Korku Filmleri Halt Etmiş! Detaylarıyla Ürperten Bir Türlü Açıklığa Kavuşmamış 10 Cinayet ve Kayıp Olayı

10. Sahile vuran sahipsiz ayaklar

Sıradan bir günde dalış için sahile gittiğinizi düşünün ve kıyıda mahvolmuş bir ayak bulduğunuzu düşünün. Britanya Kolombiyası’nda yaşayan yerli halktan birinin yaşadığı şanssız olay tam olarak buydu. Ve bu ilk olay değildi. Yıllar önce birçok kez aynı sahilde ayak bulunmuştu. Neredeyse hepsinde de spor ayakkabı vardı. Ama sadece ikisinde çift olarak bulundu geri kalanında hep ayakkabının ve ayağın teki bulunmuştu.

Yetkililer ayağın nereden, nasıl geldiğini bilmiyor ve kime ait olduğu da bilinmiyordu. Bazılarının teorisine göre bunlar uçak ya da gemiz kazasında ölen insanların parçalarıydı. Bazıları ise suda boğulan ya da intihar eden insanlara ait olduğunu düşünüyorlardı.

Bazılarıysa bunların bir psikopat katilin cinayetlerinden biri olduğunu düşünüyordu. Ancak hiçbir zaman neden olduğu çözülemedi.

9. Tylenol Katili

1982 yılında, 7 Şikagolu vatandaş farkında olmadan içtiği içine siyanür konulan Tylenol (bir çeşit ağrı kesici) sonucunda hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden birisi 12 yaşındaki Marry Kellerman idi ve bu ilacı sadece soğuk algınlığını geçirmek için içmişti. 

Şikago polisi hemen olaya el koydu ve piyasadaki bütün ilaçlar kontrol edildi. Sonunda ilaçların zehirli olmadığını garantilediler.

Yorucu bir soruşturma sonrasında, yetkililer zehirli olan ilaçların tamamen farklı bir içeriğe sahip olduğunu gördüler. Yani bunun sebebi herhangi bir ezcane çalışanı değil, insanların canını yakmak isteyen bir aklı başında olmayan ve farmakoloji konusunda bilgiye sahip bir insandı. 

Ne yazık ki, bu insan hiçbir zaman yakalanamadı ve kim olduğuna asla ulaşılamadı. Ayrıca bu dava birçok kopyacı katile de ilham verici oldu.

8. Hayalet Berber

1942 yılında, Missisippi’nin küçük şehirlerinden birinde garip suçlar dizisi yaşandı. 2 ay boyunca gizemli birisi evlerin kapı kilitlerini kırıp içeri girdi ve uyuyan insanların bir tutam saçlarını kesmeye başladı.  

Hayalet berber olarak anılmaya başlayan bu gizemli kişi, hiçbir zaman kurbanlarının canını yakmadı ya da evindeki eşyaları çalmadı. Çaldığı tek şey insanların saçlarıydı. Tabii ki yine de şehirde yaşayanlar diken üstündeydi çünkü evlerine gizlice girmeyi başaran birisi ile karşı karşıyalardı. 

Sonunda bu davada Dolan isimli bir adam ile bağlantı sağlandı. William Dolan bağlantısı cinayetlerden sorumlu bir hükümlüydü. Bu nedenle halk, yaşanan olayların direkt olarak onunla bağlantılı olduğunu düşündü. 

Ne yazık ki, William Dolan yalan testini başarıyla tamamladı ve temize çıktı. Yani bu demek oluyor ki hayalet berber hala dışarda bir yerde…

7. YOGTZE davası

Günther Stroll isimli Alman paranoyak bir adamdı. Sürekli olarak karısına “onlar”dan bahsediyor ve onu almaya geldiklerini söylüyordu ve tabii ki “onlar”ın kim olduğunu asla açıklamıyordu. Bir gün, karısının yanında bir anda ayağa kalkıp, “Şimdi anladım! Evet!” dedi ve bir kağıda YOGTZE yazıp evden çıktı. 

Bir bara giden adam, düştü ve yüzünden yaralandı. Daha sonrasında ise gecenin 1’inde yaşlı bir kadının evine gidip, “Bu gece çok korkunç olaylar yaşanacak” dedi. Yaşlı kadın korkuyla söylediklerini ciddiye almadı ve içeri girmesine izin vermedi. Asıl garip olan şey ise adamın söylediklerinin gerçek olmasıydı. 

