Herkes Öldürür Sevdiğini: Her Biri Vahşet Dolu Cinayetle Sonuçlanan Aşk Hikâyeleri!

İlk görüşte aşık olan ve gerçek aşkı bulduğuna inanan bu genç insanların ortak bir özellikleri var: Hepsinin ilişkileri tüyler ürperten bir cinayetle sonuçlanıyor...

1. Karışık İlişkiler

1990 yılında Batı Virginia Üniversitesi'nde okuyan Joslyn Brandon, üniversitenin kadın basketbol takımının yıldızıydı. Esmer ve çekici bir erkek olan Wesley Earnest'a aşık oldu ve evlendiler. Wesley bir şirkette yönetici olarak çalışırken, Joslyn yerli bir finans şirketinde çalışıyordu. Virginia eyaletinde yaşayan bu çiftin güzel giden bir evlilikleri vardı ancak Wesley her zaman daha fazlasını istiyordu: Daha çok para, daha çok güç ve daha çok seks...

Joslyn'in onu ihmal ettiğini düşünen Wesley, Letanya adında güzel bir kadınla aşk yaşamaya başlamıştı bile...

Wesley'in sahip olduğu göl evi, Letanya ile aşk yuvaları haline gelmişti. Joslyn ise bu yaşananlardan habersiz iş arkadaşı Kayia ile yakınlaşmaya başlamıştı. İki kızın bu arkadaşlığı, bir parti sonrası öpüşmeyle sonlanmıştı. Joslyn yaşadıklarından pişmandı ve Kayia'dan uzaklaşmaya çalışıyordu. Joslyn bir akşam göl evine gittiğinde Wesley ve Letanya'yı yatakta yakalamıştı. Öfkeden deliye dönen Joslyn, Wesley'den boşanmaya karar vermişti. Joslyn, Wesley'den intikam almak için onun için en değerli şey olan göl evini elinden almak istiyordu. Kayia ise, bunalımda olan Joslyn'e destek olmaya çalışıyordu... Joslyn'in ona ihtiyacı vardı ve Kayia onunla bir ilişki yaşamak istiyordu. Kayia ve Joslyn Noelden birkaç gün önce buluşmak için sözleştiler ancak Joslyn buluşmaya gelmeyince Kayia onu merak ederek Joslyn'in evine gitti...

Kayia'nın işlerin korkutucu bir hâl alacağından haberi yoktu tabii... Belki de vardı, kim bilir?

20 Aralık 2007'de Jaslyn Earnest'ın evinden bir 911 çağrısı yapıldı ve polis derhal olay yerine gitti. Polisler Jaslyn'in yerde bir kan havuzu içinde yattığını gördü. Jaslyn Earnest olay yerinde ölü ilan edilmişti. Yanında 357'lik bir tabanca ve bir intihar notu vardı. Polisler vücudun duruşunu incelediklerinde bunun bir intihar olmadığından şüphelendiler. Silah yarası başının arkasındaydı ve vücudunun buraya taşındığı anlaşılıyordu. Vak'ayı araştırmaya devam ettikçe olayın bir cinayet olabileceği şüphesi güçleniyordu. Evin hiçbir yerinde zorla bir giriş izine rastlanmamıştı, bu da katilin Jaslyn'i tanıdığını ve eve nasıl girileceğini bildiğini gösteriyordu.

Peki sonra ne oldu dersiniz?

Polisler, Kayia'yı sorgulamaya başladı. Kayia'nın kısa süre içinde cinayetle bir ilgisi olmadığı anlaşıldı ve şüpheli listesinden çıkarıldı. Eşi Westley ise yeni şüpheliydi ve sorgusunda olay sırasında o bölgenin yakınında olmadığını iddia ediyordu. Ancak hikâyesinde tutarsızlıklar vardı. Sözde intihar notu incelendiğinde, üzerinde Wesley'e ait bir dizi parmak izi bulunmuştu. İntihar notu sahteydi ve katil tarafından yazılmıştı. Joslyn'in günlükleri incelendiğinde, birinin onu öldürmesinden korktuğu yazıyordu ve bu kişi Wesley'di. Wesley, Jaslyn'i öldürdükten sonra bir intihar notu yazmış ve evin çeşitli yerlerine prezervatifler koymuştu; böylece polis Jaslyn'in yaşadığı bir ilişki sonrası bunalıma girip intihar ettiğini düşünecekti. Ancak Westley polisi kandırmayı başaramadı. Artık katilin Wesley olduğu kesinleşmişti ve jüri onun müebbet hapsine karar verdi.

