Uçaktan inince kendisini genç bir üsteğmenin kullandığı minibüse bindirdiklerini, özellikle uçuş hattını dolaştırarak, buradaki faaliyetleri görmesini sağladıklarını söyleyen Ünal, beyanına şöyle devam etti:
'Bütün uçaklar, yaklaşık 16 uçak uçuşa hazırlanmış, yarıdan fazlası hakiki mühimmat yüklü, bomba yüklü. Personeli orada sürekli bir faaliyet halinde gördüm. Beni bu uçuşların yapıldığı filo komutanlığının önüne getirdiler. Bu filo '141. Filo' olarak bilinir. Minibüsten indiğimde ortalıkta 30'a yakın pilot gördüm, çoğunluğu teğmen, üsteğmen rütbesindeydiler, ancak binbaşı ve üstsubay rütbesinde olanlar da vardı. Hepsinin göğsünün üzerinde bulunan isimlikleri sökülmüştü. Beni, Akıncı 4. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin karşıladı. Bana 'Hoşgeldiniz komutanım' dedi. Ben kendisine 'Hoş bulmadık' dedim. Bana, 'Bozulmuş ayarları düzeltmeye çalışıyoruz' dedi. Ben de 'Senin ayarın bozulmuş' dedim. Tüm konuşmamız bundan ibaret oldu. Beni önceden hazırlanmış olan, içinde sadece bir sandalye bulunan odaya aldılar, cep telefonlarımı istediler, 2 silahlı şahsı da kapıya diktiler. Odamdan kendisi çıkarken 'Size Allah akıl fikir versin, Allah sizi ıslah etsin, başka da bir şey demiyorum, seni de bir daha görmek istemiyorum' dedim ve ayrıldım. Kapıyı üzerime kilitlediler ve ertesi gün saat 05.30'a kadar bu odada kaldım. Yanıma sadece sabahleyin kahvaltı getirdiler. Bu esnada ellerimi ve ayaklarımı kelepçelemediler, gözlerimi de kapatmadılar.'
Abidin Ünal, sabah 09.30 sularında meydan pistlerine bombalar atıldığını duyduğunu bildirdi.
Bu saatten sonra tutulduğu binadaki seslerin kesildiğini ifade eden Ünal, bu esnada üs karargahında bulunan tüm personelin toplantıya çağrıldığını sonradan öğrendiğini, saat 12.00'ye kadar sessizliğin sürdüğünü dile getirerek, 12.00 sularında eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün kendisinin bulunduğu odaya uğradığını ifade etti.