Sadece Liseliler Değil, Üniversiteliler Bile Bilmez! Teknolojinin Nereden Nereye Geldiğini Yüzümüze Çarpan 27 Nostaljik Detay

Nostaljinin en derinlerine girdik, bir türlü çıkamadık. Bundan yirmi yıl önce yaşadığımız tecrübeleri sizler için derledik, haydi hep beraber hüzne...

1. Arama motorlarından önce ansiklopediler vardı.

Bundan yirmi yıl önce Google yoktu, Wikipedia'nın kurulmasına ise daha üç yıl vardı. Bilgiye ulaşabilmek için hepimizin evinde en az bir takım ansiklopedi bulunuyordu. Temel Britannica, Meydan Larousse, Thema Larousse ve diğerleri... 

Gazeteden biriktirdiğimiz kuponlarla aldığımız ansiklopedilerle o kadar çok ödev yaptık ki...

2. Ve telefon numaralarını bulabilmek için bir rehber...

Henüz arama motorlarının olmadığını ve bilgisayarların da bu kadar yaygınlaşmadığını düşündüğümüzde, sosyal medyanın henüz bulunmaması mantıklı elbette. Peki, ne yapıyorduk? Telefon rehberlerinden faydalanıyorduk. En yaygını Altın Rehber'di ve her ilin kendine özel bir telefon rehberi vardı. Epey kalın ve sarı renkte olan bu rehberde kişileri PTT'ye kayıtlı olduğu soyisim ve isimlere göre arıyorduk.

3. Yeni neslin muhtemelen ilk anda çözemeyeceği muazzam bir detay: Çevirmeli telefon...

Basılacak herhangi bir tuşu ya da ekranı yok; rakamlar ve bir de şeffaf bir daire var. Nasıl kullanılacak ki bu diyenleri buradan duyuyoruz gerçekten. Çeviriyorsunuz arkadaşlar. Hangi rakamı çevirmek istiyorsanız, parmağınızı o deliğe getirip saat yönünde çeviriyorsunuz. Pratiklikle uzaktan yakından alakası olmasa da güzeldi.

4. Sabit telefonlar vardı ve kabloları bilinmeyen bir sebeple kendi kendine kıvrılırdı.

Yakın plandaki bu detay yeni nesil için herhangi bir şey ifade etmeyebilir ama telefon kablosunun kendi kendine kıvrılması bizim neslin en büyük sorunlarından biriydi. Düzeltmeye çalışsan olmazdı, öylece bıraksan aile büyüklerinden biri çemkirirdi. Neyse ki artık bunların da çözümü var.

5. Cep telefonunun henüz yaygınlaşmadığı bu dönemde buluşma saati belirlenirdi.

Birbirimizi nasıl buluyorduk, ne kadar emin oluyorduk bilemiyorum ama bir şekilde buluşmayı başarıyorduk. Evden çıkmadan önce birbirimizi arıyorduk elbette ama cep telefonunun olduğu bugün bile bu iş çok zor...

6. Kimin aradığından bağımsız bir şekilde her telefona mutlaka yanıt verilirdi.

Şimdi bir düşünün, telefon çalıyor ama kimin aradığını görmüyorsunuz. Arayan kişinin numarasını da görmüyorsunuz, 'Döncem ben sana' diyemezsiniz. Mecburen açardınız işte o telefonu...

7. Cep telefonları yok muydu? Yaygın olmasa da tabii ki vardı ve onun da başka başka dertleri bulunuyordu.

Yeni nesil bilmez... 😞

8. Nokia 3310'la aslında hiçbir şeye benzemeyen besteler yapılırdı.

Polifonik konusuna hiç değinmeyelim. 😂

9. Fotoğraflar ancak tab ettirildikten sonra görülürdü.

Bundan yirmi yıl önce, cep telefonları yaygınlaşmamış ve kameralı cep telefonları henüz ortaya çıkmamışken filmli fotoğraf makineleriyle fotoğraflarımızı çekerdik. Öyle beş altı tane arka arkaya çekip deneyemezdik de... Fotoğrafları ancak filmi tab ettirmek için fotoğrafçıya verdiğimizde görürdük. Selfie deseniz, çoğunlukla burnumuzu merkez alarak kocaman görünecek şekilde çekerdik. İyi, kötü, güzel, çirkin, artık nasıl çıktıysak öyle kalırdı o fotoğraflar...

10. Hâlâ varlığını sürdürse de filmli fotoğraf makineleriyle çekim yapmak gerçekten pahalı bir iş...

Bir de bir şey olur da filmleri kaybederiz diye bu kutulardan çıkaramazdık ki bizim için gerçekten çok gizemli bir şeydi.

11. Akıllı tahtalar henüz yoktu, yazıları duvara yansıtmaya yarayan tepegöz fen laboratuvarlarının gözdesiydi.

Aydınger kağıt üzerindeki yazıları duvara yansıtan ve optimum yansıtma açısı ile görüntü büyüklüğünü bulmaya çalışırken nice öğretmenin kendini kaybetmesine neden olan tepegöz gördüğümüz en teknolojik araçlardan biriydi.

