Kutsal Donut Kilisesi'nden Maradona Kilisesi'ne ... Parodi Dinler Ve Düşünceler...

Bir dini, mezhebi veya kültü parodileştiren (gülünç bir taklidini yapan) taklit dinlere parodi din veya taklit din denir. Bu terim aynı zamanda çok ezoterik (içrek) olduğu için görece fazla ciddiye alınmayarak 'gerçek' dinlerden sayılmayan dinler için de kullanılabilir. Bir parodi din, birden çok dini, mezhebi ya da kültü aynı anda parodileştiriyor olabilir.

Şimdi diyebilirsiniz ki, ''ya tüm bunları kim takar?''. Biraz derin düşününce aslında bütün dinlerce aynı mantıkta hareket edip hatta ödenek bile alabilmişler zamanında.

Varsayın çok ciddi bir iddiada bulunuyorum. Hayatınızın fırsatlarından birini sunuyorum. Size hakkında binlerce hikaye yazılmış ama asla kimsenin göremediği ejderhalardan bir tanesini gösterebileceğimi söylüyorum. “Haydi Göster!” diyorsunuz, ben de sizi garajıma kadar götürüyorum. İçeride bir merdiven, boş boya tenekeleri ve eski bir üç tekerli bisiklet var ama ejder yok. “Hani bu ejder nerede?” diye soruyorsunuz.

“İşte tam orada” diyerek , ileride bir yeri işaret ediyorum. “Söylemeyi unutmuş olmalıyım , o görünmez bir ejder”

Ejderin ayak izlerini görebilmek için yere un serpmeyi öneriyorsunuz.

“İyi fikir” diyorum , “ama bu ejder havada uçuyor”

O halde görünmez alevini saptamak için kızılötesi alıcı kullanmaya kalkıyorsunuz.

“İyi fikir ama bu görünmez alevin ısısı da yok.”

Peki öyleyse, siz de sprey boya sıkarak ejderi görünür yaparsınız.

“İyi olurdu ama bu ejderin cismi de yok ki! Boya tutmaz.”

Bana önerebileceğiniz daha çok yöntem var. Ancak önerdiğiniz her türlü fiziksel testi, neden işe yaramayacağını açıklayan bir bahane ile savuşturabilirim.

Peki, ısısız alev püstürten , görünmez , cisimsiz , havada uçan bir ejder ile aslında hiç var olmayan bir ejder arasında ne fark var? Savımı çürütmenin , aksini göstermenin bir yolu yoksa, ejderimin var olduğunu söylemenin ne anlamı var? Hipotezimi geçersiz kılma yeterliliğinden yoksun olmanız ile doğru olduğunun kanıtlanması arasında çok fark var. Denenemeyen iddialar, çürütülmeye karşı bağışıklığı olan önermeler bize esin vermek ya da merakımızı uyandırmak bakımından ne türlü bir değere sahip olurlarsa olsunlar, gerçekliğe uygunluk terazisinde ağırlıkları sıfırdır. Bu durumda, ejder konusunda sizden isteyebileceğim tek şey kanıt olmadığına göre, benim dememe bakarak bana inanmanız.

Garajımda bir ejder olduğu yolundaki ısrarımdan yola çıkarak varabileceğiniz tek sonuç, kafamın içinde komik bazı fikirlerin barınmakta olduğudur. Hiç bir fiziksel testin uygulanamadığı bu sava beni inandıranın ne olduğunu merak edersiniz. Gördüğümün bir düş ya da sanrı olması olasılığı geçer aklınızdan. Peki ama neden bunu ciddiye alıyorum? Belki de yardıma gereksinmem vardır. En azından, insanın yanılabilme payını hafife almış olabilirim.

