Başta bilgisayar ve 3B olmak üzere teknolojik gelişmeler, mimaride daha önce rastlanmayan nitelikte yapılar inşa edilmesine olanak sağlıyor.
Bu yapılardan bazıları ise ilhamlarını bizatihi doğadan ve onun eşsiz güzelliklerinden alıyor...
Başta bilgisayar ve 3B olmak üzere teknolojik gelişmeler, mimaride daha önce rastlanmayan nitelikte yapılar inşa edilmesine olanak sağlıyor.
Bu yapılardan bazıları ise ilhamlarını bizatihi doğadan ve onun eşsiz güzelliklerinden alıyor...
Dünyaca ünlü mimar Gaudi, şaheserini tasarlarken ormanlardan ilham aldı.
Bu göz alıcı sanat müzesinin mekanik tasarımında kuşların kanatlarından ilham alındı.
Avusturya'nın Graz kentindeki sanat müzesi mimari açıdan ilhamını derin deniz canlılarından aldı.
Eser doğrudan tek bir türe benzemiyor. Farklı türlerin özelliklerini taşıyor. Ayrıca sanatsal bir dokunuş ve hayal gücü de...
Taichung'daki ulusal tiyatro binası, ilhamını rüzgârın doğada bıraktığı (kayalar, mağaralar vs. gibi) izlerden almakta.
Yapının mimarlarına göre dijital çağın getirdiği olanaklar olmadan böylesi bir eser ortaya çıkarmak mümkün olamazdı.
Londra'daki 'The Gherkin' olarak bilinen ikonik gökdelen tüm İngiltere'deki en çevreci yapılardan biri. Havalandırma sistemi ise deniz süngerleri ile son derece benzer bir yapıya sahip.
İngiltere'deki bu proje tropikal yağmur ormanların, Akdeniz bitki türlerine uzanan olağanüstü bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Bu sıra dışı mimari örneğinin yarı küresel yapıları 'sabun köpüğü'nden ilham alınmış durumda.
Ayrıca yapının çekirdeği olan eğitim merkezi ise Fibonacci spiral desenini taklit ediyor ki bu da kozalaklar, ananas, ayçiçeği ve salyangoz kabukları gibi birçok doğal nesnede bulunabiliyor.
Dünyadaki en sıra dışı mimari yapılardan birine Hamburg ev sahipliği yapıyor. Binanın dış cephesinde yapıya adını da verin algler bulunuyor! Yani, gerçek bir 'biyolojik' yapıdan söz ediyoruz!
Bu algler bina için birer güneş filtresi olarak kullanılıyor. Çok fazla ürediklerinde ise biyogaz olarak kullanılıyorlar!
Harare'deki bu yapı termitlerin (akkarınca) yuvalarını yapma biçiminden örnek alınarak tasarlandı.
İngiltere'de 2002 yılında tamamlanan bu mimari yapı ilhamını deniz kabuklarından aldı.
Bir dönem dünyanın en yüksek binası olan Taipei 101 tasarımındaki ilhamı bambu ağaçlarından aldı.
'Kuş Yuvası' da olarak bilinen Pekin Ulusal Stadyumu ilhamını tahmin edeceğiniz üzere kuş yuvalarından aldı.
Yeni Delhi'deki Lotus Tapınağı ilhamını, Hint dinlerinde önemli bir yeri olan lotus çiçeğinden aldı.
Dubai'deki Palmiye Adası projesi çok ses getirmiş dünyanın dört bir yanından zengin ve ünlü insanları yatırım yapmak için cezbetmişti.
Proje tahmin edeceğiniz üzere tasarımını palmiye ağacından ilham aldı.
Deniz canlısı kabuğu sedefli deniz helezonu
Chicago'daki meşhur gökdelen mimari ilhamını uzun, ince deniz kabuklarından aldı.
Yeni Zelanda'daki bu yapı özel etkinlikler için kullanılan ve 30 konuğu ağırlayabilen bir restoran. 10 m yükseklikteki yapının ilhamı ise ipek böceği kozasından alınma.
İlhamını deniz kabuklarından alan bir başka yapı da Abu Dabi'deki Aldar Genel Merkez Binası.
Bu yapı ise yuvarlak biçimli deniz kabuklarını kendine örnek seçmiş.
Katar'daki son derece inovatif bu bakanlık binası ilhamını bir çöl bitkisi olan kaktüslerden alıyor.
Su Kübü olarak da bilinen su sporları merkezi, tam da ismiyle müsemma bir küp dolusu suya benziyor...
doğadan ilham alarak doğanın içine etmek. çok yaratıcı
Ya arkadaş bırakın artık şu araştırmadan google görsellerden galeri hazırlamayı. Bunların birçoğu ya proje aşamasında ya da yapımından vazgeçildiç. Chicago Spire, ki en bariz örneği bunun.
#5 numaradaki yapının neyden ilham alındığını hepimiz biliyoruz arkadaşlar. Kandırmayalım birbirimizi. Süngermiş.