Muhtemelen Sizin de Bir Yanıt Veremeyeceğiniz, Bilimin Henüz Açıklayamadığı 10 Olgu

1. Beden - Zihin Bağlantısı

Bir efsaneye dönüşen ‘plasebo etkisi’ zihinle beden arasındaki muhteşem ilişkinin en basit kanıtı. Bu etki kendini şöyle gösteriyor: Sahte, yani aslında ilaç olmayan bir ilaç aldıklarından habersiz denekler, dertlerine derman olacak bir hap ya da şurup içtiklerini düşündüklerinden kendilerini daha iyi hissediyorlar. Üstelik etki kimi zaman bununla da kalmıyor, tıbbi belirtilerde de düzelme görülüyor. Plasebo deneklerine bakınca, insan ister istemez, zihin neye inanırsa bedeninin de onu yaşadığına hüküm getiriyor. Pek çok uzman, zihnin yardımıyla bedenin kendi kendini iyileştirebilme kabiliyetinin, modern tıbbın yaratabileceği bir ‘mucize’den kat be kat büyüleyici olduğuna inanıyor.

2. Hayaletler

Hayaletlerin varlığı hakkında ciddi bir kanıt olmamakla birlikte, onları gördüğünü, onlarla konuştuğunu, onların fotoğraflarını çektiğini ısrarla anlatan -içten ya da değil- şahitler, pek çok insan var. 

İnsanların hayaletlerin varlığına inanmalarının muhtemel sebeplerinden biri de, tanıdığımız anda geç kalacağımız (öleceğimiz) düşmanlara karşı beynimizde oluşturduğumuz bir güvenlik sistemi olabilir.

Ancak bilim henüz bu konuda bir sonuca varamadı.

3. Deja Vu

Deja vu, yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusudur. Kısacası bir ânı daha önceden yaşamışlık hâlidir. Yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamış veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu pek çok kişide zaman zaman yaşanmaktadır. Bu anı daha önce yaşamıştım… Buraya daha önce gelmiştim… Bu olayı rüyamda birebir görmüştüm… Bu cümleler sayısız insanın kullandığı sıra dışı bir olayı anlatır. Deja vu, bize bir şeyleri tekrar tekrar yaşatır sanki..

Deja Vu üzerine bir teoriye göre, bizlerin farkında olmadığı ya da algılayamadığı paralel evrenler var ve bu evrenlerde bizimle eşlenik halde olan başka benliklerimiz var. Bu teoriye göre biz, bir başka evrenin yansıma evreninde olabiliriz. Yine bu teoriye göre; zaman ve bilgi aynı anda bizim olduğumuz noktada zaten mevcut. Tıpkı gözümüzün ve kulağımızın görüp duyamadığı ses ve ışık dalgaları gibi… Yani üç boyutlu algılama kapasitemiz yanı başımızda duran bilgiyi ya da titreşimi alamıyor. Deja vu da bu evrenlerin yansımasının bir nevi tekrarı denilebilir.

4. Taos Uğultusu

ABD’nin New Mexico eyaletinde bulunan küçük Taos kentini ziyaret eden bazı turistler ve vatandaşlar, yıllardır, çöl havasında gizemli, güçsüz, düşük frekansa sahip bir uğultu ve titreşim duyduklarını anlatıyorlar. Bu iddiada bulunanlar, Taos vatandaşlarının sadece yüzde ikisini oluşturuyor. Bazıları bunun çöldeki garip birtakım akustik sorunlarından kaynaklandığını düşünürken, bazıları da bir çeşit kitle histerisi ya da uğursuz bir sır olduğuna inanıyor. Duyulduğu iddia edilen sese ister vızıltı, ister uğultu, ister titreşim deyin; ister psikolojik, ister doğal, ister doğaüstü olduğuna inanın… 

Hakkında bilinen bir tek gerçek var: O da şimdiye kadar hiç kimsenin bu garip sesin kökenini ortaya çıkaramadığı.

5. Duyu Ötesi Algı

Hem Doğu, hem de Batı toplumlarında, bazı insanların bir çeşit psişik güçleri olduğuna inanılıyor. Bugüne dek psişik güçleri olduğunu iddia eden kişiler, araştırmacılar tarafından pek çok teste tabi tutuldu. Ancak elde edilen sonuçlar her seferinde ya olumsuz ya da muğlak ve şüpheliydi. Altıncı hissin gücüne inanan pek çok kişi, psişik güçlerin test edilemeyeceğini, çünkü bir nedenle kendilerine şüpheyle yaklaşanların ya da bilim adamlarının yanında azaldığını vurguluyor.

