Dünyanın en zor çalgısı olarak nitelendirilen alet. Arjantinlilere göre sesindeki davete kulak vermenin tehlikesinden dolayı şeytanın enstrümanı olarak tarif edilir. Umutsuz aşığın dert ortağı, çaresizliğin, umudun, tutkunun naif sesidir. O yüzdendir ki bir tango içinde aşk, acı, sevinç geçiyorsa, mutlaka bandoneon kelimesi de duyulur kıyıda köşede. Grup Tangoneva’yi dinlediğinizde bandoneonun neden böyle tarif edildiğini daha net anlayacaksınız.
Karayip adalarından kopup gelmiş Latin karakterli bir perküsyondur. 70'li ve 80'li yıllarda Türk popüler müziğinin vazgeçilmezi olmuştur. Biri küçük diğeri büyük iki davulun yan yana konmasıyla oluşan bu alette küçük davulun daha yüksek bir tonda akort edilmesi çok önemli bir noktadır. Latin Trio Cuba grubunun müzikleriyle Latin dansları yaparken adımlarınızı bongonun ritimlerine göre atacaksınız.
Hüngür hüngür ağlayan çalgı olarak bilinen kabak kemane, tapılası bir sese sahip muhteşem bir müzik aletidir. Hem ağlatan hem oynatan bir enstrüman olması ile ani duygusal geçişlere sebep olur. Kabak kemanenin verdiği hüzünlü ve neşeli duyguları performanslarında en güzel kullanan gruplardan olan Nev-Eda bayanlar grubunun sahne profilini incelemek için:
İlk bakışta akordeona benzeyen bu çalgıyı, Kafkasyalılar (Adige, Abhaz, Çeçen vs.) ve Kafkasya’nın ötesindekiler (Azeri, Gürcü vs.) kullanır. Gelevera’da inleyen bu etnik müzik aleti az sayıda orkestrada yer bulabilmektedir. Modern dünya müziklerinde, batı ve doğu müziğinde, alaturkada, Balkan, Rumeli ve Trakya müziklerinde kullanılan garmonu, sahne gösterilerini yaparken, Kafkas yöresinin bu etnik çalgısına da yer veren Meya Orkestrası'ndan dinleyebilirsiniz.
Bu kalender çalgı, adıyla romanların elinde bütünleşip tam bir cümbüş olmuştur. Adının cümbüş olmasına rağmen insanı ağlamaktan beter eder bu saz. Temel olarak ud ve keman akorlarını kullanan cümbüş, aslen bir jazz grubu olan Tad Band'de bizlere bambaşka bir yönünü gösteriyor.
Boyu 1,3 metre hatta açılmış haliyle 2,5 metre olan bu müzik aletini satın almak isterseniz sipariş verdikten sonra 7 yıl beklemeniz gerekecek. Bu aletin sesini duyduğunuzda üflemeli mi telli mi olduğuna karar vermekte zorlanacaksınız. Klasik batı müziği şarkılarında kendine solo olarak da yer bulabilen bu alet Boğaziçi Gençlik Senfoni Orkestrası’nda hayat buluyor.
Bir rivayete göre, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yunanistan'a göçmüş Rumlardan birinin bağlaması onarılmayacak kadar kırılıyor, tamir edilmesini beklerken sonunda bağlamasıyla alakası olmayan bir saz buluyor elinde. Çok sinirleniyor ve bozuk çalgı anlamında 'buzuki!' diye bağırarak hışımla sazı almadan dükkânı terk ediyor. Daha sonra bu saz bir Yunan müzisyeninin eline geçiyor ve ondan da Türkiye göçmeni kesime yayılıyor. Yunan müziğini dejenere ettiği iddiasıyla 1900'lerin ortalarına kadar radyolarda çalınması yasak olan bu müthiş bozuk çalgı Grup Armoni’nin ellerinde adeta hayat buluyor.
Tüm orkestra enstrümanlarının akortlarını obua'nın la sesine göre yapmasından dolayı lider ruhlu bir enstrümandır. Cem Yılmaz'ın Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'na konuk şef olarak katıldığı konserde hayli komik diyaloglara malzeme veren bu enstrüman, her konserde ayrı enstrüman mottosu ile yola çıkan İstEnsemble grubunun da ilgisini çekmeyi başarabilmiştir.
Amerika kökenli zannedilmesine rağmen aslen Afrikalı olan bu alet Country müzik tarzının assolistidir. Pink Floyd’a ruhunu veren Syd Barret’ın müziğe başlamasına vesile olan bu alet kendisine Fakir Blues Topluluğu’nda da yer buluyor.
Marilyn Monroe'nun 'Some Like It Hot' ta çaldığı enstrüman olarak bilinen ve tıngır mıngır şirin sesleri ile son donemde bilinirliği çok artan bu telli çalgı aslında şanssız denilemez ama Derin yorumunu dinlememek şansızlık sayılabilir.
Ukulele<3
Obua deyince aklıma gelen Amerikan Pastası Bando Kampı filmi ve aniden gelen gülme hissi...