamlarımızı Her Yönden Kolaylaştıran Antibiyotikler Hiç Keşfedilmeseydi Hayatlarımız Nasıl Olurdu?

Antik çağlarda tedavi amaçlı otlar, bal, küflü ekmek ve hayvan dışkıları kullanılıyordu. O zamanlardan beri çok şey değişti... mi?

1928 yılında penisilin keşfedildiğinden beri milyonlarca insanın hayatı kurtuldu.

Penisilin medikal olarak kullanılan ilk antibiyotikti. Sadece 2010 yılında 7.3 milyar üniteden fazla penisilin dünya çapında kullanıldı. Üstelik bu ilaç tamamen tesadüf eseri bulunmuştu.

1928 yılında tatilden sonra Londra'daki laboratuvarına dönen Alexander Fleming, burada bir petri kabında oluşan büyümeyle karşılaştı.

Fleming tatildeyken oluşan küf, kapta büyüyen bakterileri çözdürmeye başlamıştı. 'Penicillium noratum' denilen bu küf araştırıldı, geliştirip saflaştırıldı ve 1942 yılında düşük yapan Anne Miller'ın enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanıldı.

O zamanlardan beri penisilin çeşitli alanlarda kullanılıyor:

Ölümcül hastalıklar, ameliyat sonrası enfeskiyonların engellenmesi ve İkinci Dünya Savaşı'ndan beri ölümlerin ve uzuv kayıplarının azaltılması gibi alanlarda. Ama dediğimiz gibi bu buluş tamamen tesadüf eseri gerçekleşmişti. Görmezden gelinseydi neler olurdu?

Penisilin dünyadaki tek antibiyotik değil ama bulunması yenilerinin de aranmasına neden oldu.

Örneğin 1940'ta toprak mikrobiyoloğu Selman Waksman toprakta bulunan mikroorganizmaların enfeksiyona neden olan bakterilerin büyümesini nasıl engelleyeceği konusunda bir araştırma yayınladı. Bulguları Waksman ve çalışma arkadaşlarının birkaç önemli antibiyotik geliştirmesine yol açtı. Bu antibiyotiklerden biri tüberküloz, veba ve sıçan ısırığı ateşi tedavisinde kullanılan streptomisindi.

Waksman bu araştırmayı Fleming'in buluşuna karşı olan hayranlıkla yapmıştı.

Yani penisilin olmasa diğer önemli antibiyotikler de bir süre daha keşfedilmeyebilirdi.

Antibiyotik 200 milyon yaşamı kurtardığı için o olmadan hayatlarımızın daha kısa ve daha acılı olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ama doğrusunu söylemek gerekirse gerçek bu değil.

1930'ların ortalarında sülfonamid adı verilen sentetik ilaç sınıfının bakterilerle savaşabildiği ve enfeksiyonu tedavi ettiği kanıtlanmıştı.

d2ebzu6go672f3.cloudfront.net

Daha sonraki yıllarda penisilin ve başka antibiyotikler gelene kadar bu ilaç sınıfı ilk 'mucize' ilaçlardı. Yani penisilin olmasaydı muhtemelen bu ilaçlara bel bağlamak durumunda kalacaktık.

Bilimsel ve tıbbi topluluklar tabii ki daha ciddi hastalıklar için bu ilaçları geliştirmek zorunda kalırlardı.

Yine de, bugün antibiyotiklerle yaşadığımız problemleri onlarla da yaşardık.

Antibiyotikler günümüzde eskisi kadar iyi işe yaramıyorlar.

Bunun nedeni savaşmaları üzere geliştirildikleri enfeksiyon ve bakterilerin dayanıklılık geliştirmesi, antibiyotiklere göre evrimleşip güçlenmesi.

Fleming 1945'te Nobel Ödülü'nü kabul ederken penisilinin yanlış kullanımının bakteriyel dayanıklık oluşturabileceğini söylemişti.

Yani tıpkı bugün gördüğümüz gibi, bu ilaç gittikçe etkisizleşebilirdi. Aslında sormamız gereken 'Keşfedilmeselerdi ne olurdu?' değil, 'İşe yaramayı bıraksalardı ne olurdu?' olmalı belki de.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Bilim Meraklılarını Hayretler İçinde Bırakacak Muhtemelen Daha Önce Hiç Görmediğiniz 21 Görsel
Aşıyı Hızlandırmanın Yolu: Koronavirüs Aşısı İçin İnsanlar Üzerinde Kontrollü Deneyler Yürütülebilir mi?
Acayip Bilgiler Kuşağı: Bunaltıcı Yaz Sıcaklarında İçinizi Açacak 15 İlginç Gerçek

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!