12. Şanslı çocuklar bir dönemin favori oyun konsolu atarinin kasetinin altına üflerlerdi.

1990'lı yıllarda çocuk olan ve şu sıralar 30'lu yaşlarını yaşayan nesil bilir ki çalışmayan oyun kasetlerine üflenmesi gerekirdi.

13. Isınan atari adaptörü soğuması için buzdolabına konurdu.

İnanması güç ama gerçek...

14. Çalışmayan uzaktan kumandaya diz ile hafifçe vurulurdu, daha da çalışmazsa pilleri çıkarılırdı ve o piller ısırılırdı.

Dizle vurmak çoğu zaman işe yarardı ama pilin bitmesi başka bir şeydi tabii. Buzdolabına konulurdu ya da ısırılarak yeniden dolaşıma sokulurdu piller. Şimdi nerede böyle tasarruf...

15. Ne LCD ne LED TV; tüplü televizyon vardı ve çalışmayınca tepesine yumrukla vurulurdu.

Bundan yirmi yıl önce, evlerde havalı televizyonlar yaygınlaşmamışken tüplü televizyonlar vardı ve tabiri caizse şamar oğlanına dönmüşlerdi.

16. CD'ler can pahasına korunurdu...

Bundan yirmi yıl önce karşılaştığınız bu manzara ile kalp krizi geçirebilirdiniz. Aşağıdaki fotoğrafta ispatı... 👇

17. ...çünkü çizildiğinde zinhar çalışmazdı.

'No Disc' yazısıyla kahrolan neslimiz kolonyayla CD'leri temizlemeye de çalıştı ama olmadı...

18. Müzik çalmaktan bahsetmişken, kasetlere değinmemek olmaz: Kasetlerin içindeki şeritler birbirine girer ve karışırdı.

Çözmenin imkansız olduğu bu sorunda bir yardımcı vardı, hatta yeni neslin iki nesne arasındaki ilişkiyi çözemeyeceğine dair iddialar ortaya atılmıştı. 👇

19. Kalem kullanarak kasetlerin dönen mekanizmalarıyla şerit düzeltilmeye çalışılırdı.

El emeği göz nuru olan ve radyo başında saatlerce bekleyip en sevdiğimiz şarkıyı kaydettiğimiz kasetlerimiz...

20. MP3 player ve akıllı telefonlar henüz icat edilmemişti ve müzik dinleyebilmek için kocaman aletler taşınırdı.

1970'li yıllarda walkman, 1980'li yıllarda da taşınabilir CD player icat edildi. 1990'lı yıllarda genel olarak herkese ulaşan bu teknolojiler sayesinde her yerde müzik dinleyebiliyorduk ama bu kocaman aletleri nasıl taşıyorduk ki? Nerede MP3 player'lar, nerede akıllı telefonlar...

21. Mouse'ların topu vardı, her yerde sürüklenmezdi ve muhakkak temizlemek gerekirdi.

Optik mouse'ların yayılmasıyla tamamen ortadan kalkan toplu mouse'lar özellikle oyun oynayanlar için büyük çileydi.

22. Spotify yoktu, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi programlarından biri olan Winamp vardı.

Ne listeler yapardık, MP3 toplamak için ne taklalar atardık... İndirme programlarından yediğimiz virüsler de cabası tabii.

23. Şimdilerde koca koca dosyalar saniyeler içinde indirilse de, o zamanlar küçücük bir MP3'ü bile indirmek saatler sürerdi.

Bundan yirmi yıl önce, henüz fiber optik teknolojisinin adı bile ortada yokken internete girmek ve bir şeyler indirmeye çalışmak çok zordu. Bakınız aşağıdaki madde... 👇

24. Henüz DSL modemler yoktu ve internete ancak telefonla konuşan biri yoksa girilirdi.

Nice genç yiğit gelen astronomik faturalar yüzünden azar yedi...

25. Mayın tarlası oyunundaki şu tablo mutsuzluk sebebiydi.

Liseliler bilmez tabii...

26. Hiçbir işe yaramasa da Solitaire kartlarının arkası için resim seçilirdi.

Oyun olsa da Türkiye'de yaygın olarak fal zannedilen Solitaire efsanesi uzun yıllar eğlencemiz oldu.

27. Faks çok gelişmiş bir teknolojiydi ve 'Sabah Şekerleri' programlarına mutlaka gönderilirdi.

Metrelerce faks okunurdu.

BONUS: Seyyar lunapark.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
YORUMLAR
21.09.2020

Yaşlanmışım, hepsini tecrübe ettik :)

21.09.2020

O zamanlar orjinal sega nın bin tane çakma atarisi yapılırdı , pazarlarda bile satılırdı atariyle beraber çok net hatırlıyorum yerini bile . Şimdi bir konsol olmuş 7 8 milyar . Yok mu bir cengaver yapacak çakmasını .

21.09.2020

VHS ve Beta kasetler.... Jeton ve telefon kulübeleri.... Fotokopiden önce sarı saman kağıda ispirto ile "tekstir" edilerek çoğaltılırdı... Walkman... Türkçe Sözlük okullarda olmazsa olmazdı... Atlas... ..... ..... ....

TÜM YORUMLARI OKU (43)