2. Aldatma Okulu

Tennessee Üniversitesi'nde okuyan Eric Mclean gelecek hayalleri olan, 18 yaşında bir kasaba çocuğuydu. Müzikle ilgilenen Eric, güzel ve çekici bir genç kız olan Erin Myers'ı etkilemeyi başarmıştı. Bu ikilinin ilişkisi hızlı ilerliyordu; Erin hamile kalmıştı. Bir oğulları oldu ve ardından evlendiler. Erin lisede öğretmenlik yapmaya başlamıştı. Bu ilişkide baskın taraf Erindı. Eric karısını o kadar çok seviyordu ki onun sözünden çıkmıyordu, onun için her şeyi yapabilirdi.

Ancak Erin, gençliğini yeniden yakalamak için ateşli girişimlerde bulunuyordu...

Erin kendine güvenen güzel bir kadındı ve çocukları Erin'ın bu tablosuna uymuyordu. Erin, kocası ve çocuklarını özgürlük arayışında bir ayak bağı olarak görmeye başlamıştı. Erin, Sean Paul isimli bir öğrencisiyle ilgilenmeye başlamıştı. 17 yaşındaki bu genç, tam bir parti insanıydı, zekiydi ve şiir yazmayı seviyordu. Erin'e sürekli şiirler yazıyordu. Sean, alkol ve uyuşturucu kullanan sorunlu bir gençti, bu yüzden Erin, Sean'ı kanatlarının altına almıştı. Kocasını da Sean ile tanıştırmıştı ve Sean evlerine sürekli girip çıkıyordu. Sean sinir bozucu bir şekilde Eric'e sürekli karısının ne kadar ateşli olduğundan bahsediyordu...

10 yılın sonunda Eric ve Erin'ın ilişkileri çatırdamaya başlamıştı...

Erin'ın eğlenceyi seven, sorumluluk almayan genç hayatı, 17 yaşında hamile kalmasıyla sona ermişti ve Erin hayatını baştan yaşamak istiyordu. Erin gençlik çeşmesini ararken, Sean ona o tatlı suyu sunmuştu. İlişkileri zamanla cinselliğe dönüşmüştü. Okulda ikisi arasında tutkulu bir ilişki olduğu dilden dile dolaşmaya başlamıştı bile. Aralarında karşı konulamaz bir çekim vardı. Gün geçtikçe Erin ve Sean daha fazla vakit geçirmeye başlamıştı. Eric bir gece eve geldiğinde Sean ve Erin'ı yatakta birlikte gördü. Karısını yatakta öğrencisiyle yakalayan Eric, evliliğine devam etmek istiyordu. Evliliğinin bitmesini istemeyen Erin ise Eric'i, kısa bir konuşmanın ardından Sean ile artık daha az görüşeceklerine ikna etmişti bile...

Sonra ne oldu dersiniz?

Eric bir gece bara geldiğinde Erin ve Sean'ı uygunsuz bir vaziyette gördü ancak yalnızca dönüp arkasını gitmekle yetindi. Erin'ın bir gün Sean'ı bırakıp kendisiyle kalacağına inanıyordu. Eric çoğu zaman eve geldiğinde Erin küvette oluyordu ve Sean ile telefonda konuşuyordu. Eric, karısının genç bir oğlanla ilişki yaşamasına resmen izin veriyordu. Bir akşam Sean evlerine geldi ve Eric'i kışkırtmaya başladı. 'Çocuklarını ve karını elinden alacağım.' diye bağıran Sean, Eric'i çıldırtmaya çalışıyordu. Sean bu tartışmanın ardından evden çıktı ve arabada Erin'ı beklemeye başladı. Yaklaşık 7 dakika sonra dışarı çıkan Eric, elinde çiftesiyle Sean'a doğru yaklaştı. Mahalle bir anda silah sesiyle çınladı. Sean ölmüştü...

Sonra hiç beklenmedik bir şey oldu...

Eric teslim olup suçunu kabul etti. Sean'ı öldürmek istemediğini, sadece korkutmak istediğini söyledi. Eric, Sean'a silah doğrultmuş ve Sean tüfeği tutup ileri geri götürürken bir anda silah patlamıştı. Olay yeri fotoğrafları Sean'ın bacaklarının diğer koltuğa doğru dönük olduğunu gösteriyordu, ayrıca Sean'ın elinde yaralar vardı. Bu yaralar tüfeği ileri geri çekiştirdiğini kanıtlar nitelikteydi. Kaza olduğu iddiası böylece doğrulanıyordu. Jüri 11 saat sonra Eric Mclean'ı 'taksirle adam öldürmekten' suçlu buldu ve 90 gün hapis cezası verdi. Bu Tennessee'nin en düşük cinayet suçuydu. Eric 72. günün sonunda şartlı bir şekilde tahliye edildi. Eric hapishaneden çıktıktan sonra boşanma davası açtı ve çocuklarının velayetini aldı. Erin ise çocuklarını ancak gözetim altında görebiliyor.