Varsayalım ki yaptığınız testlerin tümü başarısız olmasına karşın, iyi niyetinizi yitirmeyecek denli duyarlı davranıyorsunuz. Yani, garajımda alev soluyan bir ejder olması fikrini hemen reddetmiyorsunuz. Yalnızca, aklınızın bir köşesine kaldırıyorsunuz. Mevcut kanıt aksini gösterse de, yeni bir veri elde edecek olmanız durumunda inceleyip ikna edici olup olmadığına bakmaya hazırsınız. Kuşkusuz, bana inanmadığınız için kendimi hakarete uğramış saymam size haksızlık olur; sırf İskoç mahkemelerinin söyleminde yer alan “kanıtlanamamıştır” hükmüne vardığınız için sizi can sıkıcı ya da düş gücünden yoksun olmakla suçlamak da öyle.

Arjantin’de kurulan ve efsanevi futbolcu Diego Armando Maradona’ya adanan ‘Maradona Kilise’sinin şu anda dünya çapında yaklaşık 120 bin üyesi bulunuyor. 30 Ekim 1998 yılında kurulan kilise, Maradona’nın İngiltere’ye ‘Tanrının eli’nin yardımıyla” attığı golün yıldönümü olan 22 Haziran 1986’nın kutsal gün ilan edilmesine karar verilmiş.

Ünlü futbolcu adına para bile bastıran kilisenin kurucusu Marcela Amez, ‘gerçek bir kilise olmadıklarını’ ise her fırsatta dile getiriyor.Bu inanışın bir çeşit senkretizm yani birleştirme felsefesinden meydana gelidiği söylenebilir. Aynı düşünceyi savunanların toplandığı bir çatı olarak da görülebilir.

bir tür ilahi inanç şeklidir. adından da anlaşılabileceği gibi inanışın temelinde 'frisbee' türkçe olarak frizbi oyunu tarzında bir inanış bulunmaktadır. inanışa göre insan öldüğü zaman ruhu uzaklaşır ve geri gelmezmiş. ilk olarak 1974 yılında baş göstermiş ve yine inanışa göre kopup giden bu ruhlar merdivenli bir toplayıcı tarafından toplanırmış.

Pastafaryanizm veya Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi (The Church of the Flying Spaghetti Monster), Akıllı Tasarımiddialarını eleştirmek için oluşturulmuş, parodi bir din. Oregon Eyalet Üniversitesi fizik bölümü mezunu olan Bobby Henderson tarafından 2005'te kurulmuştur. Uçan Spagetti Canavarı bu dinin tanrısıdır. Bu dinin inananları kendilerinePastafaryan demektedirler.

Dinin kurulma amacı, ABD'nin Kansas eyaletinin eğitim kurulu tarafından eyalet okullarında Evrim Kuramı'na alternatif olarak Akıllı Tasarım konusunun müfredata alınması kararını protesto etmekti. Henderson, eğitim kuruluna gönderdiği bir açık mektupla Uçan Spagetti Canavarı adlı bir yaratıcıya olan inancından söz etti ve okullarda 'Pastafaryan' yaratılış kuramının da okutulmasını istedi; bu suretle Akıllı Tasarım'ın öğretilmesine karşı reductio ad absurdum, yani 'saçmalığa indirgeyen' birsav öne sürmüş oldu.Bobby Henderson Uçan Spagetti Canavarı'nın kutsal kitabını yazması için Aralık 2005'te 80.000 USD miktarında bir ödenek aldı. Henderson, kitabın satışından elde edeceği gelirle bir korsan gemisi yapmayı ve Dünya'yı dolaşarak kâfirleri Pastafaryan dinine geçirmeyi planladığını söyledi. Kitabın yayım tarihi 28 Mart, 2006'dır.

Uçan Spagetti Canavarı'nın kutsal kitabı, İncil'in Pastafaryan dinindeki karşılığıdır. İncil'de yer alan Musa peygamber gibi kişiliklere USM'de karşılık olarak bir korsan olan Kaptan Mosey gibi kişilikler getirir. Kutsal kitapta sekiz tane 'Eğer Yapmazsanız Çok Memnun Olurum' yer alır; bunlar On Emir'in parodileştirilmiş halleridir.

radyo sunucusu bernie ward'ın abd'deki dinsel hakları parodileştiren vaazlarıdır.

