Drama Dolu Dizilerimizi Belgesellere Uyarladık! En Yırtıcı Yanları ile Vahşi Hayvanları Aratmayan Dizi Karakterleri

17.01.2018 - 18:18

Milli dizilerimiz malum; aşk üçgenleri, güç savaşları ve bolca mücadeleyle dolu... Bunlara farklı bir bakış açısından yaklaşırsak; bolca 'çiftleşme dansı, bölge işaretleme, avlanma' gibi hayvanlar alemine ait hareketlere de benzetebiliriz gayet.

Sonuçta biz de memeli birer hayvanız :)

O yüzden oturduk ve biraz da Can Manay'ın efsanevi 'Sen minnoş bir ev kedisi değilsin' repliğinden esinlenerek, dizi karakterlerimizi vahşi doğadaki hayvanlara benzettik. İşte o karakterler... Fındık fıstık atmayın lütfen!

Fi ile başlayalım... Herkesin birbirinin başını yemeye çalıştığı entrikaların döndüğü bu hikayemiz adeta bir "av" macerası...

Ve bizce Güneydoğu Asya'nın bereketli topraklarında geçiyor!

Duru Durulay: Bengal Kaplanı!

Minnoş bir ev kedisi değil tabi, Manay'ın da dediği gibi, o bir kaplan! Hem de kaplanların en büyüğü, en güçlüsü olan Bengal Kaplanı!

Diğer kedigiller gibi sürü halinde takılmayı pek sevmezler bu cinsler... Tek tabanca olurlar, geceleri avlanırlar, yüzmeyi severler... Aslında geçimsiz hayvanlar değillerdir lakin onların bölgelerinde hakimiyet kurmaya kalkarsanız affetmezler. Üzerler. Yeri gelir dev gibi fillere bile saldırır bunlar. Herkes haddini bilecek!

Can Manay: Gözlüklü Kobra!

Evet, gözlüklü kobra isminde bir yılan türü var ve Güneydoğu Asya'nın en ünlü yılanlarından biri bu... Boyunlarını fazlaca esnetebiliyorlar; aslında saldırgan değiller lakin bir ısırıkları sizi mevta etmeye yeter de artar bile. Boyunlarının arkasındaki iki nokta, adeta bir maske gibi görünüyor; düşmanlara korkutucu bir yanılgı yaratıyor. Yani resmen iki yüzlü bu hayvan!

Tıpkı Can Manay gibi... Zararsız bilinen ama iki yüzlü ve ölümcül biri. Evlerden ırak!

Deniz ise at... Evet, bildiğiniz at!

Otçul ama güçlü; zarif, güzel, uysal ama özgürlüğüne de düşkün! Yeryüzünde yaşayan en erdemli, en ahlaklı hayvan olabilir at. Varlığı bile başlı başına bir sanat eseri gibi. Tepesine çıkıp onu zorlamadığınız sürece de hiçbir canlıya zarar vermez. Ama bakmayın öyle güçlü, heybetli göründüğüne... Kırılgandır bu. Bacağı bir kırıldı mı, kolay kolay iflah olmaz. Tıpkı prensimiz Deniz gibi... Bir gözlüklü kobranın soktuğu bacağını, Bengal kaplanı koparıp götürdü sonra...

Bilge ise Cüce Pika!

Bu hayvanı daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Hemen tanıtalım: Kendisi 15 santim boyunda bir kemirgen. Genelde kurak bölgelerde yaşıyor; Bengal Kaplanı gibi Asya'nın Nişantaşı sayılacak güzel sulak bölgelerinden değil... Yani biraz varoşların çocuğu sayılır bu Cüce Pika. Tavşana ve sincapa benziyor lakin onlardan ayrılan en bariz özelliği çıkardığı sesler. Cüce Pika, çok konuşan bir hayvan. Asla sesini yükseltmekten korkmuyor. Ayrıca duyma ve koku alma özellikleri diğer kemirgenlere nazaran çok çok daha yüksek. 44 milyon yıl öncesine giden bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor.

