Bir müzisyenin karakteri ya da hayat görüşü müziğinin önüne geçmeli mi, geçmemeli mi? Yıllardır bu konu tartışılır durur, ancak kimse tam olarak işin içinden çıkamaz. Müzikseverlerin çıkmazı olan bu konuyu biraz açalım.
Bir müzisyenin karakteri ya da hayat görüşü müziğinin önüne geçmeli mi, geçmemeli mi? Yıllardır bu konu tartışılır durur, ancak kimse tam olarak işin içinden çıkamaz. Müzikseverlerin çıkmazı olan bu konuyu biraz açalım.
Tıpkı Justin Bieber gibi bazen kavga edebiliyorlar.
Chris Brown sevgilisi Rihanna'yı dövmüş, bu olay uzun süre gündemde kalmıştı. İlginç olan bu olayın üzerinden zaman geçtikten sonra aralarında yeniden aşk dedikoduları çıkmasıydı.
Metal müzik dinleyicisinin grubu Burzum ile yakından tanıdığı bir isim olan Varg Vikernes de 1993 yılında Mayhem'in ve o dönem Burzum'un da gitaristi Euronymous'u öldürmüş, bu olay metal müzik tarihinin en önemli olaylarından biri haline gelmişti.
Ermeni asıllı grup System Of A Down, bunun en iyi örneklerinden biri. Popüler oldukları yıllarda ülkemizde büyük bir tartışma konusuydular. Türk karşıtı ifadeleri ve soykırım iddiaları nedeniyle onların müziğini dinleyen hain ilan ediliyordu.
Çok uzağa gitmemize gerek yok. Ahmet Kaya'nın görüşleri ve söylemleri sebebiyle eleştirilmesinin, dinleyicilerine kötü gözle bakılmasının üzerinden çok uzun yıllar geçmedi.
Örneğin popüler hip hop dünyasında kadının konumu sebebiyle feminist bir bireyin hip hop dinlemesi tuhaf mıdır? Bu bir tartışma konusu.
Özel hayatındaki bazı davranışlarını tasvip etmediğiniz bir şarkıcının müziği size hitap ettiği halde onu asla dinlememek gibi katı kurallar geliştirmek mantıklı mı?
Özel hayatlarını gizli saklı yaşamalı, siyasi görüşlerini; hatta tuttukları futbol takımlarını bile açıklamamalılar. Çünkü müzik evrensel ve ona hiçbir zarar gelmemeli.
Taylor Swift'in Trump protestolarına karşı sessiz kalması hayranlarını sinirlendirmişti.
Ancak elbette bu her zaman mümkün değil. Örneğin Michael Jackson'ın sansasyonel pedofili davasında masum olup olmadığını muhtemelen hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Bu durumda da insan kolay yolu, inkarı tercih ediyor. Sevilen müzisyenlere aykırı davranışlar yakıştırılmıyor. Müzik ön planda tutuluyor.
Irkçılık karşıtı biri faşist bir grubun müziğini dinleyemez mi? Önde olan müzik midir, yoksa müzisyen mi? Bu konuda farklı görüşler mevcut. Kimi müzikseverler hiçbir koşulda fikren uyuşmadıkları müzisyenlerin eserlerini dinlemiyor. Kimilerine göreyse önemli olan müzik ve müzisyenin özel hayatı müziğinden tamamen bağımsız; bu kişiler sevmeleri durumunda her müziği dinliyor. Kimileri de tutarlılığını koruyamıyor. Yani bazı isimlerin müziğine karşı özellikle soğuk oluyor, bazen de bunu umursamıyorlar; yani söz konusu kişiye göre davranış geliştiriyorlar.
siyasi görüşü beni ilgilendirmez ama şiddet pedofili gibi olaylarda dinlemeyi bırakıırm
hoşuma giden her şeyi dinlerim. o sanatçı ne demiş ne yazmış protesto etmiş mi etmemiş mi onu övmüş mü buna sövmüş mü diye araştırmıyorum. alt tarafı 3-4dklık mesele için kimsenin şeceresinin peşine düşecek değilim. kulağımda o sesin olmasından keyif alıyorsam benim için mesele bitmiştir. ama sözlere dikkat ederim. kıymet verdiğim şeylere alenen hakaretlerde bulunulan ya da nahoş ifadeler içeren şarkıları dinlemem. sadece enstrüman varsa ne ala hiç sıkıntı yok demektir. ayrıca usta sanatçılar savunduğu fikirler ne olursa olsun kendini dinletir. bu kişilerin görüşleriyle eserleri doğrudan bağlantılı değildir ve bu sayede çok geniş kitlelere kendilerini sevdirirler. bağlantılı olsa bile kimseyi irrite etmeden bunu yaptıkları için tepki çekmezler. sadece belli bir kesime hitap edenler sanat adına değil siyasetten ekmek yeme peşinde olduğu için bunu yapar. kimi yandaşlıktan para götürür kimi protesto ayağına. ikisinin de farkı yoktur.
Sadece müziğine bakarım valla, yada yaptığı işe çünkü kimsenin özel hayatı ya da gerçek hayattaki karakteri iyi veya kötü kimseyi ilgilendirmez ilgilenen ayıp ediyordur tabi gene de iyi olması tercihimdir ki bu iyi ve kötü kavramları da göreceli yani