Herkesin izlerken ağladığı belki de günlerce etkisinden çıkamadığı filmler vardır. Biz de gittik editörlerimize 'İzlerken ağladığınız filmler hangileri?' diye sorduk. Bakalım editörlerimiz hangi filmlerde ağlamış. Siz de ağlamalı filmleri seviyorsanız aralarından seçerek izleyebilirsiniz. Hadi bakalım.
Nazi Almanya'sında geçen bu filmde bir aile, Auschwitz toplama ve yok etme kampının bitişiğinde yaşar ve anne çocuktan kampın gerçek yüzünü saklamaya çalışır. Yapım yılı 2008 olan bu filmin yönetmen koltuğunda ise Mark Herman oturuyor.
Bir nesli hüngür hüngür ağlatan bu filmi anmazsak olmazdı zaten. Tarık Akan ve Halit Akçatepe'nin unutulmaz oyunculuğunu tekrar izlemek için sizlere de bir hatırlatma yapmış olalım.
15. Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film ödülünü almayı başaran bu filmin yönetmen koltuğunda ise Özcan Alper bulunuyor. Onur Saylak'ın harika oyunculuğuna tanık olmanızı öneriyoruz.
Kore Savaşı'nda yaşanılan gerçek bir öyküyü beyaz perdeye taşıyan 'Ayla' tüm Türkiye'yi ağlatan filmler arasına girdi.
Hintçe'de 'Yerdeki Yıldızlar' anlamına gelen Taare Zameen Par, Amir Khan'ın yapımcılığını, yönetmenliğini ve oyunculuğunu üstlendiği bir film.
Christy Brown'un otobiyografik romanından beyaz perdeye uyarlanan ve sadece sol bacağını oynatabilen bir adamın hikayesini anlatan 'Benim Sol Ayağım' insanın ciğerini çürütür. Dilerseniz kitabını da okuyabilirsiniz.
Tamamen gerçek bir hikayeden alınan bu filmde nadir görülen bir hastalığa yakalanan çocuk ve ailesinin hikayesini izleyeceksiniz. 'Bir anne nasıl olmalı?' ve 'Bir baba çocuğu için neler yapabilir?' sorularının cevaplarını bu filmde bulacaksınız...
New York Times'ın en çok satan kitabına dayanan WONDER, ilk kez genel bir ilkokula devam eden, beşinci sınıfa giren yüz farklılıkları olan bir çocuk olan August Pullman'ın inanılmaz ilham verici ve içten gelen hikayesini anlatıyor.
Aynı isimli kitaptan uyarlanan ve uyarlama filmler arasında en iyilerinden biri olan 'Ölü Ozanlar Derneği' izleyenlerin bile tekrar izlemesi gereken naçizane enfes bir filmdir.
Lilya, annesinin onu terk etmesiyle hayatla baş başa kalır ve hayatı uçurumdan sürüklenircesine kötüye gitmeye başlar. İzlerken içinizin kıyılacağı bir diğer filmdir Lilya 4-Ever.
Bir kazadan sonra sakat kalan bir adam ve ona bakan kişinin arasındaki harika dostluğu ele alıyor 'Can Dostum.'
Yakalandığı kanser hastalığı sonrasında doktorların verdiği %50 hayatta kalma oranı ile yaşamaya çalışan bir gencin hayatını anlatan bu filmi de izlemediyseniz mutlaka izlemenizi öneriyoruz.
İki kız kardeşin değişen hayatlarını gözler önüne seren bu filmde eskilere yolculuk yapacaksınız.
Başarılı bir çellist olan ana karakterimizin geçirdiği bir kaza sonrasında hayatı tamamen değişir. IMDB 6,8
Çağan Irmak'ın kendi dedesinin hayatından esinlenerek yazdığı ve kurguladığı bu filmde kaybettiğiniz büyüklerinizi çok özleyeceksiniz.
Nazilli'nin yarım asırlık gazozcusundan esinlenilen bir Yüksel Aksu filmidir. Bol duygusallık içerir bizden uyarması.
İkinci Dünya Savaşı’nın sivillerin üzerindeki yıkıcı etkisini beyaz perdeye en iyi uyarlayan filmlerden biri olan 'Hayat Güzeldir' tüm olumsuzluklara rağmen her daim bir umut ışığı olduğunu adında olduğu gibi, içeriğinde de barındırıyor. Gösterime girmesiyle büyük ses getiren bu filmi tekrar tekrar izleyebilirsiniz.
IMDB
Umut, yurt dışında hapis yatan Yılmaz’ın yıllar sonra vatanına dönmesiyle Şarköy’de başlayan ve Istanbul’da devam eden olaylar zincirini konu ediyor.
Ailesini cesurca ayakta tutmaya çalışan bir baba ve oğlu arasındaki iletişimi gözler önüne seren bu film, hayatınıza dokunacak en güzel filmlerden biri olabilir.
Sam Foster, işine kendini adamış New York'lu bir psikiyatristtir ve 21. yaşını doldurduğu gün intihar etmeyi düşünen bir hastasını intihardan kurtarmaya çalışmaktadır. Fakat hastası genç Henry Lethem'in intiharının ardında gerçek ötesi bir gizem saklıdır. Her izleyişinizde yeni detaylar keşfettiğiniz bu filmi mutlaka izleyin.
Babam ve Oğlum'da, 12 Eylül darbesinin yıktığı hayatlardan birinde yetişmektedir küçük Deniz. Babasıyla beraber sürdükleri hayatları ise bir haber ile değişecektir.
Lübnan'da geçen bu film içinize öyle bir oturur ki günlerce etkisinden çıkamazsınız. Öyle bir filmdir işte. İzlediğinizde keşke daha önce izleseydim dedirtmekle beraber, keşke izlemeseydim de dedirtir. Öyle iç yakar.
Birbirine deliler gibi aşık bir çiftin evlenmesi ve çocuklarının olmasıyla değişen hayatlarını konu alan 'Kırık Çember' her sinema izleyecisinin görmesi gereken bir film.
Film Akiyuki Nosaka'nın, II. Dünya Savaşı'da açlıktan ölen kız kardeşinden özür dilemek için yazdığı Hotaru no Haka (animasyon Japonya'da aynı isimle yayınlandı) isimli kısmi otobiyografik romanından uyarlanmıştır. Anime deyip geçmeyin ciğerinizi yakar.
Chris Taylor, 1967'de Vietnam'daki savaşa gitmek için üniversite çalışmalarını terk eder. Savaşın ortasına geldiğinde, idealizmi ortadan kalkar. Savaş filmleri arasında editörümüzün kalbine oturmuş bir filmdir.
Afrika'da iç savaşlar sürerken, şiddetli bir savaş görevlisi olan (İdris Elba) genç bir yetimin (İbrahim Attah) kendi gerilla askerlerine katılmasını sağlar.
Haksızlığın ve ön yargının hayatları ne denli kararttığını gözler önüne seren bu filmde ağlamayan yoktur...
Schindler'in Listesi
Listede göremediğim Piyanist favorim. Spo vermek gibi olmasın ama konserve kutusu ile verdiği mücadelenin sonunda konserve yuvarlanıyor, yuvarlanıyor, gidip Alman subayının ayağının dibinde duruyor ya hani. Oradaki o çaresiz surat, tarifi yok ya. Listeden Yeşil Yol ve Hayat Güzeldir tavsiye ederim.
içimdeki yangın hayatımda izlediğim en en güzel filmler arasında, herkesin mutlaka izlemesini tavsiye ederim. güzel bir içerik olmuş ilk aklıma gelen filmlerin hepsini içerikte gördüm tebrikler