Mümtaz Çavutçu ise kardeşinin kendisini 3 kez savcılığa şikayet ettiğini belirterek, 'Ben içki satmıyorum, kendim içiyorum. Beni geçtiğimiz, temmuz ayında karakollara ve savcılığa, kaçak içki satıyor diye şikayet edince, ben de yazı yazmaya başladım. Beni mektup yazarak da ayrıca şikayet etmiş. Polis araştırma yaptı, savcılık takipsizlik kararı verdi. Bu yazılarda hakaret de yok. Hakaret varsa savcılık orada, şikayetçi olsun. Evlerimizin önünden geçen yolu kapatmamı istiyorlar. Yolu neden kapatayım, ya yangın olsa, itfaiye, ambulans oraya nasıl girecek. O yolda benim hissem var. Kapatmam' diye konuştu.
Kardeşler arasındaki yazılarla devam eden karşılıklı suçlamalar zaman zaman aile fertlerinin de karıştığı tartışmalara dönüp, sürüyor.
Burada çok ağır ithamlar var. Bakınız topal ördek, penguen, zavallı ayı, zavallı ucube yaratık, zavallı kara kedi, adliye ve karakol gülü ve ölseydim de duymasaydım dedirten ''çıkar uğruna parti değiştiren''. Bu bölge ve şehrin insanları olarak birkaç konu dışında kolay kolay sinirlenemiyoruz biz, saçma sapan konulara sinirlenince de böyle oluyor. Genelde olur öyle beya modunda dolaştığımız için her şey olası geliyor. Trakya öyle bir şey ki, insanın karakterine, kavgasına, eğlencesine, davasına siniyor. Mikro milliyetçi değilim de, çok pis aşığım bu 'kemalist kantona'. Var olsun.
Sahtekar topal ördek penguen :D
Edirnelilerde hep bi çocuksuluk oluyor lan :)