Bilge gibi işte; biraz dışlak, biraz çelimsiz bir çocuk bu. Ama bir o kadar da çaçaron. Feci de zeki! Bilge insan psikolojisinin derinlerine nasıl iniyorsa, Cüce Pika da ekmeğini çıkarmak, kök ya da böcek bulmak için toprağın altına iniyor. Tiplerindeki benzerliğe değinmiyoruz bile!

Özge Egeli: Asya Kızıl Tilkisi!

Kızıl Tilki işte; evinize alıp sonsuza dek sarıp sarmalayıp beslemek isteyeceğiniz kadar güzel, bir taraftan da uzak kalmak isteyeceğiniz kadar vahşi ve yırtıcı hayvanlar. Asya'nın Kızıl Tilkisi meraklı, çok akıllı, tablo gibi güzel ama bir o kadar da sinir bozucu işte. Tavuğunuza kışt demekle kalmaz; kümesinize girer hepsini paramparça bile eder.

Özge Egeli'yi de avcılığıyla tanınan SMK Efendi evcilleştirmeye çalışıyor aynı böyle... Bakalım sonu nasıl olacak!

Ufak Tefek Cinayetler karakterlerine hayvan yakıştırması yapmak için ise Asya'nın sakin atmosferini geride bırakıp, acımasız Afrika'ya geçiyoruz.

Çünkü UTC karakterleri, Fi'ye oranla kesinlikle daha ilkel! Daha vahşi! Ortamları da Afrika gibi yakıcı ama gösterişli!

Merve Aksak: A S L A N !

Bunu tartışmayalım isterseniz! Her şeyin en iyisi, en güçlüsü ondadır. Kraliçe diyoruz sonuçta... Sarmaşık sitesi bir ormansa, kraliçesi de Aslan Merve Aksak'tır.

Oya Toksöz: Nil Timsahı!

Aslan gibi avın peşinden koşup yorulma, ortalığı birbirine katma huyu yoktur bu Nil Timsahının... Suyun kenarında durur bekler; sonuçta avın eninde sonunda susayacağını ve kendi ayaklarıyla tıpış tıpış geleceğini bilecek kadar zekidir. Tuttuğunda bırakmaz. Üzer.

Bu Sarmaşık kızları, o göl kenarında bıraktıkları Oya'nın bir timsah gibi yavaşça ve ürkütücü bir şekilde geri döneceğini bilmiyorlardı.

Aslan da bir gün suya inmek isteyecek; pençesini geçiremeyeceği kadar sert bir zırhı olan bu dev timsah onu bir kerede yutar mı? Yoksa yavaş yavaş, eğlenerek mi yer? Siz tahmin edin...

Pelin Tarhan: Sırtlan!

Sırtlan, Aslan'ın yancısıdır. Maalesef ki bu böyle. Aslanların yemediği parçaları yerler... Ama sanmayın ki bu bir zayıflık; Sırtlanın mide asidi öyle güçlüdür ki, Aslanların bile sindiremedikleri parçaları onlar hemencecik öğütür. Aralarında uyumlu bir birliktelik varmış gibi görünse de; çoğu zaman Aslanların hışmına da uğrarlar. Sürü halinde yaşadıkları için, tek başına ve güçsüz yakaladıkları Aslanlara da acımazlar genelde. Bir tuhaf hayvanlardır.

Eh Pelin; gittin Merve'nin en büyük avının parçası olan biricik evini çaldın... Bakalım Aslan geri döndüğünde, onunla baş edebileceğin bir sürün olacak mı yanında?!

Arzu Kara: Savan Fili!

Öyle güzel, öyle kıymetli hayvanlar ki... Maalesef açgözlü insanoğlu, sadece onların varoluşlarını dahi kıskanıp dişleri için öldürmeye çalışıyorlar... Aslanlar ise 'birini avlasak, tüm sürü doyar' diye düşünerek saldırıyorlar... Lakin çok güçlü bu Savan Filleri, çok! Ailelerine çok özen gösteriyorlar, tek tabanca dolaşmıyorlar ve belli etmeseler de sabırları taşınca tek bir hortum darbesi ile bir vuruşta iki üç yırtıcıyı aynı anda pert edebiliyorlar.

Arzu da öyle... Kadıncağızın evini, ailesini kıskandılar. Ama dikkat edin sabrı taşmasın, bir vuruşta indirir tüm Sarmaşık'ı!

