'Korkma Gizem Çek' Videosuyla Sosyal Medyanın Yeni Fenomeni Olan Drag Queen Baran Hakkında Bilinmeyenler

Herkes onun kim olduğunu merak edip duruyordu, biz de gittik bulduk ve kendisiyle konuştuk.

Sosyal medyanın son fenomeni, eyeliner çekemeyen arkadaşına KORKMA GİZEM diye direktif veren ve Gizem'in başarısız çabaları sonrası çileden çıkan bir Drag Queen. Onunla tanışmadan önce kendisini böyle tanımlıyorduk ama artık adının Baran olduğunu ve muhteşem birisiyle tanıştığımızı biliyoruz.

Bütün sosyal medya bir gün eyeliner çekemeyen Gizem’i hırpalayan bir draq queen’le tanıştı. Fakat biz daha fazlasını bilmek istiyoruz. Kimsin sen Baran?

Ben 1988 Temmuz'unda Ankara'da doğdum ve 6 yaşımdan sonra İstanbul'da büyümeye devam ettim ve hala büyüyorum. Lise öğrenimimden sonra 2005-2006 yıllarında tiyatro eğitimi aldım 1,5 yıl. Daha sonra 2006 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde 'Turizm ve Otel İşletmeciliği' okumaya başladım. Aynı zamanda okurken tiyatroya devam ettim. Okul hayatım bittikten sonra 1 yıl daha oyunlarda yer aldım ve para kazanamadığım için ve şartlardan ötürü tiyatroyu bırakmak zorunda kaldım. Sonrasında bulunduğum boşluk beni biraz bu sektöre itti. Kendimi akışa bıraktım ve sadece hayal kurdum bir süre.

Hem sahnede olmalıydım hem para kazanmalıydım. Kendim olmalıydım, özgür olmalıydım, güçlü olmalıydım ve birilerinin sesi olmalıydım. Kısa zaman sonra da kendimi bir Drag Queen olarak buldum. Dünyada yapılan Drag Queen performanslarını takip ediyordum uzun zamandır ve bir noktadan sonra showlar yazmaya başladım, tasarımlar yapmaya başladım. 2009 yılında Bir gece kulübünün eğlence

müdürü ile tanıştırılmam sayesinde, bir gün içinde kendimi provalarda ve ertesi gün sahnede buldum. Çok ani oldu ama ben hazırdım. Çığlıklarımı içime atmamam adına  aracı oldu benim için bu meslek.

Ve sahne adımı da 'Grido' (çığlık) yaptım. Meslek adına gelişmeye başladığımı düşündüğüm  zaman ise, Grido'dan bir 'Titine' yarattım. Sonra ise sadece Baran olmaya karar verdim. Ve Drag Queen Baran olarak canım mesleğime devam etmekteyim...

Draq Queen olmadan önce ne iş yapıyordun?

Tiyatro. Oyuncu oldum, ışık tuttum, asistan oldum, sesçi oldum... :)

Peki Draq Queen'lik karın doyuruyor mu? Başka bir işle ilgileniyor musun yani?

Drag Queen'ler geçmiş zamanlarda daha çok kazanıyorlardı. Benden daha önce bu mesleği yapanlar ise, daha çok kazanıyorlarmış. Git gide bir düşüş söz konusu yani. Sektörün daralması sebebiyle, kazançlarda düşüşe geçti tabii ki. Eğlence sektörü ne yazık ki çok kötü durumda. Şu an için karın doyuruyor :) Başka bir iş hiç yapmadım şu zamana kadar fakat bu sene Youtube' a dahil oldum. Haftanın bir günü 'Baran'ın Kulisi' diye bir program yapıyoruz. Hem mesleğimle bağlantılı hem başka bir tat. Bana yeni bir nefes oldu diyebilirim. Şu an çok memnunum Youtube'da olmaktan. İki iş birden çok yorucu oluyor ama keyif alıyorum. Aksi halde, bu işi yaparken başka bir iş çok zor. Zira sahnede görünenin bir de arka tarafı var ki, en zahmetli ve yorucu kısım orası. Bu işin mutfak tarafı. Dolayısıyla sahneye gösteri hazırlarken 2. bir işe zaman ayırmak pek mümkün değil.

