UEFA Avrupa Ligi son 16 turu ilk maçında Fenerbahçe, sahasında Portekiz temsilcisi Braga'yı konuk etti. Fenerbahçe, 82. dakikada Mehmet Topal'ın attığı golle rövanş için avantajlı bir skor elde etti.
UEFA Avrupa Ligi son 16 turu ilk maçında Fenerbahçe, sahasında Portekiz temsilcisi Braga'yı konuk etti. Fenerbahçe, 82. dakikada Mehmet Topal'ın attığı golle rövanş için avantajlı bir skor elde etti.
0-0 bitse şansımız düşük olacaktı ancak Topal’ın Maradona-Messi golü tur yüzdemizi arttırdı
Braga'nın 1-2 maçını izlemek, kısa görüntüleri izlemek, istatistik bilgileri internetten indirmek... Bunlar üzerine tura net favori göstermenin çok doğru olmadığını dün gördüm.
Rakip Braga, organizasyonu çok iyi bir takım. Günümüz oyununda 4-4-2 kullanan fazla takım yok.
Rövanşlı eşleşmelerde deplasmanda 4-4-2 oynamak hiç de kolay değildir.
Braga bunu büyük ölçüde başardı...
Fenerbahçe için 1-0 güzel skor. Yalnız bir şey var; Portekiz’de beraberliğe çıkarsan yanarsın, 1 gol atarsan yaşarsın
Oynadıkları futbola göre iki takım arasında büyük fark yok. Hangisi atarsa o bitirecek gözüküyordu. Aslında F.Bahçe kadrosunun parasal değeri, rakibe göre çok daha fazla. Ama oyun olarak baktığınızda hiç fark yok.
Bu tip maçlarda aldığınız ithal oyuncular, oyuna ağırlıklarını koyacaklar. Ama Fenerbahçe'deki bu oyuncular bu maçta farklılığı ortaya çıkaramadılar.
İki takım da bozmaya oynayan takım. Yapmaya fazla gayret etmiyorlar.
Zaten dikkat edin atılan gol de yapan oyuncunun golü değil, bozan oyuncunun golü.
Mehmet Topal ne yaptı? Hücum preste topu kaptı.
Fenerbahçe, Braga karşısında harika bir skor aldı. Rövanş için gol yemeden alınan galibiyet temsilcimizi Portekiz’e büyük avantaj ile götürecek. Sabırlı oyun ile dakika dakika hesaplanmış bir risk faktörü ile oynayan F.Bahçe golü de atılabilecek en uygun zamanda buldu.
Sarı-lacivertliler ilk yarıda abartılı bir şekilde temkinli bir futbol oynadı. Braga’ya baskı yapmak yerine kendi yarı alanında karşılamayı tercih eden temsilcimiz rakip kalede hiç pozisyon üretemedi. Kanat bekleri Caner ve Şener’i de oyuna sokamayan F.Bahçe, santrafor Van Persie’yi hiç topla buluşturamadı.
İkinci yarıda ilk devreye oranla rakip ceza alanına daha fazla gitse de yine ofansif aksiyonlar yetersizdi. Sağ bek pozisyonunda oynayan Şener çok fazla top kaybı ile oynarken orta alan akıcılıktan uzaktı. Nani’nin girmesi ile birlikte daha ofansif görünen F.Bahçe, ikinci yarıda Braga’yı kendi ceza alanına fazla yaklaştırmadı.
Sistem takımından korkarım. Yıldızlara dayalı bir takım, yıldızları durduğunda etkisini yitirebilir ama, sistem takımları bir-iki oyuncusu kötü oynasa da “pes” etmez... Braga’ya baktığınızda kadrosunda yıldızlar barındıran bir takım değil. Ama Avrupa’nın en önemli sistem takımlarından biri. Bunun içindir ki, her yıl Avrupa kupalarının gediklisi. Her yıl ya Şampiyonlar Ligi’nde, ya da Avrupa Ligi’nde. Üstelik çeyrek finali, yarı finali var. Hatta final oynamışlığı bile var. Buna rağmen biz ne yaptık; Braga çıktığı gün turu geçtik, yarı finali atladık, finali oynayıp kupanın sahibi olduk. Dilerim öyle olur. Ancak özellikle son dönemlerde şu rakibi hafife alma huyumuzdan bir vazgeçsek. Bir dönemler her kura çekiminden sonra “yandım Allah” derdik, şimdi her kura çekiminden sonra “yeneriz, eleriz” havasındayız. Ne karaları bağlamak, ne de rakipleri hafife almak lazım.
