İskoçya Sahillerinde Kayaların Arasında Gizlenmiş Geometrik Bir Gizem: Fingal Mağarası

Queen Victoria, Matthew Barney, Jules Verne ve Pink Floyd isimlerini bir arada duymaya pek alışkın değilsinizdir. Ama İskoçya'ya ait minik bir adada bulunan Fingal Mağarası antik çağlardan günümüze insanların dikkatini çekmekten hiç vazgeçmemiş.

22 m yüksekliğinde 82 m derinliğindeki bu eşsiz mağara içini dolduran altıgen volkanik sütünlarla dekore edilmiş gibi duruyor.

Fingal Mağarası antik çağda İrlandalılar ve İskoç Keltler arasında anlatılan birçok efsanenin konusu olmuştur.

Keltler tarafından Uamh-Binn yani Melodi Mağarası olarak bilinen bu eşsiz doğa harikası İrlanda'da bulunan 'Devler Geçidi'ni andırıyor.

Bu iki yerin birbirine benzerliği dolayısıyla da aynı İrlanda efsanesinin öyküsünde yer alıyor.

Efsaneye göre bu iki yer, İrlandalı dev Finn McCool'un dev rakibi Benandonner ile dövüşmeye gitmek için inşa ettiği bir köprünün iki ucu.

Efsanenin içinde kurulan bağlantı aslında bir bakıma doğru çünkü her iki yeri de oluşturan lav akımı aynı kaynaktan geliyor.

Yani bu lavlar aslında 60 milyon yıl önce bu iki yeri birbirine bağlayan bir köprü oluşturmuş olabilirdi.

Mağara doğa bilimci Sör Joseph Banks tarafından 1772 yılında tekrar keşfedildi.

O dönemde James Macpherson'un antik Galce'de yazan Ossian'da tercüme ettiği iddia edilen Fingal eseri çok meşhurdu. 

Aynı kitap zamanında Goethe ve Napoleon'a da büyük ilham kaynağı olmuştur.

Her ne kadar mağaranın kaşifi Joseph Banks olsa da dünyaya adını duyuran alman bir şair, besteci Felix Mendelssohn'in üvertürü oldu.

Felix Mendelssohn kız kardeşine attığı bir kartpostala üvertüren şu alıntıyı yaptı; 'Hebrides'in beni nasıl olağanüstü bir şekilde etkilediğini anlatmak için, sana şunu gönderiyorum, bu aklıma orada gelmişti.'

Hebrides Üvertürü (Fingal'in Mağarası) prömiyerini 14 Mayıs 1832'de Londra'da yaptı.

William Wordsworth, John Keats, Lord Tennyson ve Kraliçe Victoria özellikle de gezi aşığı Jules Verne mağarayı ziyaret ettiler.

O günden sonra mağara ününü hiç kaybetmedi. Pink Floyd bir şarkısına mağaranın adını verdi.

Mağarayı bir gezi teknesine binerek görmek mümkün. Haziran Temmuz aylarında turlar da düzenleniyor.

Ayrıca Staffa adasına giderseniz yüyüreyek, sütunların üzerinen atlayarak mağaranın içine de girebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
YORUMLAR
09.09.2017

makro alemde yasayan canlilar olarak dogada duzenli simetlik yapilara pek aliskin degiliz. bizim dunyamizda geometrik duzende, saat gibi calisan bir yapi varsa mutlaka bir insan tarafindan yapilmis olmasi gerekir. dogal olamaz. ama mikro alem ayni sekilde calismiiyor. mikro alemde simetrik yapilar, mukemmel geometride dizili objeler, saat gibi calisan sistemler vardir. en basitinden atomun kendisi saat gibi calisan mukemmel simetrik bir yapidir. keza en hassas saatleride atom un harmonik hareketlerinden elde ediyoruz. bazen bu mukemmellik atom dizilisleriin yansimasi olan kristallerle, bu magradaki gibi hizli soguyan lav akintilariyla ve en uc noktasinda yasamin kendisinde makro aleme yansimaktadir.

10.09.2017

japonyada da yonaguni var böyle doğal oluşum ama bazı kesimler onun için inatla su altında kalan piramit mu uygarlığına ait diyorlar

Pasif Kullanıcı
09.09.2017

Bizim burda olsa restore diye mağarayı restoranta çevirirler yandaşlar köşeyi dönerler :)))

09.09.2017

Aklıma Harry Potter ve Melez Prens'teki mağara geldi.

TÜM YORUMLARI OKU (11)