İşinin en zor kısmı sence ne?

Kısıtlı bütçelerle büyük showlar çıkarmaya çalışmak. Aradığınız bir materyali Türkiye'de bulamamak ya da bazı ürünleri yurt dışından sipariş vermek.

En keyifli tarafı peki?

Gösterilerin bir tercüman olmasıdır en keyifli yanı. Bazen insanlara konuşarak anlatamayacağınız şeyleri sadece bir showla anlatırsınız ya... Sonra seyirci bunu anlar ve alkış tutar. İşte budur. Anlaşılabilmek..

Bugüne kadar muhtemelen çok fazla ilginç şey yaşamışsındır ama en aklında kalanı hangisi?

Dekor hazır, dansçılar hazır ve perde açıldı. Gösterinin ilk dakikasında, ses sisteminde ki bir arızadan ötürü müzik kesildi. Müzik eşliğinde dans ettiğimiz için, devam etmek anlamsız olurdu. O an rengim gitti, ellerim buz kesildi. Ne yapacağım diye düşünürken, bir yandan da gösteriye devam ediyoruz. Müzik yok ama herkes senkron halinde. Koca bir sessizlik. Sahnede dans etmeye devam eden dansçılar ve sahneye odaklanmış seyirciler. 8 dakikalık bir gösterinin yaklaşık 6 dakikasını müziksiz şekilde çıt çıkmadan yaptık ve sonunda inanılmaz bir alkış. Benim için çok özel bir anı oldu bu durum. Seyirci ile kurulan bağ, o büyük eksikliği kamufle etti. İşte bu his çok ilginçti.

Makyajını kendin yapıyorsun gördüğümüz kadarıyla. Bu kadar kusursuz makyaj yapmak tecrübeyle gelişen bir şey mi yoksa ortada bir eğitim var mı?

Tamamen tecrübeyle gelişti. Öncelikle yüzümü tanıdım. Çok araştırdım ve çok pratik yaptım. Kendimi bu yönde geliştirdim. Daha sonra başka yüzleri tanımak ve teknik bilgileri öğrenmek adına, makyaj eğitimi aldım.

Herkesin aklından geçeni soruyorum şimdi müsaadenle: Eşcinsel misin?

Evet eşcinselim :)

Türkiye’de eşcinsel olmak sence ne kadar zor?

Aslında dünyanın bir çok yerinde zor eşcinsel olmak. Sanki üzerinize giydiğiniz bir kıyafetmiş gibi görünüyor anne karnındayken 1-0 yenik başladığınız hayatta. Türkiye'de bir eşcinsel için yaşamak çok zor. Tehdit, hakaret, küfür, aşağılanma, vs. vs. Her eşcinsel bunu yaşamıyor olabilir belki ama çoğunluk bunu yaşıyor. Daha kendinizi tanımadan önce okul yıllarında başlıyor. Okul yılları daha sancılı oluyor hepimiz için.  Eğer birileri nefret cinayetlerine kurban gidiyorsa, kimse için kolay olamaz bu ülkede yaşamak. Dolayısıyla, eşcinsel olduğu için ölümün kapısında yatıyorsa birileri, kimse 'zor değil' diyemez. Ben rahat olabilirim ama bir başka arkadaşım rahat değil. En basiti, iş bulmanız çok zor...

Bir hayalin var mı ya da bir hedefin diyelim?

Çok hayal kurarım ama çok plan yapmam. Bazen akıntıya bırakmakta iyi geliyor insana. İşte o akıntı içerisinde hedefler koyuyorum kendime ve sonra küreği alıyorum elime. En başta bir müzikal yapma hayalim var. Dünyayı dolaşmak ve çok daha fazla insan tanımak istiyorum. Başka hayatlar görmek ve başka tecrübeleri dinlemek istiyorum... Kainatı tanımak istiyorum..

İsteyen herkes Draq Queen olur mu sence yoksa bazı yeterlilikler olmalı mı?

