Tanrı'nın varlığı için en ilginç ve kışkırtıcı felsefî sözlerden birini ünlü Alman filozof Nietzsche söyledi: 'Tanrı Öldü'. Nietzsche 'Tanrı öldü', dedi demesine ancak Tanrı'nın varlığı ya da yokluğu ile ilgili tartışmalar bitmiş değil.
Bu sebeple aralarında kimi felsefeciler ve bilim insanlarının da bulunduğu insanlar tarafından ortaya atılan ilginç zihin egzersizleri varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Bu zihin egzersizlerine/argümanlara geçmeden önce şu notu düşmekte fayda görüyorum: Bu argümanların hiçbiri ne kutsal kitaplarla/dinlerle ilgilidir ne de bilimsel gerçeklerdir. Dolayısıyla bunları ne dinî ne de bilimsel açıdan kesin birer gerçekmiş gibi değerlendirmeyin lütfen. Sadece beyninizi besleyecek zihin oyunları olarak düşünmek çok daha yararlı olacaktır.
Doğanın bir hatası sonucu oluştuk ve doğanın yaptığı hatanın bedelini biz doğaya ödetiyoruz. Eğer üremeyi durdurursak, Tanrı'nın kıyametini kendimiz getirmiş oluruz. Son insan son nefesini verdiğinde kıyamet kopmuş olur. Tanrı insansız bir dünyada sınav, amaç ve gaye gözetmez. Böylece kıyamet kopar. İnançlı olan çoğunluk için bu bir fırsattır. Yani sonsuz yaşam cennette sonsuz hayatı yaşamak varken bu dünyada 80 yıl yaşayarak neden insana eziyet ediliyor. Sonsuz yaşam cennete gitmeye karşı, üremeye devam eden her bir insan inanç ( din ) samimiyetinden uzaktır. Tanrı'yı bile kandırabileceğini düşünmektedir, hem de bilinçsizce. Aykırı olan, inanmayan, inanan ve inanmaya meğilli olan, doğrusu tüm insanlık olarak yaşamın şifresini ürememekle çözebiliyorken, neden bunu devam ettiriyoruz? Ama şunu söylemeliyim; Bir şeyler yanlış burada savaş, hastalık, ölüm, açlık, suç, terör, tacizlik, tecavüz böyle sonuçlar ilahi bir varlığa ait olamaz.
Tanrının insanlığın yaşamında etkin güç olmayı durdurduğudur.
Tanrının varlığı ve yokluğu, evrenin sırları, din tartışılamaz bir şeymiş gibi göstermeye çalışılarak oluşturulan korkakça ve saldırgan tabulara rağmen bu içeriği yayınladığınız için teşekkür ederim.