İnsanlar dünyanın güvenli ve düzenli bir yer olması için yıllarca çalıştı, ama hiç kimse bunun ne kadar sıkıcı olabileceğinin farkında olmadı. Bütün dünyanın parsellendiğini, hız limitleri konduğunu, bölümlere ayrıldığını, vergilendirildiğini ve düzenlendiğini; bütün insanların sınavlardan geçirildiğini, fişlendiğini, nerede oturduğunun, ne yaptığının kaydının tutulduğunu düşünün. Hiç kimseye macera yaşayacak bir alan kalmazdı, satın alınabilenler hariç. Lunaparka gitmek gibi. Film izlemek gibi; ama bunlar yine de sahte heyecanlardı. Dinozorların çocukları yemeyeceğini bilirsiniz. Büyük bir sahte afetin olma şansı bile oy çoğunluğuyla ortadan kaldırılırdı. Gerçek afet veya risk ihtimali olmadığından, gerçek kurtuluş şansı da ortadan kalkmış oldu. Gerçek mutluluk yok. Gerçek heyecan yok. Eğlence, keşif, buluş yok. Bizi koruyan kanunlar aslında bizi can sıkıntısına mahkum etmekten başka bir işe yaramazlar. Gerçek karmaşaya ulaşamadığımız sürece, asla gerçekten huzurlu olamayacağız. Her şey berbat bir hal almadığı sürece, yoluna da girmeyecek.
beni uzun uzun düsünmeye sevk etti..düsündüren seyleri severim.
bkz. Gösteri Peygamberi
ergen bir adam değildir. birçok hikayesi ve mantıklı bakış açıları var, şahane yazardır.. ama yine de merak etmeden geçemiyorum; bu adam fight club'ın etkisinden ne kadar süre sonra çıkabildi acaba..