6. Önsezi (Durugörü)

Durugörü, en basit haliyle beş duyumuzun algıladığından daha da ötesini algılama durumu olarak tanımlanabilir. Hislerin aşırı keskin olduğu zamanlarda, henüz gerçeklememiş bir olayı algılamayı sağlar. Kısacası dilimize geçmiş ve en çok bilinen hali ile 6. hissimizdir.

Psikologlar bu durumu açıklarken insanların bilinçaltlarında, farkında olmadan çevremizdeki dünya hakkında bilgi topladığını vurguluyorlar. Bu şekilde biz aslında sadece ‘görünüşte bilmediğimiz’ bazı şeyleri biliyor ya da hissediyoruz. Ancak söz konusu bilgiler bilinçaltımızın derinliklerinde yaşadığı için, bunun nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. Bu açıklama kimileri için tatmin edici olsa da pek çok araştırmacıya göre önsezi, kanıtlanması ve üstünde çalışılması zor bir konu.

7. Ölümden Sonra Hayat

Hayatlarında bir kez ölüme yakın deneyim geçirmiş kişilerin bazıları, karanlık bir tünelde yol alıp, sonunda beyaz bir ışık huzmesine kavuştuklarına dair hikâyeler anlatır. 

Bunlar arasında sevdiklerinize kavuşmak, garip bir huzur hissetmek gibi daha renkli öyküler de mevcuttur. Bu deneyimler son derece etkileyici olmakla beraber, maalesef kimse ‘öbür taraf’tan elinde bir kanıtla ya da doğrulanabilir bir bilgiyle geri dönmeyi başaramadı. ‘Öbür dünya’ kuşkuyla yaklaşanlar, söz konusu deneyimlerin travma geçirmiş bir beynin gördüğü halüsinasyonlar olduğunu vurguluyorlar. 

Tabii bu nedenle de son derece doğal ve açıklanabilir olduklarını… Ölüp de geri dönen olmadığına göre, bu konu gizemini koruyacak.

8. UFO'lar

UFO deyince genelde insanların aklına uçan daireler, kısacası uzay gemileri gelse de UFO’nun açılımı ‘Tanımlanamayan Uçan Nesne’… Ve bu nedenle evet UFO diye bir şey var. Çünkü dünyanın her tarafında, gökyüzünde ne olduğunu tanımlayamadıkları birtakım objeleri gördüğünü söyleyen insanlar var. Ancak bu obje ve ışıklar, aslında uçak mıdır, meteor mudur yoksa gerçekten Marslıların son model uzay gemisi midir? 

İşte bu durum bir türlü açığa kavuşturulamıyor.

Daha geniş bilgi için..

CIA’in Sır Gibi Sakladığı 51. Bölge Üzerine İlginç İddialar ve Komplo Teorileri

9. Kaybolan İnsanlar

İnsanlar bazen kaybolur. Bazıları yaşadıkları hayattan kaçar, bazıları büyük çaplı ve cesetlerin tanınamadığı kazalarda yitip gider, bazıları cinayet kurbanı olur. Kayıplar ölü ya da diri bulunur. Ancak bazı insanlar vardır ki adeta buharlaşırlar. 

1872’de Portekiz yakınlarında bulunan ‘hayalet gemi’ Marie Celeste’in mürettebatı, Spartacus, Oscar Zeta Acosta, Natalee Holloway, Amerikan işçi lideri Jimmy Hoffa, bu şekilde kayıplara karışanlardan sadece bazıları.

10. Koca Ayak

Bu gizem de Amerika’dan… Yeni Kıta’da yıllar boyunca, insana benzeyen, bol tüylü, son derece iri, ‘Koca Ayak’ adlı bir yaratığı gördüğünü iddia eden sayısız insan ortaya çıktı. Tüm kıta çevresinde kaydedilen iddialar eğer doğruysa, aslında binlerce Koca Ayak’ın yaşıyor olması gerekirdi. Ancak bugüne kadar bu korkunç yaratığa ait tek bir ceset bile bulunamadı. Ortada belirsiz fotoğraflar, video kayıtları ve tanıkların açıklamalarından başka bir şey yoktu. Görünen o ki, Koca Ayak da, İskoçya’nın varlığı bir türlü kanıtlanamayan ünlü Loch Ness canavarı gibi gizemler dünyasındaki yerini koruyacak.

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
YORUMLAR
19.01.2019

11. Onedio. Ama bilim onedio da açıklıyor. "At yalanı, seveyim inananı". Sanırım onedio için bilim bi mahalle dayısı filan. Sordular açıklayamadı galiba

18.01.2019

Bilimin açıklayamadığı şeylerin aslında hiçbir şeyin açıklamadığının gerçeği :D

19.01.2019

#4 resmen adamın bağırmasını kulaklarımda duydum

19.01.2019

Aynen başarılı bir görsel olmuş...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