Körfez ülkelerinin bir anda tüm ilişkilerini kestikleri Katar, bölgesinde yalnızlaştırılıyor. Bunun yanında bir süredir ekonomik ilişkiler ile Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile yakınlaşan Katar, son günlerinde hükümetten destek görüyor. Peki gündemimizin en ortasında duran Katar hakkında ne biliyoruz? En temel bilgilerden, az bilinenlere kadar Katar hakkında fikir edinebileceğiniz bilgiler aşağıda sizi bekliyor.
Modern Katar 1971 tarihinde bağımsızlığını ilan etti. Öncesinde ise ülke İngilizlerin hakimiyetindeydi.
Ülke'nin devlet başkanı Emir sıfatıyla anılan Tamim bin Hamad Al Thani.
Karşılaştırmak gerekirse Katar, Bursa kadar bir yüzölçümüne sahip. Ülke Basra Körfezi'nde bir yarımada ve tek sınırı Suudi Arabistan'la.
Ülkede yerli Arap Katarlı çoğunluğun yanında Hindistanlılar, Pakistanlılar, Bangladeşliler, İranlılar da bulunuyor. Nüfusun bir kısmını oluşturan göçmenlerin çoğu ekonomik sebeplerle Katar'a gelip ülke vatandaşlığını kazanmışlar. Ülkede 7 bin civarında Türk vatandaşı iş sebebiyle yaşıyor. Ülkede bulunan yabancı çalışanların büyük kısmını Katar'ın kalkınması için yapılan binalarda çalışan inşaat işçileri oluşturuyor.
İşçiler çalışmak için Katar'a geldiklerinde aracı acenteler işçilerin pasaportlarını alıkoyuyor ve bu insanlar hareket edemez duruma getiriliyor. Ücretleri inşaat tamamlanmadan ödenmeyen işçiler uzun süre sadece yemek, barınma ihtiyaçları karşılanarak adeta birer köle gibi çalıştırılıyorlar. Bu işçiler, genelde Hindistan, Bangladeş ve Pakistan gibi ülkelerden gelen dönemlik işçilerden oluşuyor.
Katar spor konusunda çok önemli tesis yatırımları yapıyor. 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak ülkede çok lüks stadyumlar inşa ediliyor. Bu stadyumlarda sporcuların kolayca oynayabilmesi için özel havalandırma ekipmanları yapılacak. Böylece oyuncular sıcaktan etkilenmeden kupada oynayabilecekler.
Katar, dünyanın petrol rezervleri en büyük 14. ülkesi ve üretimde de 11. olarak gözüküyor. Diğer taraftan doğalgaz konusuna baktığımızda; dünyanın en fazla doğalgaz üreten 3. ülkesi olarak listeleniyor. Aynı zamanda rezervleri de aynı şekilde. Böylesine küçük bir ülkenin bu kadar büyük bir üretici olması inanılmaz bir zenginliği de beraberinde getiriyor.
The Pearl Qatar tam anlamıyla ultra lüks bir proje. Katar Yarımadası açıklarında yapılan yapay ada üzerine inşa edilen bu projede konutlar, oteller, alışveriş merkezleri yer alıyor. Ada adından anlaşılacağı gibi inci şeklinde.
Ülkede yaklaşık 700 bin kadın var. Bu eşitsizliğin sebebi de ülkenin sürekli işçi göçmenler alması ve bu göçmenlerin neredeyse tamamının erkek olması.
Kişi başına yıllık 127 bin Dolar ile Katar, ikinci sırada bulunan Lüksemburg'a 25 bin Dolar civarında fark atıyor.
Ülkenin doğal kaynaklardan ve finansal faaliyetlerden elde ettiği gelirler, sürekli gördüğümüz altyapı yatırımları ve devasa projelerde harcanıyor. Geri kalanlar ise dünyanın dört bir yanında Katar Yatırım Kurumu (QIA) tarafından değerlendiriliyor.
Digiturk, Finansbank ve ABank gibi şirketler Katar kaynaklı sermayeler tarafından satın alınmış durumda.
El Udeid Hava Üssü'nde 10 bin Amerikan askeri bulunuyor. Bunun yanı sıra İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait unsurlar da bu üste görev yapıyor.
Doğrudan yabancı sermaye yatırımı verilerine göre, Türkiye'ye en çok yatırım yapan 7. ülke Katar. Bunun yanında Türk müteahhitleri Katar'da ciddi projelerde rol alıyor. Bu ekonomik ilişkiler, politik ve askeri boyutta da kendini hissettiriyor. Türkiye Orta Doğu'daki ilk askeri üssünü Katar'da açacak. Geçtiğimiz gün kabul edilen tezkereye göre 5 bin Türk askeri Katar'a gönderilecek.
2,5 milyon nufusa sahip Katarın en fazla %10'u Arap, çoğunluğunu Asyalı ve Hintliler oluşturuyor, bilerek yanlış bilgi veriyorsunuz. Katarın savunulması önemli, Katar suriye gibi çökerse bundan enfazla bizim ekonomimiz ve ticaretimiz zarar görecektir. Bu da bizi ortadoğu politikamızı etkileyecek ve yalnızlaştıracaktır. Bir ülkeyi askeri güçle yenemiyorsan ekonomisine saldırırsın. Bir ülkeyi devirmek istiyorsan önce dostlarını etrafından alırsın, savaş stratejisi böyledir. Türk milleti tarih yazıyor, Allah katında şan alıyor, şehit olmaktan korkmuyor, şehitliği lutuf olarak görüyor, bu ordu yenilir mi hiç. Allah'ın yeryüzünde ki ordusuyuz, Deccal ordusu bu ordudan güçlüyse çıksın gelsin, biz bekliyor olacağız. Müslümanların ve mazlumların daima yanındayız.
Ya ben anlamıyorum. Gerçekten. Bunlar parayı harcayacak yer bulamıyorlar, başka başka ülkelere daha fazla para için bina dikiyorlar da Afrika'da bu kadar insan açlıktan ölebiliyor, anestezi bulamıyorlar diye canlı canlı ameliyat ediliyor, akbabalar bebeklerin başında bekliyor ölsün diye? Nasıl ya nasıl yani?
ya madem bu arap bozuntuları zengin her boka sermaye kurmuşlar ordularınıda kendisi geliştirsin eğitsin.benim askerimi boş yere şehit etmeye hakkı yok.sanki bilmiyoruz asıl amacın ne olduğunu asker sayımızı azaltmaya çalışmak.daha öncede bütün bir alayı zehirlemişti başımızdaki sığır.