Mahkumların avukatlarından Güçlü Sevimli Bianet’ten Ayça Söylemez'e yaptığı açıklamada, “mahkemenin bu kararı 15 yıl önce, ilk duruşmada da verebileceğini” söyledi:
“Hukuken verilebilecek karar buydu, zaten olması gereken bir karardı. Yargılanmaları bile hukuken kabul edilemezdi. Mahkeme 15 yıl boyunca hiçbir talebimizi kabul etmeyerek, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için hiç adım atmadı, araştırma yapmadı. Sadece yeni duruşma tarihi vererek davayı uzatma yolunu seçti.”
“Mağdurların sanık yapıldığı dava”
Bugünkü duruşmada sanık mahpusların avukatları savunma yaptı, özetle şunları söylediler:
“Bu dava mağdurların sanık yapıldığı bir davadır. Esas yargılanması gerekenler yargılanıp suçlarına uyan ceza ile cezalandırılmadıkları sürece yargılama konusu olay ile ilgili adalet yerini bulmayacak. Göstermelik soruşturma süreçleriyle asıl sorumlular sürekli korunuyor. Her şeye rağmen inanıyoruz ki, tarih bu yaşanılanları unutmayacak, yargılayacak ve asıl sorumlular açısından gerçek adalet tecelli edecektir.”
“Adli Tıp raporu askeri, askerlerin vurduğunu gösterdi”
Savunmalarında, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’nun 16 Ekim 2002 tarihli raporunu da sunan avukatlar, bu raporun, mahpusların Uzman Çavuş Nurettin Kurt’u vurmadığını gösterdiğini ifade ettiler.
Ayrıca, sanıkların suç işlemediği aksine, operasyonun kendisinin ve uygulanmasının kanuna aykırı olduğu belirtildi:
“Yargılama konusu operasyon sonucu hayatını kaybeden ve yaralanan tutuklular bakımından hukuki sorumluluk, operasyonun karar ve icrasında yer alan kişi ve kurumlardadır. Hali hazırda da bu kişilere karşı dava açılmamış olması da çok düşündürücüdür.”