Fatih Sultan Mehmed ile Yıldızı Bir Türlü Barışmayan Bahtsız Osmanlı Veziri: 'Mahmud Paşa'

Tarihte hükümdarlar kadar, onların yakınındaki yardımcıları da hatırlanmaya değerdir. Veziriazam Mahmud Paşa da Türk tarihinin büyük hükümdarlarından II.Mehmed'in yardımcısıydı.

Mahmud Paşa esasında Türk değildi. Fatih'in babası II.Murad devrinde daha çocuk yaşta iken esir olarak Osmanlı sarayına getirilmişti.

Edirne Sarayında fevkalade bir eğitim gördü. Burada devşirme usulünün esaslarına göre yetiştirildi. 1451'de II.Mehmed'in padişah olduğu sıralarda Yeniçeri Ağalığı rütbesine kadar erişmişti. İstanbul kuşatmasına dahi bizzat katıldı.

Mahmud Paşa İstanbul kuşatması sırasında gösterdiği faydaların da etkisiyle fetihten kısa bir süre sonra vezirlik rütbesine yükseldi.

Osmanlı'nın ilk devirlerinde padişahtan sonra gelen sadece bir vezir bulunuyordu. II.Murad devrinden itibaren ise vezirlerin sayısı arttı. Padişahın vekili durumundaki mevki ise veziriazam (en büyük vezir) namıyla anılmaya başlandı. Mahmud Paşa da bu rütbeye dahi erişmek fırsatını bulacaktı.

Belgrad Kuşatması sırasında Rumeli Beylerbeyi Karaca Bey şehit düşünce Mahmud Paşa bu makama yükseltildi.

Osmanlı'da Rumeli Beylerbeyliği çok mühim bir makamdı. Beylerbeylikleri arasında en yükseği olduğu gibi, veziriazamlığa giden yolun da kapısını açacak bir makamdı. Nitekim Mahmud Paşa da bundan kısa süre sonra veziriazam oldu. 1458'de Sırbistan seferi sırasında mühim başarılar gösterdi.

Fatih Sultan Mehmed Karadeniz sahillerini fethederken Mahmud Paşa da denizde donanmanın başındaydı.

Padişah karadan Amasra-Kastamonu-Sinop ve ardından Trabzon üzerine yürüdüğünde, Mahmud Paşa da 100 küsur parçalık donanmayla hemen Sinop'a yetişti. 1461'de Trabzon dahi bu şekilde alındı. Ertesi yıl ise yine padişahın emriyle Midilli adasını ele geçirdi.

Padişahla İlk anlaşmazlıklar 1463'teki Bosna Seferi sırasında başladı.

Mahmud Paşa'nın kale komutanıyla antlaşma yapıp onu teslimiyete ikna etmesi padişahın hiç de hoşuna gitmedi. Fatih buralarını komple fethetmek arzusundaydı. Şu sözlerle vezirine sitem ettiği Osmanlı kaynağında belirtilir: ''Mahmud, bu vilayet kolaylıkla hemen alınırmış. Ya niçin akıncılar gönderdin ki bu vilayeti bozalar?'' (Mehmed Neşri-Kitab-ı Cihan-Nüma, C.II, TTK, Ankara 2014, s.765)

Padişah, Mahmud Paşa'nın kendi kararıyla düşmanı barışa davet etmesine gerçekten çok sinirlenmişti.

İlerleyen yıllarda bir süre daha makamında görev yapan Mahmud Paşa, 1469'da görevinden azledildi. Bu sıralarda doğuda Uzun Hasan hükümdarlığındaki Akkoyunlular bir tehlike haline gelmişti. 1472'de Fatih buraya sefer yapmayı planlayınca Mahmud Paşa'yı yeniden veziriazamlığa getirip yanına aldı.

Uzun Hasan üzerine yapılan sefer sırasında Mahmud Paşa ile padişahın arası yeniden açıldı.

Uzun Hasan Anadolu'ya saldırmıştı fakat Osmanlı ordusu bir türlü düşmanla karşılaşamıyordu, Akkoyunlular adeta bir hayalet olmuştu. Mahmud Paşa, Karahisar'a yürünürse Uzun Hasan'ın ortaya çıkacağını söylediğinde padişah hiddetlendi. ''Mahmud ben hisarcık almaya gelmedim. Bana düşmanımı buluverin!'' dedi. (Mehmed Neşri-Kitab-ı Cihan-Nüma, C.II, TTK, Ankara 2014, s.809)

11 Ağustos 1473'te en sonunda iki ordu Erzincan yakınlarındaki Otlukbeli'nde karşı karşıya geldiler.

Osmanlı ordusu bu savaştan galip çıkıp Uzun Hasan tehdidine son vermeyi başardı. Fakat Mahmud Paşa, savaştan evvel bir keşif sırasında Rumeli Beylerbeyi Has Murat'ın pusuya düşerek şehit olmasından sorumlu tutuldu ve görevinden azledildi.

Mahmud Paşa'nın sonunu getiren olay ise 1474'te Şehzade Mustafa'nın ölümüydü. Eski vezirin bu işte parmağı olduğundan şüpheleniliyordu.

Zira Şehzade Mustafa ile Mahmud Paşa arasında husumet mevcuttu. Padişah huzuruna taziyeye gelen Mahmud Paşa tutuklanıp hapsedildi. Birkaç ay hapis kalan Mahmud Paşa nihayetinde 1474 yılının Temmuz ayında idam edildi.

Merhum Mahmud Paşa'nın alimlere, sanatçılara çok önem verdiği, kendisinin dahi İran edebiyatıyla ilgilenip Adni mahlasıyla şiirler yazdığı da bilinir. (Şehabettin Tekindağ, Mahmud Paşa, DİA, 27/378-79) Art arda gelen şansızlıklar onun padişah ile bir uyum sağlayamamasına ve en sonunda da idam edilmesine yol açmıştır. Ölümüne sebep olan Şehzade Mustafa ile arasındaki husumeti ise başka bir yazıda inceleyeceğiz.

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR
27.04.2017

En ünlü sözü ise "ya bu fatih de bana taktı"

Pasif Kullanıcı
27.04.2017

Tamam artık bunu da okuduktan sonra Osmanlı'nın İstanbul'un Fethi'nden sonra 2. Bizans İmparatorluğu (İsterseniz 3. Roma da diyebilirsiniz) olduğu konusunda hiçbir şüphem kalmadı. Millet İstanbul'a gidince otomatik olarak entrika düzenlemeye başlıyor. Bizans'ın sonunu tekfurların "BEN İMPARATOR OLCAM" diye birbirine dalmaları ve entrikalar düzenlemeleri getirmişti ahan da Osmanlı'da da "BEN SADRAZAM OLCAM" diye birbirlerine entrika düzenlemeye başlamışlar hemen.

27.04.2017

İnsan her yerde aynı. Ama uç yorumlardan kaçınmalı. Bu sözüm meclisten dışarı

27.04.2017

Mahmud paşayla Şehzade Mustafa arasında ne vardı peki ? Merak edenler http://tarihtenanekdotlar.blogspot.com.tr/2012/10/285-bir-sehzade-ve-bir-pasa-arasindaki.html bakabilir.

TÜM YORUMLARI OKU (16)