Mutsuzluğu seçmek işin en kolay yolu gibi gelir her zaman, oysa mutluluğu seçmenin o kadar basit anahtarları var ki...Burada bahsettiğimiz bencillik değil. Önce kendinizi mutlu etmeyi beceremez, kendinize saygı duymazsanız, ne saygı duymayı öğrenebilir ne de görebilirsiniz.Hata yaptığınızda kendinize kızmanız hiçbir şeyi çözmez. Hatanızı görüp, kabullenirseniz çözümü kendiliğinden bulabilirsiniz.Belki de denediğiniz ama yapamadığınız bir şey size bambaşka bir şey öğretecek ve asıl başarınızı yakalamanıza yardımcı olacak. Başarınızı sahiplendiğiniz gibi başarısızlıklarınızı da sevin, size ait olan en gerçek şeyler onlar.Hatalarınız, kusurlarınız, almış olduğunuz kararlar hepsi size ait. Yanlış olabilir, her şeyin en doğrusunu doğduğunuz gibi biliyor olmanız mümkün mü?Yapmak istediğiniz her şey, aldığınız her karar o an için verilen en mükemmel karar. Bunu unutmayın ve kendinize şans tanıyın.Ağlamak bir güçsüzlük göstergesi değildir, vücudunuzun sizi yoğun duygular yaşadığınızda rahatlatmaya çalışması kadar doğal ne olabilir? Ona engel olmayın.Sevdiğiniz bir arkadaşınıza ya da çok sevdiğiniz herhangi birine bile isteye kötülük yapar mısınız? Ya da mutsuz olmasını ister misiniz? O halde kendinizi de sevin ve kendinize de zarar vermeyin. Çünkü en iyi arkadaşınız kendinizsiniz.Sevmediğiniz, utandığınız, istemediğiniz ya da kimseye söyleyemediğiniz şeyleri kendinizden de saklamayın. Siz kabul etmezseniz, kimse sizi kabul edemez.Kendinizi üzdüğünüz her an, kendi çocukluğunuzu hayal edin. Odanızın bir köşesinde sinmiş o savunmasız çocuk ağlatılmayı hak etmiş olabilir mi? Yapmayın bunu kendinize.Kendinize yapacağınız en büyük kötülük bu. Zafiyetleriniz ya da zor anlarınız olabilir, acımaktansa kendinize çözüm olmayı, kendi kendinizin yanında olmayı deneyin.Bir piyanonun tuşuna dokunmadan onu çalabileceğinizi öğrenemezsiniz, bir futbol topuna vurmadan yeteneklerinizi keşfedemezsiniz. Kendinizin elinden tutun.Belki bir film izlemek, belki yağmurda bir yürüyüş, belki de görmediğiniz bir yeri görmek. Yapın gitsin, istediklerinizi ve kendinizi asla ertelemeyin.Her konuda yetersiz, başarısız olmanız mümkün değil, doğanın kurallarına aykırı. Yapamadıklarınız ya da elinizin el vermediği şeyler yetersizliğinizi göstermez. Başarılı olduğunuz yanları keşfedip övünün, kendinizle gurur duyun.Bırakın hayallerinizin ucu bucağı olmasın. Onlara ket vurmayın, hayallerinizi ve heveslerinizi kırmak yerine onların size hissettirdiği mutluluğu deneyimleyin.Geçmişiniz, sizi üzen ya da mutsuz eden her şey size ait. Onları silmek, unutmaya çalışmak ya da kabul etmemek size bir şey kazandırmaz. Siz onlarla var oldunuz, geçmişinizi sevin ve kabul edin.Kendinizde bulduğunuz kusurlar çevrenizin değil sizin dikkatinizi çekiyor. İnsanlar sizi saçlarınız ya da gözleriniz için değil, siz olduğunuz için seviyor. Sizin de yapmanız gereken sadece bu.Bu zaten içinden çıkılır bir şey değil, kendinizden daha iyi durumda olduğunu düşündüğünüz birileri olabilir, emin olun siz de bir başkasına kıyasla daha iyi durumda olabilirsiniz. Bu kısır döngü sadece sizi mutsuz eder.Tüm sorunlar kendimizi sevmemekten başlıyor. Öncelikle varlığımızın gerçekleşebilecek en kusursuz şey olduğunu bilmemiz gerekiyor. Sahip olduğunuz ve size ait olan her şeyle ne kadar özel ve değerli olduğunuzu unutmayın. İyi ki varsınız.
Çok iyi niyetli bi çalışma ama yemez. Bize işlemez bunlar.
siz kendinizle barışık olsanız bile arkadaşlarınız ,çevreniz buna izin vermez ..'kilo mu aldın sen ', bu elbise sana uymamış ' , 'sen bu sınavı gecemezsın ' vs vs.. her zaman biri keser önünüzü kırar hevesinizi ..
bizim kendimize bakışımız o kadar önemli değil. önemli olan diğer insanların bize nasıl baktığı ve bakış açılarıyla bizi ne kadar etkilediği.