Her insanın ayrı özelliği ayrı yeteneği vardır. Sanat dallarının hepsi için geçerlidir. Yeteneğiniz yoksa çok zordur. Sesim güzel olsaydı kesinlikle şarkı söylemek isterdim ama yok. :) Dolayısıyla olmayanı oldurmaya çalışmak yerine, kendinizi tanıyıp, kabullenip, ona göre bir meslek seçmek en mantıklısı. Kafaya bir peruk geçirmekle, suratınızı boyamakla Drag Queen olunmuyor maalesef. Kısacası, görüntünüzü konuşturuyor olmanız gerekiyor. Makyaj, kostüm, tavır, duruş... Hepsi bir bütün. En önemlisi bir Drag Queen cesur ve güçlü olmalıdır. Zira kendisi aykırıdır ve haykırır

Sen de bir kedicisin Instagram’dan gördüğüm kadarıyla. Kedili hayatı bir cümleyle tanımlar mısın?

Kedilerle yaşamaktan çok büyük keyif alıyorum. Mimiklerine ve şapşallıklarına inanılmaz gülüyorum. 1 kızım ve 1 oğlum var. ikisini de evlat edindim. iyiki hayatımda varlar. Bana ayna tutuyolar. Sivri olan yanlarımı törpülüyorlar ve kalp ile görmeyi öğretiyorlar. Öğretmenlerim benim.

Aşk meşk konuşalım biraz da. Aşık olman için ne olması lazım yani seni anında etkisiz hale getirecek kadar ne etkiler?

Ahhahahah :D Aşk çok enteresan bir şey. Aşık olmam için mutlak bir şey olması gerekmiyor. Beni bir yerden yakalayabilir yani :) Emniyet kilidi takılı olmadan bir dağa tırmanmak gibi bir şey benim için aşk. Fiziksel durumdan ziyade, güçlü duruşu ve zekası beni etkileyebiliyor. Zaten aşık olduğunuz zaman ona dair her şeye aşık olmuş oluyorsunuz. İyisiyle kötüsüyle, olduğu gibi...

Şu an bir birlikteliğin var mı?

Bir birlikteliğim yok.. :)

Peki senin söylemek istediğin bir şeyler var mı?

Şu dünyayı paylaşamadık. 'Hiç' olduğumuzu anlayamadık. Kendi galaksimiz içerisinde bile gözle görülemeyecek kadar küçük bir gezegende, minicik canlılarız. Düşünün ki; evrende ne kadar yer kaplıyoruz. Biz bir 'Hiç''iz. O yüzden bunu bilerek yaşamak daha doğru bilinçle ilerlememizi sağlar. Lütfen nefret duygumuzu yok edelim. Nefret bir kanser türüdür. Her yerinizi sardığı anda yok olur gidersiniz.

Ne yaparsanız kendinize yaparsınız. Başkalarının duygularını gasp etmeyin. 

Hata yapmaktan korkmayın. Hata yapmadan doğruyu bulmamız imkansız. Hatalarımız ve yanlışlarımız bizlerin rehberidir. Krizleri fırsata çevirin. Kendinizle dalga geçin ki, başkası sizinle dalga geçtiğinde kalkanlarınızı çıkarmak zorunda kalmayın. Okuyun ve okuduğunuzu anlayın. Geçmişinizi bilin, geleceğe basamak olun.

Değişimi durduramazsınız. Durmaya çalışmayın. Kendinizi tanıyın, kendinizi bilin ve kendiniz olun. Korkmayın. O zaman her şey yolunda gidiyor. Son olarak, SEVİN!

Bu arada Baran'ın YouTube'da Baran'ın Kulisi isimli bir kanalı var. Oldukça eğlenceli ve entelektüelliğin dibine vuran sohbetler mevcut, meraklısına...

Popüler İçerikler

Tarih Verildi: 500 TL'lik Banknotlar Yolda
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
12.11.2019

Bana çok tatlı sevimli geliyor yakışıklı bir adam bide. Kerimcan gibi olma lütfen o tiksindirdi bizi

13.11.2019

Doğal hali yapay halinden karizma

14.11.2019

kimseye zararı yok bırakın insanlari nasıl istiyorlarsa öyle yaşasınlar.

TÜM YORUMLARI OKU (13)