Geleceği Gördüğüne Kimseyi İnandıramamanın Kişide Yaşattığı Çaresizlik Hissi: Cassandra Sendromu

Hiç içinize sanki kötü şeyler yaşanacakmış gibi bir his doğduğu oldu mu? Geleceğe dair bazı olayları öngörüyorsunuz ve bunlar gerçeğe mi dönüşüyor? İnsanları uyarmanıza rağmen sözleriniz ciddiye alınmıyor ve deli yerine mi konuyorsunuz? Eğer öyleyse, siz 'Cassandra Sendromu' ile boğuşuyorsunuz demektir! Mitolojiden psikolojiye uzanan ve bir dramdan doğan bu sendrom neyin nesiymiş, gelin hep birlikte bakalım.

(Cassandra ile ilgili bilgiler için Adem Suad'ın 'Mitolojik Aşk Efsaneleri' adlı kitabından yararlanılmıştır.)

Evet, Troy (Truva) filmini izleyenleri şöyle alalım... Cassandra, Truva'nın son kralı Priamos ve Hekabe'nin kızı; Hekabe, Hektor ve Paris'in de kardeşidir.

Güzelliği ile göz kamaştıran bu genç kızın oldukça trajik bir hikayesi vardır. Onun hikayesi, geleceği görme gücüyle yıkımları önlemeye çalışan ama sözünü dinletemediği için yaşananlardan iki kat daha fazla etkilenip mahvolan bir bilincin dramıdır. Yani felaketi öngören ama önüne geçemeyen bilinçli insanın dramı...

Cassandra, geleceği önceden bilmeyi ve rahibe olmayı çok arzulamaktadır. Tanrı Apollon, bu güzel kızı görür görmez ondan çok etkilenir ve ona bir teklif sunar.

Eğer Cassandra, Apollon ile birlikte olursa ona geleceği görme yeteneği bahşedilecektir. Cassandra bu teklifi kabul eder. Apollon, Cassandra'nın ağzına tükürür ve ona artık geleceği görebileceğini söyler.

Cassandra, verdiği söze rağmen Apollon ile birlikte olmaz. Bakire bir rahibe olma isteği, Apollon'a verdiği sözden ağır basar.

Bir rivayete göre, Cassandra'nın en başından beri Apollon'la birlikte olmaya niyeti yoktur. Onun tek derdi geleceği görme yeteneğine sahip olmaktır, bu yüzden Apollon'u oyuna getirmiştir. Gerçeği öğrenen Apollon, bu duruma çok sinirlenir ve Cassandra'yı lanetler.

Apollon'un lanetine göre, Cassandra geleceği görecek ama kimseyi buna inandıramayacaktır. Ve Cassandra için en ağır darbe gelir; asla bir rahibe olamayacak ve herkes tarafından aşağılanacaktır.

Her şey tıpkı lanette söylendiği gibi olur ve Cassandra, Truva Savaşı'nı ve savaşın sonucunu görmesine rağmen söylediklerine kimseyi inandıramaz. Çaresizlikle, savaşın başlamasını ve bitmesini izlemek zorunda kalır. Hatta Agamemnon tarafından esir alınır ve onun cariyesi olmaya zorlanır. Rahibe olmak isteyen bir kadın için bu en ağır ceza olur.

Tabii, olaylar bununla bitmez. Agamemnon'un karısı, kocasını ortadan kaldırmak için bir plan yapmıştır. Zafer sarhoşluğuyla rehavete kapılan Agamemnon, pusuya düşürülecektir.

Cassandra ile birlikte ülkesine dönmekte olan Agamemnon'un gemisi, karısının görevlendirdiği askerler tarafından Yunanistan açıklarında durdurulur. Agamemnon, Cassandra ve diğer cariyeler ile birlikte onları korumakla görevli tüm askerler oracıkta öldürülür. Cassandra, aslında bile bile ölüme sürüklenmiştir ama bu durumu kurtuluşu olarak görmüş bile olabilir, bilemiyoruz.

Bildiğiniz gibi, psikolojide psikomitolojik terimlere sıklıkla yer verilmektedir. Cassandra ve onun hüzünlü hikayesi de psikolojik bir rahatsızlığa isim annesi olur.

Psikolojide, kişinin geleceği görerek başkalarını uyarmaya çalışması ancak sözlerine kimseyi inandıramaması durumu Cassandra Sendromu veya Cassandra Kompleksi olarak anılmaktadır. Bu sendroma yakalanmış kişiler, geleceği gördüklerini iddia ederler. Gelecekte yaşanacak sözde felaketleri etraflarındaki insanlara haber vererek önlemeye çalışırlar ve haliyle söylediklerine kimseyi inandıramadıkları için çok fazla etkilenip üzülürler.

Gelecekte neler olacağını bilmek ancak bu olacaklara karşı neler yapılması ya da nasıl davranılması gerektiğini bilememek, bu kişilerin ikileme düşmesine neden olur.

Bu durum, kişilerin psikolojisini alt üst eder ve psikolojik dengelerinin bozulmasına neden olur. Kötü haberleri göz ardı etme durumu olarak da açıklanan bu sendromun pek çok filmde bahsi geçer. Eğer bir filmde 'Dünyanın sonu yaklaşıyor!' şeklinde bir replik duyarsanız, bilin ki ilgili şahıs aslında Cassandra sendromundan muzdarip demektir.

Başrollerinde Sophia Loren ve Richard Harris'in yer aldığı 1976 yapımı "Cassandra Crossing" filmi, konu itibariyle bu sendromun izlerini taşıyor.

Beyaz perdenin en keyifli 'felaket' senaryolarından birine sahip olan bu filmin yanı sıra, 1991 yapımı 'The Terminator' ve 1995 yapımı 'Twelve Monkeys' filmlerinde de Cassandra sendromunun etkilerini görmek mümkün. Eğer bu filmleri henüz izlemediyseniz, mutlaka izlemenizi tavsiye ederiz.

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
29.04.2018

Gelecegi görmek pekde matah birşey değil cok sinir bozucu bir olay psikoloji allak bullak ediyor.Ayrıca geleceği gören kişiler öyle her istedigi zaman dilimini göremiyor .Rasgele günü birlik olaylari görebilirken çok sevdiklerinizin başına gelen kötü olaylari yada geniş çaplı olayları gorebilirsiniz.Geleceği görmek ve ve anlamlandirmak rüyadaki mecazlari cozebilmekten geçiyor lakin emin olun getirsinden çok götürüsü var.

25.03.2023

sen ne anlatıyon teyze aq

Pasif Kullanıcı
30.04.2018

Ben görsem de söylemem. Halihazırda söylemiyorum. Cehennemin dibine kadar yolunuz var! Bu sefer söyledim bak.

29.04.2018

haaaaaa hımmmm hiçbişey anlamadım

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