Etrafımızı saran kadın nefretinden korunmak için kadın olmak yetmiyor maalesef. Biz de hiç istemeden ve hatta fark etmeden bu çirkin ayrımcılığın tuzağına düşüyor olabiliriz...
Etrafımızı saran kadın nefretinden korunmak için kadın olmak yetmiyor maalesef. Biz de hiç istemeden ve hatta fark etmeden bu çirkin ayrımcılığın tuzağına düşüyor olabiliriz...
Diğer insanların seçimleri hakkında bu tarz bir yargıya varmak aslında kadınlık hakkında gerçekçi olmayan fikirleri benimsediğimizin işareti adeta. Hem kendi vücudumuzla ilgili deneyimlerimiz, hem de çevrede gördüğümüz kadınların vücutlarına rağmen, halen daha kadın vücudunun tıpkı üzerinde saatlerce uğraşılmış reklam görsellerindeki gibi pürüzsüz olmasını beklemek anlamsız değil mi?
Vücudundaki kıllarla ne yaptığın ya da ne yapacağın sana kalmış tabii ki ancak böyle tamamen doğal bir şey için utanmaya, kötü hissetmeye gerek yok. Öpüşmeden önce, kirli sakalı olduğu için özür dileyen bir erkek gördün mü hiç?
Bu, vücutta kusur addedilen çatlak, yara gibi şeyler için de geçerli.
40 yaşındaki bekar erkeklere karşı aynı şekilde bakılmıyor tabii. Bu yargı ve acıma duygusu hiçbir kadının kendi isteğiyle bekar kalamayacağı varsayımına dayanmakta. Hem 40 yaşında hem de bekar olduğuna göre hayatında bir şeyler ters gitmiş olmalı diye düşünebiliyor insan. Ancak herhangi bir insanın kendisi için en iyi olanı yapmak ve mutlu olmak adına bekarlığı tercih etmesi mümkün.
Tek tipleştirilmiş mutsuz bekar kadın profiline kanmak, üstüne bir de onu hemcinslerine uyarlamak hiç ama hiç hoş değil.
Her insanın farklı istekleri ve hedefleri olabileceğini henüz küçük bir çocukken öğrenmiştik. Öyle değil mi?
Her kadının içinde, tek spermle harekete geçmeye hazır bir annelik içgüdüsü olduğunu farz etmekten vazgeçmenin zamanı geldi de geçiyor... Kendimizi en çok mutlu edecek şeyleri yine kendimiz biliriz. Çocuk sahibi olmak bunlardan biri değilse, değildir.
Ünlü bir düşünürün de söylediği gibi: Herkesin hayatına kimse karışamaz.
Kadın ya da erkek, partner partnerdir. Eğer çiftler birlikte bir hayat kurmaya karar vermişse, hayatın gerekliliklerini beraber sırtlanmalarında şaşırılacak hiçbir şey yok. Sorumlulukları cinsiyetlere göre belirlemek ise 2017 yılına pek yakışmaz sanki.
Kısacası; partneri tüm ev işlerini yaparken ya da çoluk çocuk için koştururken bu duruma kayıtsız kalan ve oturmaya devam edebilen insanlar bizi şaşırtmalı asıl...
Bir insanın her gün iyi düşünülmüş ve yapılmış bir makyajla geziyor olması onun izafiyet teorisi hakkında genel bir fikri olmadığını göstermez diyelim mi kısaca? Ya da bir insan hem güzelliğine önem verip hem de kendini entelektüel yönden geliştirebilir. Ha bunu yapmak zorunda mı o apayrı bir konu ve tartışılır. Geliştirmeyebilir de. Ancak konumuz dış görünüşüne önem veren kadınların otomatikman hafife alınması olduğu için söylüyoruz; güzellik ve modayla ilgilenmek de tıpkı tenis oynamak ya da yemek yapmak gibi gönüllü olarak, keyif için yapılabilen bir şey. Hiçbir şeyin işareti ya da kanıtı da değil.
Bir önceki maddede söylediklerimiz geçerli; keyif!
Hazırlanma süresi utanç ya da gurur kaynağı olabilecek bir şey değil...
Bunu kimse yapmasın fakat biz hiç yapmayalım kızlar...
Onun hazzını kendi hazzından üstte tutmak. Bu aslında sekste erkeğin aldığı, kadının ise verdiği sanrısına dayalı yanlış bir tutum. Hayır... Bu birlikte yapılan, ortak ve karşılıklı bir eylem arkadaşlar.
Devam ediyoruz... Burada ise onun egosunu ve sözde erkekliği kendi hazzından üstte tutmak söz konusu. Ve dahası bu şekilde kimseye iyilik yapılmaz. Partnerinin neyden keyif aldığını ve neye ihtiyacı olduğunu bilmeye herkesin hakkı var, erkekler dahil.
Bazı anneler çocuk yetiştirme konusunda yardım almayı tercih edebilir. Bu onun şahsi kararıdır ve açık konuşalım bize hiçbir şey düşmez. Eğer bu kadının çocuğu için üzülüyorsan, ona bakacak başka birinin olmadığını ve çocuk yetiştirmede tüm sorumluluğun annenin omuzlarında olması gerektiğini varsayıyorsun demektir...
