Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 12 sayfalık iddianamede, mağdur Y.K.'nin şüpheli Cihan Araçman'ın yeğeni olduğu, diğer mağdur çocukları E.E. ile B.Ö.'nün de olayın gerçekleştiği yerde bulunduğu ifade edildi. O
layın meydana geldiği 17 Ekim 2015 tarihinden birkaç gün önce söz konusu restoranın güvenlik kameralarının arızalandığı belirtilen iddianamede, güvenlik kameralarının arızalanması ile eylem arasında ilgi bulunup bulunmadığının tespit edilemediği dile getirildi.
'Kimyasal maddeyi hedef gözeterek attı'
Olay tarihinde Cihan Araçman ve eşinin, söz konusu restoranda akrabalar arasında bir akşam yemeği düzenledikleri kaydedilen iddianamede, yenilen yemek sırasında da mağdur Y.K.'nin restoranın oyun alanında oynadığı ifade edildi. Araçman'ın yemek sırasında birkaç kez çocukların oyun alanına gittiği aktarılan idianamede, mağdur Y.K.'nin bisiklet üzerinde bulunduğu sırada, Cihan Araçman'ın 'sülfürik asit' olduğu belirlenen yakıcı ve aşındırıcı kimyasal maddeyi, mağdur çocuğun ağız ve burun bölgesini hedef gözeterek yakın mesafeden tazyikle sıktığı anlatıldı.
'Olaydın ardından kaçtı'
Mağdur Y.K. ile olay yerinde bulunan diğer çocuklar E.E. ile B.Ö.'nün sıçrayan sülfürik asitle temas etmeleri sonucu yaralandıkları belirtilen iddianamede, olayın ardından Araçman'ın oyun alanından kaçtığı, Y.K.'nin daha sonra hastaneye götürüldüğü, polis tarafından olay mahalline yakın işletmelerin güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesinde ise şüpheli Araçman'ın restorana yakın bir akaryakıt istasyonunun marketine koşarak gittiği ve buradan bir adet tüp içinde diş macunu satın aldığı belirtildi.
'Kişilik bozukluğu' teşhisi
Araçman'ın cezai sorumluluğunu tespit etmek amacıyla Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildiği belirtilen iddianamede, şüpheliye 'kişilik bozukluğu' teşhisi konulduğu, ancak işlediği iddia edilen suç sırasında cezai sorumluluğunu etkileyecek nitelikte akıl hastalığının bulunmadığı yönünde görüş bildirildiğinin açıklandığı anlatıldı.
'Gözlerinde mutluluğun görünmediği bir erkek çocuk...'
Hazırladığı iddianamede 'yürek burkan' değerlendirmelere yer veren Cumhuriyet Savcısı, şunları kaydetti: 'Mağdur Y.K.'nin olay tarihinden önceki haline ilişkinsoruşturma dosyasında bulunan görsellerde, canlı, görseli kaydeden aile yakınına sevgi dolu bakışlarında, yaşama sevincinin yüz ifadelerinden ve gözlerinden okunduğu, mutlu, 3-4 yaşlarında bedensel ve ruhsal gelişimi devam eden bir erkek çocuğuyken; olay tarihinde yaşadığı saldırı sonrası, en az 5 aylık zaman diliminde geçirdiği sayısı 100'ü geçen, haftada bir veya birkaç kez genel anestezi altındaki tıbbi operasyonlar, yüzünün büyük bir kısmında kimyasal maddeye bağlı yanıklar, her iki gözde de görme yetisinin kaybolduğu ve bir gözün tamamen görmediği, yüzünün çoğu zaman maskeyle kapatıldığı, çevresini göremeyen, çevresinde kendisine sevgi ile yaklaşan aile yakınlarının yüzlerini ve hatta ağladıklarını göremediği, gözlerinde mutluluğun görünmediği 4 yaşlarında bir erkek çocuk görselleri mevcuttur...'
'Yaşıtları gibi sevdiklerini göremeden...'
Sadece bu görsellerin bile mağdur Y.K.'nin maruz kaldığı saldırının olaydan geçen 5 aylık süredeki durumunun tespiti olduğu belirtilen iddianamede, 'Bedensel ve ruhsal gelişimi devam ederken, 3-4 yaşlarında bu saldırıya maruz kalan mağdur Y.K., yaşamının bundan sonraki kısmında, yaşıtları gibi sevdiklerini ve çevresini göremeden, meydana gelen gelişimleri görerek algılayamadan, koşamadan, tek başına öz bakım becerilerini gerçekleştiremeden, hep bir kişinin yardımıyla devam edecektir. Mağdur Y.K.'nin bedensel rahatsızlığının tedavisi devam etmesine rağmen, olay tarihinden önceki sahip olduğu hiçbir yetiyi artık kullanamayacaktır' değerlendirmesi yapıldı.