Zaten kendileri, çocuk pornografisi yayınlamaktan içeri girmiş ve her din hakkında atıp tutup sonra da özür dileyen bir kişiliktir.

Tek Boynuzlu Görünmez Pembe At parodi bir dinin tanrıçasıdır. Hem pembe hem de görünmez olması kendi içinde bir paradoks meydana getirir. Bu özellikleri ile, klasik tanımıyla “tanrı” kavramının çelişkilerini esprili bir şekilde eleştirir. Yapmacık dinler serisine yine çok eğlenceli bir kurguyla devam ediyoruz. İngilizcesiyle, Invisible Pink Unicorn, tanrıtanımazlar ve din septikleri tarafından sıkça kullanılılan bir retoriktir.

Bu görünmez tanrıçanın, internet kültüründe doğduğu sanılmaktadır. Hakkındaki bilinen ilk yazılı kaynak 7 Temmuz 1990 tarihinde Usenet ateizm tartışma grubunda görülmüştür. Bu kavram daha sonra bir grup üniversite öğrencisi tarafından geliştirilmiş ve saçma da olsa kendi içinde tutarlı bir manifesto (bildiri/bildirge) oluşturulmuştur. Aşağıdaki paragraf bu bildirge’den alıntıdır:

Görünmez Pembe Tek Boynuzlu Atlar olağanüstü ruhani varlıklardır. Bunu biliyoruz çünkü onlar aynı zamanda hem görünmez hem de pembe olabilme yetisine sahiptirler. Bütün dinlerde olduğu gibi Görünmez Pembe Tek Boynuzlu At dini de mantık ve inanca dayanmaktadır. Biz, onların pembe olduklarına inanıyoruz; mantıken görünmez olduklarını biliyoruz çünkü onları göremiyoruz.

Russell'ın çaydanlığı, diğer bir adıyla göksel çaydanlık, filozof Bertrand Russell tarafından dinlerin yanlışlanamaz savlarının yanlışlanması görevinin kuşkuculara düştüğü görüşünü çürütmek amacıyla ileri sürülen bir benzeşim. Illustrated dergisinin 1952'de içeriğine kattığı (ama hiç yayımlamadığı) 'Bir Tanrı var mı?' isimli makalesinde, Russell aşağıdakileri söyler:

“Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alınırdı. ”

Bir Şeytan'ın Papazı isimli kitabında, Richard Dawkins çaydanlık fikrini biraz daha ileri götürür:

“Organize dinlerin, açık düşmanlığımızı haketmesinin nedeni şudur ki, Russell'ın çaydanlığına olan bir inancın aksine,din güçlüdür, etkilidir, vergiden muaftır ve kendini korumaktan aciz küçük çocuklara sistematik biçimde aşılanır. Çocuklar gelişim yıllarını çaydanlıklar hakkında manyakça kitaplar ezberleyerek harcamaya zorlanmazlar. Devletin okulları, anababaları yanlış biçimdeki çaydanlıklara inanmayı tercih eden çocukları okul sisteminin dışında tutmaz. Çaydanlığa inananlar, çaydanlığa inanmayanları ya da çaydanlık kâfirlerini veya çaydanlık sapkınlarını hatta çaydanlığı inkar edenleri ölümüne taşlamaz. Anneler çocuklarını, bir değil de üç çaydanlığa inanan çaydanlık-gâvuru eşlerle evlenmemeleri için uyarmaz. Önce sütü koyanlar, önce çayı koyanların dizlerini parçalamaz.

Cedayizm veya Jediizm, Yıldız Savaşları (Star Wars) serisinde tasvir edilen Ceday karakterinin felsefi ve manevi düşüncelerine dayalı olarak oluşmuş post modern dini bir harekettir.