Serhan Aksak: Öküz Başlı Antilop...

Şimdi bu hayvanın önden görünüşü gayet güçlü, sert, tehlikeli iken... Arkadan görüntüsü onun kırılganlığını ele veriyor. O sonuçta bir otçul! Her ne kadar güvenliği ve ailesi için savaşmaktan çekinmese de; yırtıcıların arasında bir ceylan kadar masum kalıyor.

Ah öküz başlı antilop Serhan, ah... Bakalım bu yırtıcıların avlanma sürecinde hayatta kalabilecek misin?!

Vatanım Sensin ise bu topraklarda geçiyor... O zaman bu toprakların hayvanlarını sayacağız elbette!

Savaş zaten son derece ilkel bir şey; bu insanlarımız da hayatta kalmaya çalışıyorlar...

Azize: Kuğu...

Öyle güzel, öyle sakin, öyle şiir gibi bir hayvan... Kimseye zararı olmadığı gibi; kendi türü içerisinde muazzam güzel iletişim kurabilen, tek eşli yaşayan, duygusallıkları ile ünlü varlıklar bunlar! Bazı kuğuların, eşlerinden ayrıldıklarında üzüntüden öldükleri bile tespit edilmiş. Azize'nin görüntüsü gibi kalbinde taşıdığı aşkı da ancak bir kuğuya ait olabilir.

Cevdet Paşa: Anadolu Parsı!

Nesli tükendi bunların... Güçlü, toprağını sahiplenen, vahşi ve çok ama çok güzel bir hayvandı Anadolu Parsı... Tam da bu savaş zamanlarına avlanmaya başlandı ve 70'lerde son kez görüldü. Anadolu'nun yaşayan en yırtıcısı oydu...

Yıldız: Tavus Kuşu!

Dünya yansın, kime ne?! Şöyle bir açar kuyruğunu, salına salına geçer... Tüm hayvanlar alemi de aval aval bakar. İşte güzelliğin böyle de aptallaştırıcı bir yanı vardır. Yıldız, olsa olsa tavus kuşu olur. Görüntüsü güzel ama sesi kötü. 😂

Hilal, Ankara kedisi...

Kedilerin ne kadar 'karakterli' hayvanlar olduklarını biliyoruz. İnat, asla eğitilemeyen, özgürlüğüne düşkün ama bir taraftan da evcil ve minnoş... Bizim Hilal gibi! Zaten tipleri de birebir benziyor!

Leon, çoban köpeği!

Ömrünü insanlara yaranmaya çalışmakla geçirdi. Babasını memnun etmeye çalıştı, annesine destek olmaya çalıştı, Hilal'in gönlünü yapmaya çalıştı... Bu çocukcağız, bir köpeğinki kadar tertemiz kalbi ile başkaları için uğraştı da uğraştı!

Sonunda ise biraz delirdi ve kendini tüm insanlığın yararına adadı. Bir köpek gibi sadık, iyi kalpli bir dost o! <3

İşte bu da temsili HiLeon!

İlişkilerini özetlemek için kedi-köpek benzetmesi zaten gayet yapılabilir! 😂

Orta Asya'dan birileri geliyor...

Auuuuuu!

Ertuğrul elbette ki Bozkurt! 😂

Onu başka hangi hayvana benzetebilirdik ki?!

Halime ise güzeller güzeli bir Karaca...

O sakinliği, zarafeti ve ailesine düşkün tavrı... Toprağı çok iyi biliyor, hızlı ve akıllı biri!

Bamsı ise net bir şekilde boz ayı!

Dümdüz! Sizi döver; sadıktır, nettir, acımaz!

Tüm bu özelliklerine rağmen de çocukların en sevdiği oyuncaklardan birine ilham verebilecek kadar minnoştur! 😂

Turgut Alp ise adeta bir atmaca!

Gözleri çok keskin görür, feci nişan alır ve harika bir avcıdır! Toprağının her yerini çok iyi bilir. Vahşi olsa da evcilleşmesi mümkündür ve bu durumda insanlarına çok güçlü bir bağ ile bağlanırlar!