Nitekim maç başladı, daha ilk dakikalarda gördük. Fenerbahçe’nin karşısına yıldızı olmayan, Avrupa’nın ortalama takımlarından sayılan ama “sistem takımı” olmaktan asla vazgeçmeyen bir rakip çıktı. Braga ilk yarıda orta alanında öyle bir duvar ördü ki, neredeyse Fenerbahçe rakip ceza alanına giremeden ilk yarı bitti. Bu yarıda iki kanat adamı Volkan ile Alper’in etkisiz kalışı, savunmanın arkasına atılan toplara rakip savunmanın izin vermeyişi, Fenerbahçe’yi çok ciddi bir pozisyon kısırlığına mahkum etti. İkinci yarıda Volkan Şen’in soldan hareketlenmesi ilk defa Braga’nın savunma balansını bozar gibi oldu.
İki ayaklı tur maçlarının ilkinin her zaman stratejik önemi vardır. Sadece kazanmak veya kaybetmek değil, atılacak-yenilecek bir golün hesabı bile yapılır.
Braga karşısında kalede Volkan Demirel’in Fabiano’nun yerine onbirde başlaması teknik direktör Vitor Pereira’nın maça çok büyük önem verdiğinin göstergesiydi.
Kuralar çekildikten birkaç dakika sonra Braga için çok kolay kura yorumları yapılmıştı. Braga çok kolay bir rakip olmadığını oyunun hemen başında gösterdi. Lig maçında Porto gibi güçlü bir takımı yenerek İstanbul’a çok moralli gelen Braga, Fenerbahçe karşısında maça çok iyi başladı. UEFA Avrupa Ligi’nde oynadığı 8 maçın sadece bir tanesini kaybeden takımın da kötü olması beklenemezdi.
İlk yarıdaki oyuna göre 0-0 hiç de fena bir skor değildi. Pereira ileride çoğalıp risk alma yolunu seçti Alper’in yerine Fernandao’yu alarak. Gol bu yolla gelmedi belki ama Topal olağanüstü bir dalış ve son vuruşla köşeyi buldu, mükemmel sonuç.
Fenerbahçe’nin oyunu tamamen Topal, Souza, Kjaer üçlüsünün iki bekten destek alarak önde kurdukları duvara bağlı... Dönenleri toplayıp akın sürekliliği sağlamak üzerine inşa edilmiş... Oyunu önde kabul edip, dönenleri toplayıp Alper ve Volkan’la arkaya inmek. Bunu başarınca iki bek de devreye giriyor. Ve çoğunlukla onlar hücumun temel kaynağı oluyor.
Braga hızlı davrandı
Braga öncelikle orta saha üçlüsünün önde baskısını kırmayı hedefledi. Stoperlerin topu almasına izin verdiler ama ortadaki 5’liye kalabalık bastılar. Hızlı top çevirdiler. Terim’in Galatasaray’daki son döneminin, ilk yılında olduğu gibi 4-4-2’nin ortadaki dörtlüsünü 4 iç oyuncusu gibi kullanıp, bekleri de çıkarınca Fenerbahçe’den daha fazla pas/pres istasyonuna sahip olup baskıdan çıktılar.
Vitor Pereira’nın kazanmaya yönelik hamlelerinİN zamanlaması çok doğru. İstediği skoru, kaybetmeyeceği zamanda aldı. Portekiz’de de senaryoyu iyi yazacaktır.
Son maçlarda Fenerbahçe’nin en formda oyuncuları Volkan Şen ve Alper. Bireysel yetenekleri sayesinde çözüm üretmekte ustalar. Ancak uluslararası arenada yetenek ve formda olmak yetmiyor. Topsuz da oynamak ve önde presle rakibi hataya zorlamak zorundasınız. Hele Portekizliler’e oynayacak alan ve zaman bırakırsanız top cambazı olurlar. Fenerbahçe, takım olarak presi önde başlatmadığı ve oyunu rakip alana yıkamadığı için ilk yarıda pozisyon bulmakta zorlandı.
Gol vuruşu harika
İkinci yarıya istekli başlayan Kanarya, özellikle Volkan Şen’i topla buluşturduğunda oldukça etkili. Ancak Van Persie’nin topla buluşamadığı tüm ortalar heba oldu. De Souza ve Ozan’ın bu ataklarda ceza sahasında olması lazım. Öndeki destek eksikliğini öngören Mehmet’in yaptığı dripling ve gol vuruşu harika. Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe orta sahasının bitiriciliği devam etti. Mehmet Topal’a kocaman bir alkış. Büyük maçların dev oyuncusu. Oyun kuruluşlarında o var. Orta sahanın defansif yükünü çeken de o. Yetinmiyor golünü de atıyor. Daha ne olsun.