3. Arkadaş Kurbanı

2005 yılında Shane üç yıldır birlikte olduğu aşkı Jessica ile evlendi. Yakışıklı ve güçlü bir adam olan Shane aynı zamanda bir avcıydı. Jessica genç ve güzel bir kadındı. 4 yıl boyunca Shane, karısı ve iki küçük çocuğu, Iowa'nın Boone kasabasında Shane'in ailesinin arazisinde, karavandan bozma bir evde yaşıyordu. Bir de ev arkadaşları Daniel vardı. Daniel ve Shane, Jessica bu tabloya girmeden çok zaman önce tanışmış iki eski dosttu. Birbirlerine çok benzeyen bu iki adam, kardeşten de öteydi...

Çocukluğunda ailesi tarafından terk edilen Daniel'e, Shane'in ailesi sahip çıkmıştı.

Daniel, Shane'in Jessica ile evliliğinden sonra Shane'i kıskanmaya başlamıştı. Daniel, Shane'in eskisi gibi onunla vakit geçirmemesini hazmedemiyordu. Shane'in elde ettiği gelir artık yeterli olmamaya başlayınca, Shane kamyon şoförlüğü yapmaya başladı. Jessica, Shane'in uzağa gitmesinden sonra iki çocuğuyla birlikte zor zamanlar geçirmeye başlamıştı. Zamanla Shane'in yokluğuyla birlikte Daniel ve Jessica'nın ilişkileri farklı bir boyut kazanmıştı. Jessica'nın kahramanı olmak isteyen Daniel, Shane her uzaklaştığında Jessica'ya yaklaşıyordu.

Bu ihanet kaçınılmazdı...

Jessica ve Daniel, Shane eve geldiğinde duygularını dizginliyorlardı ve arkadaş gibi davranıyorlardı. Sonraki aylarda Daniel ve Jessica ateşle oynamaya devam etti. Bu ilişki cinsellikten de öteye gitmişti, tam anlamıyla birbirlerinin bağımlısı olmuşlardı. Artık Shane'e yakalanma düşüncesi bile onları korkutmuyordu, tam aksine ilişkilerine heyecan katıyordu. 2005 yılının bir bahar günü Shane, yatakta aşklarını yaşayan Jessica ve Daniel'ı yakaladı. Shane için tam bir travma olan bu durum, onu öfkeden deliye döndürmüştü. Daniel eşyalarını alıp evi terk etti ve Jessica da onun peşinden gitti.

Jessica birkaç gün sonra Shane'e uzaklaştırma kararı çıkartarak, çocuklarını aldı ve Daniel ile yaşamak üzere yakın bir kasabaya yerleşti.

Shane yalnız başına kalmıştı, karısını çocuklarını kaybetmişti ve intikam isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Shane, Daniel ve Jessica'yı öldürmek istediğini kardeşine bile söylemişti. Ancak Jessica zamanla Danielden sıkılmaya başlamıştı. Jessica, Danielle geçirilen birkaç aydan sonra kocasına geri döndü ve bağışlanmak için ona yalvarmaya başladı. Shane onu affetti ve tekrar ailesiyle birlikte yaşamaya başladı. Daha önce aldatılan Shane, kendini büyük bir paranoyanın içinde bulmuştu. Shane, Jessica tekrar yoldan çıkar korkusuyla acı çekmeye başlamıştı. Jessica, Shane'in güvenini kazanmaya çalışırken, Daniel'ın da bir köşede durmasını istiyordu.

Ve unutulmayacak korkunç bir gün yaşanmak üzereydi...

2007'de Boone Kasabası Şerifine 911'den acil bir çağrı geldi. Arayan kişi Shane'di ve vurulduğunu söylüyordu. Kendisini seken bir kurşunun vurduğunu söyleyen Shane, yardım istiyordu. Tabancasının kılıfında olduğunu ve onu kılıfına koyarken kendi kendini vurabilmiş olabileceğini söylüyordu. Aniden bağlantı koptu, 911'i tekrar arayan Shane tekrar yardım isterken bir anda bir silah sesi geldi ve Shane bir kez daha vuruldu. Sonra her şey sessizliğe gömüldü, Shane ölmüştü... Polisler etrafı incelemeye başladıklarında, kazara bir ölüm olduğunu düşündüler. Ancak Shane'i incelediklerinde sırtından vurulduğunu gördüler. Bir insanın kendisini kazara sırtından vurması imkansızdı. Jessica'nın kocasının ölümünün ardından şüpheli davranışları polisi bu ölümü iyice araştırmaya itmişti. Polisler Daniel'ı sorguladıklarında cinayeti işlediğini kabul etti. Üstelik Jessica'nında bu cinayetten haberi vardı. Shane ise kendisini kazara vurduğunu sanıyordu...