Çocuk bakımı fazlasıyla zorlu bir görevdir. Bazı kadınlar çocuğunu bizzat yetiştirmek isteyebilir ve bu sebeple iş hayatından uzaklaşabilir. Yine şahsi bir karar söz konusu ve yine bize hiçbir şey düşmüyor. Toplumdaki tüm insanlar çocuk sahibi olduktan sonra çizeceği yolu özgürce seçme hakkına sahip. Kadın ya da erkek fark etmiyor.
Neden ped ya da tampon alırken satış elemanlarıyla muhatap olmaktan kaçınıyoruz? Muhtemelen kimin ne satın aldığı onların umurunda bile değil. Eğer umurundaysa zaten bu onların sorunu olur. Dünya nüfusunun büyük bir bölümü tarafından tecrübe edilen bedensel bir işlevden niçin utanılır? Bu bedensel işlevin sağlıklı olduğunun kanıtı hem de! İshal gibi de değil ki... 💩😅
Hayatta çok büyük kötülüklerle ya da vicdansızlıklarla karşılaşmak mümkün. Ancak bu konularda hiçbir şeyi cinsiyete indirgememek lazım. Diğer kızlar gibi değilsin cümlesini iltifat olarak kabul edersek işte tam olarak bunu yapmış oluyoruz.
Bir başkası nedeniyle korkmak insan doğasının bir getirisi olabilir. Ancak kendi değerinle bir başka kadının değerini kıyaslamak hem de bunu yalnızca dış görünüşe dayandırarak, korku hissetmek hiç doğru değil. Hepimiz yani tüm kadınlar bundan çok daha fazlası kızlar! Yine bir bunu biz yapmayalım bari durumu...
Unutmayalım ki; hiçbir insanın değeri ya da çizgisi, seks yaptığı insan sayısının azlığı ya da çokluğuyla belirlenemez. 🤗
Örneklemek gerekirse; kadın bir doktor geldiğinde onu hemşire olarak görüp doktoru sormak gibi...
Siz de biliyorsunuz ki; karakter özellikleri bir cinsiyetin tamamına mal edilemiyor. Kadın ya da erkek fark etmez tabii ki.
Bunun mantıklı bir açıklaması var mı? Hele ki çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor diye oluşabilen böyle bir önyargıya destek olmak bize yakışmaz. Herkesin üstü başı düzgün, hiç dertleri yok algısı birçok kanıtla çürütülebilir. Şimdilik sadece şunu söylemekle yetinelim: İyi görünmek yalnızca günlük hayatlarının değil, işlerinin bir parçası. Temiz, pak olmaları yetmiyor yani. Hangi iyi derseniz, o bambaşka bir tartışma konusu tabii.
Özdeğerin tabii ki vücudundan ve görünümünden çok daha fazlası!
Şiddet ya da ayrımcılık görmemiş şanslı azınlıktan olabilirsin... Ancak yalnızca kendi tecrübelerini ve milyarlarca farklı yaşamdan gelen milyarca kadının sesinin üstüne bir şekilde çıkarılan erkek politikacıların söylemlerini baz alarak fikirlerini ve ihtiyaçlarını belirlemek bir hayli yanlış olacaktır. Tüm bilimsel verilere ve kanıtlara rağmen, kadınlar boş yere şikayet ediyor algısına kapılmak böyle bir dünyada kolay olduğu kadar yanlış da... Geride kalmış yüzlerce yıldır olan da bu değil mi zaten?
Bir de; feminizm adı altında yer almış bazı yanlışlarla karşılaşmış olmak mümkün. Ancak her ideolojide, her akımda yanlışlar yok mu?
Yataktan kalktığı gibi okula gelen, leş gibi kokan, yüzü, saçı yağ içinde olan, sonra tertemiz giyinmiş, özenmiş miss gibi genç kızlara utanmadan 'bunlar ne abieee güzel mi zannediyorlar kendilerini, bir tane güzel kız yok burda beaaaaa' diye yorum yapan sözüm ona nişanlı arkadaşıma ' birincisi kimsenin sana güzellik borcu yok, ikincisi önce kendi tipine bak, gözündeki çapak duruyor, tişörtünle yatıp gelmişsin buruş buruşsun, tertemiz kızları boklayamazsın. Senle evlenecek kıza acıdım.' demiştim. BOK gibi kalakalmıştı öküz. Siz de diyin, kadın kadının kurdu olmasın, arkadaşı, koruyanı, hakkına sahip çıkanı olsun. Kıskanç gözlerle bakmayalım birbirimize, övelim, yüceltelim ve sahip çıkalım. Yoksa nasıl olacak, kimlerle omuz omuza yürüyeceğiz, mücadele edeceğiz?
feminizmi erkek düşmanı olarak nitelendiren insanlar var hala hayırr biz kadın ve erkeğin eşit olduğunu savunuyoruz hepsi bu..
yazan her şey o kadar doğru ki