Avrupa Ligi’nde emin adımlarla ilerleyen F.Bahçe’de Vitor Pereira’nın bu maçtaki birinci amacı gol yememekti. Sahaya sürdüğü 11’e baktığımda Nani’nin yerine Alper’i tercih etmesi, onun korkularının, çekincelerinin göstergesiydi. Aslında orta sahada M.Topal, Souza ve Ozan’ın oynamasıyla bu maçla ilgili riskleri zaten minimuma indirmişken Nani’nin yedekte oturması son derece hatalıydı.
Gökhan Gönül ve Nani’nin yokluğunda F.Bahçe’nin işleyen kanadı sol taraftı. Sağ kanatta Şener ve Alper vardı. Nani ve Gökhan Gönül yoktu. Sol kanatta tüm yükü Caner ve özellikle Volkan Şen taşıdılar. F.Bahçe’nin tüm etkili atakları Volkan Şen’in gayretiyle gelişti.
Aslında orta sahada M.Topal, Souza ve Ozan müthiş mücadele ederken F.Bahçe’nin gol ayakları Volkan Şen ve Nani olmalıydı derken gol yemekten fazlasıyla çekinen Vitor Pereira, sahanın en başarılı oyuncusu Volkan Şen’i oyundan alarak Nani’yi oyuna dahil etti.
İki takımın kurada ağırlıklı olarak birbirini isteyeceği bir eşleşmede Vitor Pereira tüm hesaplarını yola devam etme üzerine planladığı bir takım sürmüştü sahaya. Kalede Volkan tercihi tam da bu arzunun ‘performans ölçüm’ karşılığıydı.
Fenerbahçe zaten doğru müdafaa oynayan bir takım. Bunu hem topu ayağında rakiplerine göre daha çok tutarak hem de kaptırdığında kendi yarı alanını doğru savunarak yapıyor. Bu formülle ilk devreyi sabır/kontrol/temkin oynayarak maçın süresini de kısalttı. Çünkü rakip ilk 45 dakikada 40 gol istatistiği olan bir takımdı. Pereira problemin çözümünün son yarım saate saklanacağının ipucunu maçtan iki gün önce yaptığı açıklamada ‘sabırlı oynamak’ olarak zaten vermişti.
Bazen bir maçı daha başlarken kazanırsınız. Vitor Pereira, Braga maçını henüz soyunma odasındayken yaptığı kaleci tercihiyle kazandı. İlk yarı oyunu eline hiç alamadığı için Pereira ister istemez bazı riskleri göğüslemek zorunda kaldı. Takımının Kasımpaşa maçından bu yana icra ettiği yeni sürüm oyuna geçmesi için zaman zaman arkada boşluklar verdi. Fenerbahçe’nin baskıyı artırdığı anda Josue’nin sol ayak içiyle 20 metreden attığı şut direk dibinden ağlara gidecekken Volkan Demirel belki de sezonun en kritik kurtarışına imza attı. Bu kurtarış Fenerbahçe’nin total oyun enerjisini de bir tık yukarıya çıkardı desek yanılmış olmayız. Sanırım dün geceyle ilgili en güzel detaylardan biri golü Mehmet Topal’ın atmasıydı. Mehmet çok özel bir oyuncu. 30 metre dripling yapıp sol ayak içiyle kalecinin sağ dibine vuruşu sezonun taç giyme töreniydi onun adına.
Alan paylaşımı kusursuzdu
Maçın başlangıç düdüğüyle birlikte Braga’nın olağanüstü alan paylaşım becerisi uzun zamandır izlediğimiz en iyi 4-4-2 icrasıydı. Devre arasında Josue’yi aldıktan sonra kenardan bir fazla yetenekle oyunu kurgulayan Fonseca’nın santrforundan aldığı orta alan desteği ilk 45 dakika boyunca hiç eksilmedi. Topal’ın önünde oynayan Souza ile Ozan baskıya gidecekken baskın yedikleri için ceza yayına gelemediler bile. Oysa beklenti, Topal ve arkadaşlarının merkezde sayısal açıdan bir fazla olmanın avantajını kullanmalarıydı.