Havana, Küba'nın başkenti. 2.2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Bu harika şehri yakından tanımak ve gezip görülecek yerleri bilmek istiyorsanız içeriğimize devam edebilirsiniz...
Havana, Küba'nın başkenti. 2.2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Bu harika şehri yakından tanımak ve gezip görülecek yerleri bilmek istiyorsanız içeriğimize devam edebilirsiniz...
Size Plaza Vieja bölgesi derim. Old Havana’da esasen her yer birbirine yakın fakat genel anlamda yaşam akışı Plaza Vieja ve Obispo caddelerinde yaşanıyor. Ilk olarak sizlere Old Havana'da kaldığım Casa’yı önermek isterim.
Havana’da vakit harcayacağınız yerlerin başında Eski Havana (Old Havana) gelmektedir. 1982 yılı itibariyle UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmiş olan bölgede görülmeye değer birbirinden güzel bölgeler bulunmakta.
Aşağıda örnek olarak yazdığım bölgeler haricinde, vaktiniz olursa gidebileceğiniz (Biz gittiğimizde kapalı olduğundan gezemediğimiz) Dans Müzesi, Eski Otomobil Müzesi ve sizin keyfinize göre bulabileceğiniz yerler var. Ek olarak tavsiyem El Capitolio’nun çevresindeki tüm sokakları gezin. Gerçek Küba ile tanışın. Güvenlik endişeniz de olmasın.
Bu meydanda bir kaç kafe ve Havana Katedral’i yer almakta. Kapalı olduğundan ziyaret etme şansımız olmadı fakat Kristof Kolomb’un naaşı senelerce burada kalmış ve dünyada denizden çıkarılan mercan kayalarıyla yapılmış tek örnek olduğundan ziyaret edip görmeye değecek bir yer.
Buradan yürüyerek Armas meydanına (Plaza de Armas) doğru ilerlerseniz Castillo de la Real Fuerza’yı görürsünüz. Hakikaten görülmeye kıymet bir kale.
Havana’da en oldukça sevdiğim yerlerden birisi de bu meydan. Burada yer edinen eski eşyaların satılmış olduğu pazarda aklınıza gelmeyecek birbirinden güzel şeylerle karşılaşabilirsiniz. Mesela Japon malı küçük casus fotoğraf makinesinden antika saatlere, Ernest Hemingway imzalı kitaplardan National Geographic’in ilk sayılarına kadar neler var neler.
Palacio de los Capitanes Generales (Havana Şehir Müzesi) yine bu meydanda yer almakta. Armas meydanından sahile inip Vieja istikametine doğru yürürseniz Havana Club müzesine ulaşabilirsiniz. (Giriş 7 Cuc) Havana Club’ın tarihçesini rehber eşliğinde öğrenme şansınız var.
Eğer ki Plaza Armas’dan çıkıp sahilde Vieja’nın ters istikametine doğru ilerlerseniz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün büstüne ulaşabilirsiniz. Düşünün. Küba’da…
Havana‘da favori meydanın neresi deseler şüphesiz ki söyleyeceğim yer burası olur. Vieja meydanında yiyecek yiyebileceğiniz birbirinden güzel mekanlar bulunmakta ve Camara Obscura bu meydanda yer almakta. (Giriş 2 Cuc) Binanın en üst katından 360 derece Havana’yı görebilir ve fotoğraflayabilirsiniz.
Tepede duran bir dürbün sistemi şehrin 360 derecelik görüntüsünü alt katta bulunan karanlık odadaki merceği çağrıştıran beyaz bir perdeye yansıtıyor ve şehri gözetleyebiliyorsunuz!
Hakikaten değişik bir edinim tavsiye ederim. Vieja meydanında yer edinen mekanlarla ilgili tavsiyelerimi de derhal aktarayım.
Kesinlikle Factoria Plaza Vieja’da şiş tavuğun yanında kendi yaptıkları birayı tatmanızı tavsiye ediyorum. Bu mekanın karşısında ise enfes kahvelerini tadabileceğiniz Cafe el Escorial bulunmakta.
Eğer ki kahveye aşıksanız ve Türkiye’ye getirmek isterseniz erken saatlerde gelip taze taze kahve çektirebilirsiniz. Akşam saatlerinde maalesef tükeniyor.
Eski Havana‘dan başlayıp 8 km süresince Vedado’ya kadar devam eden sahil yoludur Malecon. Kesinlikle gün batımını izlemelisiniz. Esasen eliniz mahkum her türlü Malecon’u görmüş olacaksınız.
“Malecon üstünde görülmeye kıymet neler var?” diyecek olursanız:
Old Havana kısmında San Salvador de la Punta Kalesi ve derhal karşısında ise Los Tres Reyes Del Morro Kalesi bulunmakta. Vaktimiz kalmadığı için oraları ziyaret edip gezme şansımız olmadı. Vedado kısmında meşhur Hotel Nacionel’i ziyaret ederek bahçesinde bir şeyler içebilirsiniz.