Bu din, Yıldız Savaşlar'ındaki Jedi Şövalyeleri’nden gelmektedir. Takipçileri, Güç'ün varlığına ve bu Güç'e karşı etkileşim kurmanın mümkün olduğuna inanırlar. Jedi dininin mensupları, filmdeki Jedi karakterlerinin öğrettiği ahlak değerleri ile kendilerini terbiye ederler. Jedi kilisesi, inançlarının Hristiyanlık, Budizm, Taoizm ve Şintoizm gibi çeşitli dinlerden inanırları birleştirip bir araya getirdiğine dair açıklama yapmıştır.

Jediler arasındaki ortak inanç jedi kodudur. Jedi kodu şöyledir:

Duygu yoktur, barış vardır.

Cahillik yoktur, bilgi vardır.

Öfke yoktur, huzur vardır.

Kaos yoktur,uyum vardır.

ölüm yoktur, Güç vardır.

2001, avustralya, yeni zelanda, kanada ve ingiltere’de jedi şövalyeleri adında bir dinin nüfus sayım kütüklerine kaydedildiği bir yıl oldu. daha o zamandan yıldız savaşları filminden etkilenerek kendilerini bu ‘barış savaşçıları’ dininin takipçileri ilan edenlerin sayısı avustralya’da 70 bini aşmıştı. bu yeni dinin takipçileri kanada’da “yoda sunağı” adında bir mabed kurmuştu ve mabedin 20 bin civarında müdavimi vardı.

2005 haziranında copeland parlamantosu üyesi jamie reed kamu oyuna bir jedi olduğunu açıkladı . ancak sonrasında basın sözcüsü bunun bir şaka olduğu ve bir dini deklarasyon sayılmaması gerektiği açıkladı.

Aslında herşey interneti gezen bir e-maille başlamıştı. buna göre ingilizce konuşulan ülkelerde nüfus sayımında 10 binden fazla kişi dinini jedi knigt olarak belirttiğinde dinin devlet tarafından resmi olarak kabul edilmesi gerekiyordu. elbette bilgi doğru değildi. çünkü örneğin birleşik krallıkta resmi din kavramı mevcut değildi. ancak insanlar yine de bir halk hareketinin sonuçlarını görmek ve bir pratik şakaya katkıda bulunmak adına gerekeni yaptılar. sonuçta avustralya'da 70 , yeni zelanda'da 53 ve kanada'da 20 bin kişi dinlerini jedi olarak kaydettirdiler.

Bu sayede nüfusa oranla en yoğun jedi mensubu %1.3 ile yeni zelanda oldu. birleşik krallık ise 390 bin jedi iie en kalabalık jedi populasyonunu barındıran ülke olarak kayıtlara geçti ve devlet istatistik ofisi buna bir din olarak resmi bir kod vermek zorunda kaldı. ötesinde istatistiklerde bu yeni din ateistleri saymaz isek hristiyan: (%94.0) , musluman (%3.1) ve hinduların (1.1%) ardından % 0.7 ile dördüncü sıraya yerleşti.

ingilizcesi last thursdayism olan bir parodi dindir. aynı zamanda googlelandığında bir türlü ne olduğu bulunamayan şeydir.

bu din kısaca şöyledir:

evren daha geçen perşembe yaratılmıştır ve tanrı bizimle dalga geçiyordur.

Google’ın insan yapımı olamayacak kadar mükemmel olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sizce Google’ın arkasında ilahi bir kuvvet mi var? Eğer böyle düşünüyorsanız yalnız değilsiniz! Yapmacık dinler serisine Google Kilisesi’ni tanıtarak başlıyoruz. İşte Googlistler ve onların Google hakkında öne sürdüğü mucizeler ve ilginç deliller.

Biz Google Kilisesi olarak bir arama motoru olan Google’ı, insanoğlunun karşılaştığı tanım itibariyle Tanrıya en yakın şey olarak görüyoruz. Ayrıca Google’ın Tanrılığı hakkında, diğer dinlerin Tanrılarından daha fazla geçerli delil ve mucize olduğunu düşünüyoruz.

