Ölümcül Bir Tartışma: Hem Kedi Köpek Sevip Hem de Nasıl Rahatça Et Yiyebiliyoruz?

Canlıların 'canlarına' psikolojik seviyede kıymet biçerken bir garip davranırız. Bir böceği ezmek bizim için herhangi bir yanlış davranışın ortaya konması değildir, o böcek bize hiçbir zarar vermeyecek olsa da. Konu evcil hayvanlara geldiğinde duyarlılık seviyemiz artar, konu biz yani insanlar olduğunda ise kıymet kavramı hukuk bağlamında değerlendirilir. Canlılara karşı bu çarpık yaklaşımımız aslında sebepsiz değil.

Hayvanlara olan yaklaşımımız bilinç derecelendirmesi ile bağlantılı.

Zeka gibi bilinç de tanımlanması hayli zor, soyut bir kavram. Hissetme, algılama yahut deneyimleyebilme becerisi olarak tanımlayabileceğimiz bilinç canlılarda farklı seviyelerde ortaya çıkar. Bilinç seviyesinin hayvanın zekasıyla doğru orantılı olduğu savlanır.

Bilinç seviyesinin yükselmesi algıların daha keskin olmasına, bu da acı hissinin belirginleşmesini beraberinde getirir.

Karıncalar ve böceklerin bizler için büyük önem arz etmemesi, çoğunun yaşamını göz kırpmadan alabiliyor oluşumuz onların bunun bilincinde olmayacağı ön kabulüyle destekleniyor. Ya da kendimizi böyle rahatlatıyoruz.

Bu yaklaşım tüketim için milyonlarcasını ürettiğimiz tavuklar, hindiler ve inekler için de geçerli.

Buradaki yaklaşımımızda onların bu acıyı hissettiklerini bilsek de bu hayvanlara 'olanların' gözümüzün önünde gerçekleşmiyor oluşu bu hissi baskılamayı sağlıyor. Ayrıca bu canlıların işkence görmesi de aynı şekilde bizleri rahatsız edebiliyor.

Peki ya köpekler?

Bizler tüketim zincirimize dahil olan canlıların aksine köpeklerin Çin'de kimi festivallerde yapıldığı gibi işkence görmesine kökten karşı çıkıyoruz. Aslında bu uç örneği bir kenara bırakırsak Çin'de eğer doğru yöntemlerle kesiliyorsa köpek yemek de yanlış değil.

Kimilerine göre köpeklere olan hislerimizin de ötesi var.

Fillere ya da yunuslara işkence edilmesini köpeklere işkence edilmesinden daha rahatsız edici bulanlar da var. Sebep de belli: Bu canlılar köpeklerden daha yüksek bilinç seviyesine sahip.

Bu sebep sonuç ilişkisinden yola çıkarak insanların diğer tüm canlılardan daha yüksek haklara sahip olmasını da savunuyorlar.

Öyle ki bu sebep-sonuç ilişkisiyle ilaç testlerinin hayvanlar üzerinde yapılmasına getirilen sınırlamalara da karşı çıkıyorlar. İşler gittikçe karmaşıklaşıyor değil mi?

Tüm bunların ötesinde hayvanlara olan yaklaşımımız çok büyük problemler de taşıyor.

Tüketim için eziyet ettiğimiz canlıları bir yana bırakalım, sirklerin varlığı bile başlı başına bir utanç değil mi?

Ya da dünyanın kimi yerlerinde neredeyse köleleştirilen filler, utanç satırlarımızı kabartıyor.

Gerekli düzenlemeler yapılırken önemli olan hayvanların 'hislerini' algılarken kendi zihinsel kurallarımızda düzenlemeler yapabilmek. En azından neden aynı olaylara bakarken farklı hisler yaşadığımızı görebilmek, canlıların bilincinin yargılarımızı şekillendirdiğini kavrayabilmek önemli.

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
26.12.2017

Bunlar sadece BENİM FİKİRLERİMDİR. Tüm vejetaryenlerin vejetaryen olma NEDELERİ ve FİKİRLERİ FARKLIDIR. Vejetaryenim ama insanların neden kedi, köpek sevip et yiyebildiğini anlıyorum. Tamamen etikle alakalı bir tutum. Farklı köpek cinsleri çobanlık, koruma, dövüş ve ya arkadaş (companion) gibi farklı amaçlarda kullanılmak için insanlar tarafından seçici üremeyle oluşturulmuştur. Köpekleri yanımıza alan biziz ve düşündüğümüzde onlarla bir anlaşmamız var. Ben sana yemek vereceğim sen beni koruyacaksın, sürüme bakacaksın, işlerimde yardım edeceksin vs gibi. Köpek yemek işte bu anlaşmayı bozduğu için etik değildir. Aynı durum at ve kediler için de geçerli. Öte yandan zaten yenmek için yetiştirilen ve beslenen hayvanların acı çekmeden öldürüldüğü ve sağlıklı, doğal yetiştirildiği sürece yemek etik dışı değildir diye düşünüyorum. Geri kalan maddeler (hayvanlara işkence etmek, sirkler) insanlar daha cahilken başlamış olaylar. Şu an durduramamızın nedeni ise bu konuya karşı duyarsız olmamız, internette görüp ''ay yazık'' diyoruz, online imza kampanyalarına katılıyoruz sonra bir şeyler yaptığımızı sanıp kendi vicdanımızı rahatlatıyoruz. Tamamen bencilliğimiz ve tembelliğimiz yüzünden bu utanç devam ediyor diye düşünüyorum. (Yanlış anlaşılmasın maalesef ben de bir istisna değilim bu yorum hiç bir şeyi değiştirmeyecek, hiç bir yardımı yok acı çeken hayvanlara sadece düşüncelerimi yazarak kendimi rahatlatıyorum)

26.12.2017

Hah söyle ya nihayet aklı başında bi vejetaryen gördüm. Kardeşim et yemezsen yeme. Ne diye yiyene cani muamelesi çekiyorsun, vicdanına saldırıyorsun. Nasıl bi milletsek hic bir seyi ölcüsüyle yapamıyoruz her şeyimiz fanatizm. Vejetaryenler etçil düşmanı, feministler erkek düşmanı, hayvanseverler insan düşmanı, rakip siyasi parti taraftarlari birbirinden iğreniyor. Herkes kendisiyle aynı fikirde olmayan yada abarttığını düşünen herkesi cani, aptal, maganda olduğunu iddia etmeye o kadar hazır ki nasıl savaş çıkarmıyoruz aramızda hayret...

Pasif Kullanıcı
26.12.2017

erdem yılmaz editörümüz, çok ince bir içerik yapmışsın ama biraz daha açarak akılda kalıcı bizden örnekler kullanabilirdin, gerçi küresel bir konu ama kitlemiz belli. Yine de çok nadir kaliteli içeriklerden biri olmuş tebrik ediyorum. (besin piramidi-yaratılış ve ekosistem üzerinden yürüseydin okuyucuyu kendi iç terazisine koymuş olurdun)

26.12.2017

anamızı sevip kadinlarla nasıl evlenebiliyoruz gibi bise olmus buda iste bu kadar mantiksiz

TÜM YORUMLARI OKU (63)