Dünya tarihinde bazı şahsiyetler gelip geçmiştir ki bu kişiler toplumun ekseriyeti tarafından, uygulamış oldukları olumsuz yönetim şekli sebebiyle daima nefret ve öfkeyle anılırlar. Bazen de bu şahsiyetlerden diktatör namıyla bahsedilir. Pol Pot da bu tip radikal ve gayet sert yönetime sahip liderler arasındaydı.
Pol Pot veya doğum adıyla Saloth Sar, 19 Mayıs 1925 tarihinde Kamboçya'da Fransız kolonilerinin mevcut bulunduğu Prek Sbauv adlı ufak bir balıkçı köyünde doğdu. Babası gayet geniş topraklara sahip zengin bir çiftçiydi. Pol Pot eğitimine bir Budist manastırında başladı. Daha gençlik yıllarında Marksizm ve Komünizm hakkında birtakım fikirlere sahip olmaya başladı. 1948- 1953 yılları arasında Paris'te Russey Keo'da radyo teknolojileri okudu. Bu sıralarda 1951 yılında Komünizm zemininde faaliyet gösteren gruplara yakınlaştı.
Pol Pot 1953 yılında ülkesine geri döndüğünde artık radikal fikirlere ve hedeflere sahip biri haline gelmişti. Aynı zamanda Kamboçya Komünist Partisi içerisinde faaliyetteydi. 1962 yılında bir dizi siyasi tutuklanma ve gazetelerin kapatılmasını, Komünist Parti sekreterinin tutuklanması ve gözaltında iken ölümü izledi. Kamboçya'da yaşanan bu olayların ardından isyan patladı. Pol Pot, Komünist Parti sekreterliğine getirildi. Aynı zamanda partinin Kızıl Kmerler adıyla anılacak silahlı teşkilatı da bu sıralarda oluştu.
Kızıl Kmerler adlı gerilla örgütünün faaliyetleri kısa sürede ciddi boyutlara ulaştı. 1970 yılında General Lon Nol önderliğindeki bir askeri müdahale sonucu Prens Sihanouk yönetimden indirildi. Yeni kurulan askeri düzen gayet güçlü olmasına rağmen. Birtakım generaller Prens Sihanouk'un bertaraf edilmesinden rahatsızdılar. Kızıl Kmerler bu tip askerlerin de desteğini alarak bu defa General Lon Nol yönetimine karşı faaliyet göstermeye başladılar.
5 yıl süren bu iç savaş ve çatışma ortamı neticesinde Kızıl Kmerler, kırsal bölgeleri neredeyse tamamen ellerinde tutmakta idiler. En sonunda başkent Phnom Penh'i de ele geçirerek askeri yönetime karşı yaptıkları mücadeleyi sonuçlandırdılar. 1976'da Kızıl Kmer hareketinin öncülerinden olan Kiyö Sampan devlet başkanı, Pol Pot ise Başbakan oldu. Demokratik Kamboçya Hükümeti kuruldu ve Maoizm çizgisindeki Komünist Parti de resmen devlet partisi durumuna geldi. İşte 20. asrın en kanlı rejimlerinden biri olarak anılacak Kızıl Kmer iktidarı bu şekilde kuruldu.
Kızıl Kmer iktidarı, daha önce Marksist çizgide görünenlerden çok daha radikal ve şiddetli politikalar uygulamaya başladı. Kentlerde yaşayan insanlar zorla kırsal alana göçe tâbi tutularak, buradaki tarlalarda ve çiftliklerde çalıştırılmaya zorlandı. Rejime en ufak derecede muhalefet eden herkes, kadın veya yaşlı ayırt edilmeksizin en ağır biçimde cezalandırıldı.
Pol Pot ve Kızıl Kmer yönetimindeki bu uygulamalar Kamboçya'nın ekonomisine pek fayda sağlayamadı. Gerileyen ekonomiyle birlikte açlık ve kıtlık ilerledi. Pirinç tarlalarında çalışmaya zorlanan insanlar arasında salgın hastalıklar yayıldı. Bu tarlalar daha sonraları, ölüm tarlaları namıyla anılacaktır. Siyasi nedenlerle öldürülenler, idam edilenler ve ekonominin bozulması sonucu açlıktan ve açlığın da sebebiyet verdiği sair hastalıklardan ölen insanların toplam sayısının 1.700.000 kadar olduğu tahmin olunmaktadır.
1976-79 yılları arasında süren Pol Pot yönetimi, ortaya çok ağır sonuçlar doğurmuştu. 1979'da Vietnam'ın Kamboçya'yı işgaliyle beraber Kızıl Kmerler yönetimden geri çekilmek zorunda kaldılar. 1990'lı yıllara kadar Vietnam kontrolünde kurulan hükümet ile Pol Pot ve Kiyö Sampan önderliğindeki Kızıl Kmerler arasındaki çatışmalar sürdü.
Nisan 1998'de Pol Pot'un ölümüyle Kızıl Kmerler büyük ölçüde dağıldı. Aynı yıl Aralık ayında Kiyö Sampan yakalandı ve bu gelişmeleri 1999 yılında örgütün birçok liderinin tutuklanması takip etti. Böylece Kızıl Kmerler tamamen geçmişe gömülmüş oldu. Yaşanan onca acı ve ölüm ise hiç silinmemek üzere hafızalara kazınmıştı.
Kızıl Kmer yönetimi hakkında daha fazla bilgi için, 1984 İngiliz yapımı, yaşanmış olaylardan esinlenen The Killing Fields adlı film izlenebilir.
Komünizmin kanlı tarafının bir örneğidir Pol Pot. Komünizm bence Nazizm veya Faşizm kadar tehlikeli olabilecek bir düzendir.
bu örnekten de anlıyoruz ki, rejimin adından ziyade gücün tek elde toplanması asıl korkulması gereken şeydir.
Tehlikeli olan ideolojiler değil insanlar