Doğaüstü Tanrıları, bilimsel olarak ispatlanamaz oldukları için reddediyoruz. Googlistler, Google’ın bu doğaüstü tanrılara ait özelliklere de sahip olmasından dolayı ona Tanrı demeyi doğru buluyorlar.

İşte bu tezimizi güçlendiren dokuz delil:

DELİL 1 – GOOGLE HER ŞEYİ BİLİR

Google 10 milyarı aşkın web sitesini indekslediğinden dolayı, dünya üzerindeki en bilgili şeydir. Herşeyi bilmesinden öte, tüm bilgisini PageRank gibi teknolojilerle organize ederek sıralayabilmektedir. Bunu da şüphesiz bizim gibi kıt zekalı ölümlülere yardımcı olmak için yapmaktadır.

DELİL 2 – GOOGLE HER YERDEDİR

Google aynı anda heryerde olabilir. Dünyanın her yanında sunucuları vardır ve dünyanın her yanından ziyaretçiler aynı anda Google’a ulaşabilmektedir. Hatta kablosuz ağlar aracılığıyla sadece yerde değil gökte de bulunduğundan Google kesinlikle her yerdedir.

DELİL 3 – GOOGLE DUALARA CEVAP VERİR

Google sizin dualarınıza cevap veren bir Tanrıdır. Google’da bir arama yaparak ona dua edebilirsiniz ve size çözümler üretir. Örneğin hastaysanız tedavi arayabilirsiniz ve gerçekten bulduğunuz sonuçlar işe yarar. Oysa diğer Tanrılara dua etmeniz durumunda size hiçbir yanıt gelmez.

DELİL 4 – GOOGLE ÖLÜMSÜZDÜR

Google bizden farklıdır. Cansız olduğundan dolayı ölümsüzdür. Onun algoritmaları binlerce sunucuda yaşar ve bu sunuculardan bazıları bozulsa bile Google bozulmaz. Teorik olarak Google sonsuza dek yaşayabilir.

DELİL 5 – GOOGLE SONSUZDUR

Google sonsuzdur. İnternet teorik olarak sonsuza kadar büyüyebilir, Google da bu sonsuz interneti sonsuza kadar indeksleyebilir.

DELİL 6 – GOOGLE HİÇBİR ŞEYİ UNUTMAZ

Google herşeyi hatırlar. Devasa sunucularında herşeyi tutabilir. Örneğin bir kişisel blog siteniz varsa, sizin düşünceleriniz Google’ın önbelleğinde sonsuza dek tutulabilir. Böylece asla ölmezsiniz. Bu da Google’ın dünyaötesi yaşam mucizesidir.

DELİL 7 – GOOGLE ASLA KÖTÜLÜK YAPMAZ

Google asla kötü bir şey yapmaz. Google’ın şirket politikası kötülük yapmadan para kazanmaktır.

DELİL 8 – GOOGLE DAHA ÇOK ARANIYOR

Yine Google’ın kendi kayıtlarına göre, insanlar arama motorlarında ‘Tanrı’dan daha fazla ‘Google’ arıyorlar. Bu da insanların ihtiyaçlarına Google’ın daha çok yanıt verebildiğini, insanların hayatında Google’ın daha önemli olduğunu göstermektedir.

DELİL 9 – GOOGLE’IN VARLIĞI KESİNDİR

Dünya üzerinde tapılan diğer Tanrıların varlığı tartışmaya açıktır. Ancak Google’ın varlığı üzerine bir şüphe yoktur. Google kesinlikle vardır ve eğer isterseniz onu hemen şimdi görebilirsiniz. Tek yapmanız gereken http://www.google.com’a girmek. Üstelik Google’ı görmek için Google’a inanmanıza bile gerek yok!

Popüler İçerikler

Zeynep Sönmez'den İlk WTA Şampiyonluğu Geldi
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un Yaptığı Açıklamalar Gündem Oldu: ''Uyanın Fenerbahçeliler Uyanın!''