İspanyol meslektaşlarımdan biriyle 2021 için bir projeyi konuşurken bana, üzerine düşüneceğim bir şey söyledi: “Siz Türkler sosyal medyayı çok güzel ve efektif kullanıyorsunuz.” Bizim memlekette analar evlatlarının kafasına vuruyor genelde bu sosyal medya batağına düştükleri gerekçesiyle ama demek ki dışarıdan başka türlü görünüyor.
Yıkılan yuvaların, anlamsız şöhretlerin, spekülasyonların, dijital şiddetin kaynağı olarak görenlerin epey fazla olduğu bir durumda, dilimizi bilmeyen ve çoğu şeyi anlamak için Google Translate’den destek alan bir İspanyol hekim, çok sosyal ve zeki bir İspanyol arkadaşımın bu yargısının neden ve nasıl oluştuğunu merak ettim. Doğrusu tüm olumsuz yanlarına rağmen ben de onunla hemfikirim. Ama ben kendi düşüncelerimin nedenini biliyorum, onunkine açım. Sordum.
Aldığım yanıtları, o sohbetin derinliğini size en samimi biçimde geçirebilmek amacıyla yazıyorum.
“Bir doktor, mühendis ya da öğretmenin, mesleğine dair etkileşim içinde olduğunu çok gördüm ama sizdeki kadar değil. İnsanlar uzmanlarla gerçek bağlar kuruyor, soru-cevaba, yoruma dayalı ve güven bağınız kuvvetli. Ayrıca bir profil asla yalnızca mesleki biçimde kullanılır, özel yaşam için kullanılır gibi keskin ayrımlarınız yok. Ülkenin siyasileri de en alt sosyal sınıflar da sosyal medyayı ikisinin bir karışımı olarak kullanıyor. Ve senden yola çıkarak da söyleyebilirim ki sosyal yaşamı, dünyayı, yaşayışı, evreni anlamlandırmak, yorumlamak konusunda çok cesursunuz. Ve bu olumlu anlamda bir cesaret. Benim alanım bu değil demiyor, kendi görüşünüzü paylaşıyorsunuz. Ve çok hızlı etkileşim alıyorsunuz. Çünkü kitleniz de cesur.”