2 saat sonra, bir kamyon şoförü, Günther’in otoban kenarındaki kaza yapan aracını gördü ve hemen yardım istedi. Aynı zamanda da yardım edebileceği bir şey var mı diye aracın yanına gitti ve Günther’in çıplak halde olduğunu gördü. Günther onunla birlikte birileri daha olduğunu ama onların gittiğini, arkadaşları olmadığını söyledi. Ne yazık ki hastaneye giderken yolda hayatını kaybetti. Daha sonra, ölümüne kazanın sebep olmadığı, birisin Günther çıplak haldeyken arabayı üstüne sürdüğünü ve daha sonra da o arabanın içine koyulduğu öğrenildi. Ancak kimin, neden yaptığı asla öğrenilemedi. Dahası YOGTZE’nin ne demek olduğu da büyük bir sır olarak tarihin tozlu raflarına karıştı.

6. Jamison ailesi

2009 yılında, kamyonlarıyla Oklahoma’nın dışında bir yerden arazi almaya gittikleri sırada Jamison ailesinin bütün üyeleri kayıplara karıştı. Günler sonra, yetkililer kamyonlarını yol kenarına terkedilmiş halde buldular. Kimlikleri, telefonları, navigasyonları ve 32 bin dolar nakit paraları hala aracın içindeydi. Köpekleri ise aracın içinde açlıktan ölmüş olarak bulundu.

Ailenin nerede olduğu 4 yıl boyunca bulunamadı. Kasım 2013’te birileri kamyonlarının bulunduğu yerden neredeyse 5 kilometre uzaklıkta ailenin kalıntılarını buldu.

Hiç kimse ailenin birden neden kaybolduğunu çözemedi. Bazıları bunun toplu bir ihtihar ya da korkunç bir katilin kurbanları olduğunu öne sürdü. Bütün bunların yanı sıra bir zamanlar Jamison ailesinin, evlerinin kötü niyetli ruhlar tarafından işgal edildiğini söylemişlerdi. O kadar çaresiz durumda hissediyorlardı ki bazı ayinlerle kötü ruhları uzaklaştırmaya çalışmışlardı. Yetkililer, aile kaybolduktan sonra sahip oldukları mal varlıklarını incelerken çok garip bir yük konteyneri buldular. Konteynerin içinin tamamının gizemli şeytani yazılarla dolu olduğunu gördüler.

5. İsimsiz arama

1980 yılında, Dorothy Scott isimli bir kadın, isimsiz birinden korkutucu telefonlar almaya başladı. İsimsiz kişi bazı günler Dorothy’i ne kadar çok sevdiğini söylüyor bazen de açık bir şekilde tehdit ediyordu. Dorothy’i asıl korkutan şey ise, arayan kişinin günlük hayatındaki her hareketini en ince detayına kadar biliyor olmasıydı. Onu uzaktan izlediğini söylüyordu.

Bir gece, Dorothy bir arkadaşını hastaneye götürdükten sonra ortalıktan kayboldu. Arabası ise hızla uzaklaşmış ve terkedilmiş bir biçimde bulundu ve araç alevlerin içindeydi. 1 hafta sonra, isimsiz kişi Dorothy’nin annesini aramaya ve rahatsız etmeye başladı. Hatta bir radyo istasyonunu arayarak Dorothy’nin kaybolmasından sorumlu olduğunu da itiraf etmişti. Telefonu kapatmadan önce söylediği son şey ise “Dorothy Scott’ı öldürdüm. O benim aşkımdı” oldu. 

Dorothy’nin kalıntıları ise 4 yıl sonra bulundu ancak katilin kim olduğu bir sır olarak kaldı. Daha korkuncu ise kalıntılarının bulunmasından bir hafta sonra isimsiz birinin Dorothy’nin ailesini arayıp “Dorothy evde mi?” diye sormasıydı.

4. Kayıp Amy Lynn

1998 yılında, 23 yaşındaki Amy Lynn Bradley ailesiyle birlikte, gemiyle Karayiplere geziye gitmişti. Bir sabah erken saatlerde, Amy kamarasını bir sigara molası için terk etti ve bir daha geri dönmedi. Yetkililer bütün gemiyi aradılar ancak Amy’e dair en ufak bir ize bile rastlanamadı.

Geminin çok sıkı güvenlik önlemleri olması nedeniyle gemiden düşmüş olması mümkün görülmüyordu. Polis hiçbir ize ulaşamadı ancak birkaç yolcu, gemi mürettebatından birkaç kişinin Amy’e uygunsuz bir ilgileri olduğunu söyledi. Bu da genç kızın ailesinin, kızlarının kaçırıldığını ve seks kölesi olarak satıldığını düşünmesine yol açtı.

Bu korkunç teori, Amy’e çok benzeyen bir kadının açık seçik fotoğrafları ortaya çıkınca acaba doğru olabilir mi sorusunu akıllara düşürdü. Birçok turist ise Curaçao sahilinde Amy’e çok benzeyen bir kadın gördüklerini söylerken, Amerika deniz kuvvetleri mensubu birisi Amy’nin bir genelevde isteği dışında tutulduğunu öne sürdü.

Bütün bu teorilere ve izlere rağmen, Amy Lynn hiçbir zaman bulunamadı.