Şu sebeple: Buranın içsel bir hikayesi var. Devrim öncesi adı Havana Hilton olan devrim sonrasında ise Hilton adının özgür anlamına gelen Libre ile değiştirilip Havana Libre Oteli olarak kullanılan bu oteli Fidel devrimin sonrasında bir süre ofis olarak kullanmış.
Burası eski hükumet binası olup şu an tadilatta olduğundan gezilemiyor. Washington DC’deki Capitol’ün aynısı
Fakat Kübalılara “Bizim El Capitolio’muz ABD’dekinden daha güzel ve büyük.” diyorlar. Washington’dakini görmediğim için ölçemiyorum!
Küba’da gezilmesi ihtiyaç duyulan en mühim yerlerden bir tanesi. Devrim ruhunu sezmek için Devrim Müzesini gezmeniz bence koşul. Yapı iki binadan oluşuyor. Giriş şahıs başı 8 Cuc. Bileti aldığınız ve gezeceğiniz ilk binada devrimle ilgili haritalar, Che’nin gitarı ve öteki devrimcilerin hususi eşyaları ile beraber devrimin hikayesi yer almakta.
Ek olarak Fidel Castro’nun halkı için yaptırdığı devrim ateşi 1989 yılından bu yana bu binanın önünde yanmaktadır.
Küba ile ilgili fotoğraflarda iki ayrı binanın üstünde Che ve Camilo’nun silüetlerini kesinlikle görmüşsünüzdür. İşte orası Jose Marti anıtının da yer almış olduğu Devrim Meydanı.
Gelelim Havana’daki en hareketli caddeye. Obispo caddesi baştan sonrasında gençlerin ve turistlerin uğrak yeri. Meşhur yazar Ernest Hemingway’in favori mekanlarından olan El Floridita haricinde hediyelik ürün alabileceğiniz dükkanlar, restoranlar ve barlar burada.
Yiyecek yerken güvenilir olun. Canlı müzik dinleyeceksiniz ve çevrenizde salsa yapanlar olacak bunlara hazırlıklı olun.
Bu caddede önerebileceğim mekanlar ise Yabaguanex. Restoranda sabah kahvaltınızı yapabilirsiniz. Biz genel olarak akşam yiyeceklerini Vieja’da yedik. Fakat Obispo caddesi üstünde oldukça fazla restoran mevcut.
Pınar del Rio, Havana’dan otobüsle 2,5 saat uzaklıkta bir yer. 60 Cuc’a satın aldığımız Vinales turu için ilkin bu minik şehirdeki rom müzesini ziyaret ettik. Yalnız otobüsten gördüğümüz suretiyle şirin ve minik bir yerleşim yeri olduğunu söyleyebilirim.
Vinales’i anlatmak gerekirse buraya vaktiniz var ise bir gece konaklayacak şekilde gelmenizi tavsiye ederim
Vinales vadisi kaya yapısıyla hususi bir yer. Niçin mühim diyecek olursanız bu kaya yapısı dünyada bir tek iki yerde varmış. Biri burada diğeri ise Çin’de. Vinales Vadisini yemyeşil doğasının haricinde meşhur eden olaylardan biri de Dr. Antonio Nunez Jimeniz’in burayı keşfettikten sonrasında Fidel Castro ve Celia Sanchez’le görüşüp 80x120 metre boyutundaki kayalığı temizleyip tarih öncesi insanlığı betimleyen fotoğraf çizmeyi istemesi.
Bu fikre sıcak bakılır ve 1959 yılı Eylül ayında kayanın dış yüzeyi boyanmak suretiyle temizlenmeye başlanır. 1960 yılı Mart ayında boyama işlemine başlanır ve ortalama dört yıl sonunda bu görünüm ortaya çıkar.
Not: Meydana getirilen bu başyapıt dünyada kayalığa yapılmış en büyük resmi olarak bilinmektedir.
Burada yediğimiz öğle yemeğinin peşinden birbirinden güzel Casaların yanından geçerek tütünlerin yetiştirildiği ve toplandıktan sonrasında dinlenmeye bırakıldığı tütün tarlasına gittik. Tütünlerle ilgili verilen kısa izahat peşinden gözümüzün önünde sarılan puroların keyfini sürdük.
Bu ziyaretin peşinden ise bu bölgedeki Cueva del Indio Vinales adlı mağara sistemini gezdik. Meydana getirilen kısa parkur mağara yürüyüşü sonrası bir tekneye biniyorsunuz. Mağara içindeki nehirde meydana getirilen kısa bir tekne yolcuğu ardında yine dışarıya çıkıyorsunuz.