4. Doğum Günü Cinayeti

Nadia Ezaldein ve Marcus Dee birbirlerine aşık iki gençti. Naida, Chicago Üniversitesi'nde Hukuk okuyordu. Marcus ise ABD ordusundaydı ve eski bir askerdi. 2012 yılında birliktelikleri başladı ancak Nadia, Marcus'un dengesiz ve eli silahlı bir adam olduğunu bilmiyordu. Marcus'un kendisinden büyük olması, fiziksel olarak ilgi çekici olması ve savaştan yeni gelmiş olması Nadia'yı etkilemişti. İlişki başladıktan kısa bir süre sonra Nadia, Marcus'ta sevmediği şeyler olduğunu fark etmeye başlamıştı. Marcus, asabi ve kontrolcü bir adamdı. Marcus'a göre Nadia istediği her şeyi yapamazdı, Marcus'un kontrolcü yapısı buna izin vermiyordu.

Marcus, Nadia'nın hayatına sürekli müdahale ederek onu manipüle ediyordu...

Marcus, Nadia'yı ne kadar çok sevdiğini söylese de, Nadia'ya fiziksel taciz uyguluyordu. Nadia'nın vücudunda birçok morluk vardı. Bunca şeye rağmen Nadia hâlâ onu anlamaya ve mutlu etmeye çalışıyordu. Bir gece ufak bir tartışmanın ardından Marcus, Nadia'yı bıçakla tehdit etti ve öfkesini alamayarak onun sevdiği bütün eşyalarını parçalamaya başladı. Ona gücün kimde olduğunu göstermek istiyordu. Nadia bu şiddete ve kontrol manyaklığa rağmen ilişkisini sürdürmeye devam ediyordu. Bu ilişki Nadia'yı içine kapanık biri haline getirmişti, sürekli kilo kaybediyordu, sigara kullanmaya başlamıştı ve yaşadığı şeylerden dolayı hassaslaşmıştı.

Dee, Nadia'yı gizlice takip etmeye bile başlamıştı...

Dee, Nadia'ya hiç güvenmeyen kıskanç bir insandı, fazla sahipleniciydi ve onu kaybetme paranoyası vardı. Nadia hâlâ Dee'de iyi bir taraf görmek için çabalıyordu, ilişkide itaatkar bir hale gelmişti. Daha sonra Chicago'da ikinci yıl dönümlerine yakın bir zamanda her şeyi değiştirecek bir olay yaşandı: Dee, Nadia'nın onu terk edeceğini ima etmesinin ardından kontrolünü tamamen kaybetti ve Nadia'nın ağzına silahın namlusunu dayadı. Şu ana kadarki en kötü saldırısını yapmıştı. Yükselen şiddetin, sadist ve çarpık bir zihnin kaçınılmaz bir sonucuydu bu. Nadia artık gözlerinde insancıl hiçbir şey görmediği bu adamdan ayrılmak istiyordu. Nadia ilişkinin bittiğini söyledi ancak Dee bunu kabul etmiyordu.

Nadia korkunç sona doğru yaklaşılıyordu...

Dee, Nadia'yı sürekli mesajlarıyla rahatsız etmeye devam ediyordu ve okul etkinliklerine gidiyordu. Kız kardeşi, Nadia için mahkemeden koruma talep etti çünkü önceki saldırılardan dolayı Nadia'nın kaburgalarında ve çenesinde kırıklar meydana gelmişti. Ancak Nadia'nın koruma talebi reddedilmişti ve Dee onu rahatsız etmeye devam ediyordu. Dee yalnızca Nadia'yı değil, onun ailesini de taciz ediyordu, takıntısı gittikçe büyüyordu. 27 Kasım 2014'te Nadia 22 yaşına giriyordu ve Dee onun çalıştığı mağazaya gitti. Naida onu görür görmez titremeye başladı. Korkudan ne yapacağını bilemiyordu. Dee kalabalıkta gözünü Nadia'dan ayırmıyordu. Dee kalabalıkta ona doğru ilerledi ve birkaç metre kala durdu. Silahını Nadia'ya doğrulttu ve onun tüm yalvarışlarına rağmen tetiği çekti... Birkaç dakika sonra ise kendini öldürdü...

Popüler İçerikler

Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
02.02.2018

işte bunlar hep piç erkekle sevgili olmak yüzünden. gerçi 3. numaradki gibi efendi adamlar da vuruluyor. iki ucu boklu değnek anasını satayım.

02.02.2018

bunun aşk olduğunu söyleme

Jaslyn Earnest olay yerinde ölü ilan edilmişti. Yanında 357'lik bir tabanca ve bir intihar notu vardı. Polisler vücudun duruşunu incelediklerinde bunun bir intihar olmadığından şüphelendiler. Silah yarası başının arkasındaydı adam ı başının arkasından vurup intihar notu yazmış ???

evet beyinler pırıl pırıl :))

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