3. Ani zehirlenme

2009 yılında, Diane Schuler isimli kadın çocukları ve 3 yeğeni ile birlikte kampa gidiyordu. Yolda giderken bir yerde mola verip, arabasına benzin aldıktan sonra erkek kardeşini aradı. 

10 dakika sonra, bir anda hastalanan Diane, görgü tanıklarına göre arabayı kenara çekip kusmaya başladı. Kısa bir zaman sonra ise, Diane’nin en büyük yeğeni babasını arayıp zavallı kadının göremediğini ve konuşamadığını söyledi. Diane’nin kardeşi hemen arabayı durdurması için aradı ancak Diane kardeşinin söylediklerine kulak asmadı. Kısa bir süre sonra ise arabasının kontrolünü kaybedip trafiği birbirine katmaya başladı ve bir araçla kafa kafaya çarpıştı. En genç oğlu hariç arabadaki herkes hayatını kaybetti. 

Polis ve aile çok şaşırmıştı. Toksikoloji raporuna göre Diane’nin kanında yasal limitin iki katı alkole rastlandı. Ama Diane’i tanıyanlar onun alkolle hiçbir alakası olmadığını öne sürdüler. Ayrıca polis de genç kadının alkol aldığına dair hiçbir ize rastlayamadı. Ölmeden önceki sabah onu gören tanıklar ise genç kadının tamamen ayık olduğunu söylediler. 

Onu etkileyen şey neydi? Hiçbir zaman bulunamadı.

2. Kayıp Nicholas Barclay

1994 yılında, 13 yaşındaki Nicholas Barclay komşularıyla birlikte oynadığı basketbol oyunundan sonra gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Ailesi yıkılmış durumdaydı ama zaman geçtikçe gittiğini kabullenmeye başladılar.

3 yıl sonra ise aile gizemli birinden bir telefon aldı ve telefondaki kişi kendisinin Nicholas olduğunu söylüyordu. Söylediğine göre kaçırılmış ve köle olarak satılmıştı. 

Hikâye çok şüpheli bulunsa da aile oğullarının geri dönebileceği umuduna kapıldılar. Nicholas olduğunu söyleyen kişi uçaktan indiğinde ise aile karşısında oğullarından tamamen farklı birini buldu. Kimyasallarla saç ve göz renginin değiştirildiğini söyledi ancak sahip Fransız aksanının hiçbir açıklaması yoktu. 

FBI, DNA ve parmak izi testleri yaptıktan sonra yeni Nicholas’ın bir sahtekâr olduğunu buldular. Frederic Pierre Bourdin isimli sahtekâr 23 yaşındaydı ve ailelere kaybolan çocukları olduğunu söylüyordu. Daha sonra tutuklandı ve 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Gerçek Nicholas’a ne olduğu ise asla bulunamadı ve dava çözülemedi.

1. Hinterkaifeck çiftliği

1922 yılında, Gruber ailesi ve hizmetçileri özel çiftliklerinde cani bir şekilde katledildiler. Dava Almanya’nın en karanlık ve karmaşık cinayet dosyası olarak tarihe kazındı. 

Ölümünden önce, Andreas Gruber komşularına ve arkadaşlarına evlerinin çevresinde garip olaylar yaşandığını söylüyordu. Çatı katında garip sesler, eşyaların kaybolması ve evin içindeki açıklanamayan parmak izleri bunlardan birkaçıydı. Bu ipuçları ise katilin belki de aileyi öldürmeden önce bir süre evin içinde gizlendiğini düşündürdü. 

Otopsi raporuna göre kurbanların en genci 7 yaşındaki Cazila idi ve öldürülmeden önce kendi saçlarını yolmuştu. Bunun ailesinin ölümüne tanık olmasından kaynaklanan bir travmanın sebep olabileceği düşünüldü. 

Asıl sinir bozucu olan olay ise katilin aile bireylerini öldürdükten sonra birçok gün evin içinde yaşadığı, evin etrafında dolaştığı, hayvanları beslediği ve evden ayrılmadan önce aileni bütün yemeğini yediğiydi. 

Katil hiçbir zaman bulunamadı ve dava hiçbir zaman çözülemedi.

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
YORUMLAR
04.07.2018

#7 YOZGAT

06.07.2018

dede naber

04.07.2018

Diğerlerini bilememde #1'de ki ayakkabılar denizde yüzerken ayaktan çıkıp akıntıyla süreklenen ayakkabılar olabilir mi? Diyecem ama kim denize ayakkabıyla girer D:

04.07.2018

Ama ayaklar da içlerindeymiş o ayakkabıların. Benim asıl sorum DNA testi yapamadılar mı o ayaklara?

06.07.2018

#7 Adam Fawer'ın "Olasılıksık" kitabına çok benziyor. O insanlar gerçekten bir şeyler biliyor olabilir mi acaba?

TÜM YORUMLARI OKU (14)