Joe'nun ebeveynleri Suriyeli göçmenlerdi, bu da tanıma uyan esmer tenini açıklıyordu. Anne ve babası ayrıca birinci dereceden kuzenlerdi. Bu durum gazetelerin üzerinde durmaya bayıldıkları bir 'embesillik' durumu çıkarıyordu Joe'da. Kardeşlerinde de akraba evliliğinin sonuçları görülmüş, biri küçükken ölmüş, diğeri ise Joe gibi zorluklar yaşamaktaydı. Bu durumdan ötürü, Joe henüz 10 yaşındayken devletin bakım evine yatırılmıştı ve eğer 21 yaşında kaçmamış olsaydı, daha yıllarca orada yaşayacaktı.
Joe yavaş konuşuyordu, renkleri ayırt edemiyordu ve birkaç kelimeden oluşan cümleleri tekrar etmekte zorlanıyordu. Kaldığı bakım evinin amiri de diğer çocukların onu kullandığından bahsetmişti. Bir keresinde sigara çalma suçunu onun üzerine atmışlardı. Bu yüzden belki de Şerif George Carroll da diğer çocukların fark ettiği şeyi fark etmişti: yoruma açıktı.
The Green Mile... 😔
Bu yüzden bu hayatta hiçbir zaman idamı desteklemeyeceğim. Birilerinin günah keçisi olmak için bir can heba ediliyor. Bir can , belki binlerce umut geride kalanlar yarım bırakılanlar... hepsinden önemlisi onuru. elinden sadece canı değil onuru alınıyor. Gerçekten suçluysa dahi pişman olma hakkı alınıyor. Yaşadığımız dünya bir azınlık raporu filmi değil ki orda bile kahinlerin suçlu yanılgısı işlenmişti. Hata payı yüzde doksan dokuzken bile yaptırım idam değildi. hiçbir şeyi tam olarak bilemeyiz. Gören göz bile yanılır. Umarım hiçbir zaman idamı haklı görecek bir durumda da bulunmayız.
Kanunlar örümcek ağları gibiymiş: Bazen zayıflar (ve suçsuzlar) ağa yakalanırmış, bazen de güçlüler (ve gerçek suçlular) ağı delip geçermiş. Ayrıca, adalet kötü niyetli ve her yönden yetersiz kanun uygulayıcıların elinde özgürce cinayet işleme silahına bile dönüşebilir. Yukarıdaki adli cinayet de bu durumlara ait örnek olaylardan sadece biri. Sadece Amerika 'da değil, tüm dünya ülkelerinde adalet mekanizmasının böyle sorunları vardı ve bundan sonra da hep olacak zaten. Günümüzde kaç tane masum hapislerde çürüyor ve kimin umurunda? Ta ki umursamayanların da başına böyle bir olay gelene kadar. Sonra o da umursanmayacak...