Hepimizin heyecanla beklediği düğünlerin gelenekleri olduğu gibi, bu geleneklerin de doğuş hikayeleri vardır. Düğünlere gittiğimizde karşılaştığımız olaylar aynı olduğu için bu gelenekleri ezberledik ama ne kadar ezberlesek de nasıl oluştuklarını bilmiyoruz. Atalarımızın neden bunları yaptığına akıl sır erdiremesek de, bu garip durumları 11 maddede inceleyeceğiz.
Gelin hep birlikte Southerliving'ten derlediğimiz ilgi çekici bilgilere göz atalım. Şaşırmaya hazırlanın!
Eski zamanlarda nedimeliğin kültürümüzde olmamasına rağmen, gün geçtikçe kültürümüzle bütünleşti. Peki, neden nedimeler aynı kıyafetleri giyiyor?
Roma döneminin başlarında, gelin damadın köyüne yürürken nedimeler kalkan görevindeydi. Her zaman gelini kötü durumlardan korumuştu. Gelinle benzer kıyafetler giydikleri için kötü ruhlar kimin evlendiğini anlamadığından geline zarar veremezdi. Bu inançtan sonra nedimelerin sadece çiçek tutarak gülümsemeleri gerektiğine çok şaşırıyoruz.
Düğün pastası düğünün en önemli parçaları arasında bulunuyor. Pasta geldiğinde ilk olarak küçük bir parçayı damat alıyor sonrasında gelinin başında parçalıyor. Konuklar ise şans için gelinin ayaklarındaki kırıntının etrafında dolanıyor. Bu gelenek zaman geçtikçe değişti. Artık konuklara parça dağıtılıyor ve konuklar şans için parçaları yastık altında saklıyor. Bu geleneklerin günümüzde yapıldığını düşündüğümüzde ilginç gelebilir ama bunlar gerçek.
Eski zamanları düşündüğümüzde en iyi damat gelinin babasına karşı gelip sevdiğinin arkasında duran, gerektiğinde bohçasını alıp kaçırandı. “En iyi” terimi başına boşa eklenmedi. O her durumda bir savaş çıktığında kılıcını çıkarıp herkesi kurtarandı. Damada sorduğumuzda ise yüzükleri unutmamak zor geldi…
Beyaz rengi düşündüğümüzde hepimizin aklına saflık, temizlik geliyor. Oysaki 1800’lü yıllarda gelinler kırmızı giyiyordu. Kraliçe Victoria, Prens Albert ile evlenirken beyaz dantelli bir gelinlik giydi. Tabi o zamanlar bu renk saflık değil serveti
temsil ediyordu. Kraliçeden de anladığımız üzere. ☺ Victoria sağ olsun biz de bu akıma devam ediyoruz…
Gelin çiçeği, gelinlik gibi her kadının hayali. Çiçeği seçerken bile ortama uyumlu olması beklenir ve bu güzel çiçek günün sonunda bekâr kadınlara atılır ki o da ilerde evlensin. Burada şaşıracağımız olay ise gelin çiçeği atarken damadın o sırada işlerini yaptığı düşünülmesidir. Gelin çiçeğini atma sebebimiz buymuş meğerse…
Gelin hazırlandıktan sonra ayakkabısının altına bekâr kadınların ismi yazılır ve isimlerin silinmesi beklenir. İsimler silindikçe kadınların evlenme hayalleri ilerde gerçekleşecek demektir.
Dipnot: Tabi gerçekten hayalleri buysa…
Her gelinliğin bir duvağı vardır elbet. Güzel ve hoş olmasından ziyade bu duvaklar yine eski zamanlara dayanıyor. Antik Yunan ve Roma’da gelinler kötü ruhlardan korunmak için duvak takarlardı. Şeytani gözlerden duvaklar yardımıyla saklanırlardı. Aman gelinlerimizi kem gözlerden koruyalım.
Günümüzde balayı denince aklımıza Maldivler, romantizm, eğlence gelirken eskilere dayandığımızda damadın gelini başkalarından korumak için götürdüğü yermiş meğerse. Kendi akrabalarının ya da tanıdıklarının nerede olduğunu bilmemesi için yapılan bir durum. Bu durumu öğrendikten sonra mutlu olduğunuzu hissediyorum. 😁
Sonunda kötü ruhlardan uzak bir gelenek. Günümüzde de olduğu gibi yüzük, sahipliği simgeliyor. Roma, Yunan ve Yahudi kültürlerinde gelinin babasına teminat ödemek için yüzük alınırdı. Bizdeki başlık parası gibi. Tabi artık bunlardan eser yok.
Kadın haklarının ilerlemesiyle birlikte gelin ve damat birbirine yüzük alıyor. Bu yüzüğün dördüncü parmağa takılmasının nedeni ne? Hatta 'bu parmağa yüzük parmağı denmesinin nedeni ne?' dediğimizde ise bilimsel bir açıklama ile karşı karşıya kalıyoruz. Dördüncü parmağın kalbe götüren bir damarla bağlantılı olmasıymış mış mış…
Nikah töreninden sonra gelin ve damat ayağa kalktığı an o muhteşem cümle duyulması beklenir: “Gelini artık öpebilirsin”. İşte bu cümlenin sebebi rahiplerin kiliselerde yapılan törenlerde evliliği kutsamak için söylediği bir söz olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar gelmiş.
Gelini evden çıkarmak için yapılan bir gelenekti. Eski zamanlarda gelinin evlilik için hevesli olması istenmezdi ve babasından ayrılması zor diye düşünülürdü. Bu nedenle damat gelini zorla götürüyormuş gibi göstererek gelini taşırdı ya da bunların hepsi bir hikayeydi, gelin düğünde oynamaktan çok yorulduğu için damat taşımak istedi. 😉
Bence güzel adetler. Umarım kaybolup gitmezler
O değilde kötü ruhlar neymiş be