Yönettikleri holdingler, markalar ve iş hayatının baş döndüren temposu, onların içlerindeki yardımsever insanın kaybolmasına sebep olmadı. Aksine ellerindeki gücü, başkalarının hayatlarına dokunarak paylaşmayı her daim bildiler. Onlar Türkiye'nin gururu olan, yaptıkları projelerle insanların hayatlarına dokunan, dünyayı güzelleştiren ve umutları yeşerten güçlü kadınlar...
Saadet Özkan, İzmir'in Menderes ilçesinde 6 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunulmasını ortaya çıkarttı ve istismarda bulunan okul müdürünün yargılanmasını sağladı. Saadet Öğretmen'in bu başarısı, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 'Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü'ne layık görüldü.
Türkiye, onun ismini ilk olarak Özgecan Aslan için verdiği 'Simsiyah' reklamı ile tanıdı. Filli Boya'nın sahibi olan Gözde Akpınar, bütün kanalları aynı anda karartarak şirketlerin reklamları sadece ticari amaçla değil, aynı zamanda toplumsal tepki aracı olarak kullanabileceğini de gösterdi.
Vuslat Doğan Sabancı, Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Hürriyet'te, insan hakları, cinsiyet eşitliği ve kadına şiddet konularında önemli çalışmalara imza attı. Türkiye’nin gündemini meşgul eden konulara yatırımlar yaparak, ülke genelinde en güçlü seslerden biri oldu. Önderlik yapıp başlattığı 'Aile İçi Şiddete Son' kampanyasıyla önemli gelişmelere de imza attı ve kampanya başladıktan 8 yıl sonra hükümet tarafından kanun çıkarıltıldı. 2011 genel seçimlerimden önce başlattığı çalışmalarla 'Haklı Kadın Platformu' ile Türkiye’de kadın konusunda faaliyet gösteren bütün STK’ları aynı çatı altında toplayıp meclise daha fazla kadın vekilin girmesi için baskı platformu oluşturdu. 2011 seçimlerinde yaptığı çalışmaların karşılığı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın vekil sayısı 48’den 78’e yükseldi. Vuslat Doğan Sabancı, kadınlara her alanda destek sağlamaya devam ediyor. Kadınların toplumsal hayatta ve ekonomik alanda hak ettiği yerlere gelebilmeleri için kadınlara mikro kredi sağlama ve benzeri birçok faaliyeti yürütüp destek verilmesini sağlıyor.
TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanıdır Akalın, aynı zamanda bir avukat. 10 binden fazla kız öğrencinin hayatına dokunarak, özellikle doğudaki kızlarımızın eğitim hayatlarında, güvenli ve konforlu bir yurt hayatı yaşamaları noktasında çalışmalarını yürütmekte ve kız öğrencilerin eğitim hayatları dışında da sosyal kişiliklerini kazanabilecekleri etkinlikler düzenlemektedir. Öğrencilere burs desteği, yurtdışında eğitim için barınma imkanı ve kariyer yönlendirmeleri yaparak, genç kızlarımızın nitelikli bir şekilde hayata hazırlanmaları için çalışmalar yürütmektedir.
Başarılı iş hayatının dışında 'Nar Taneleri' projesiyle de, toplumda sosyal ve ekonomik dışlanmaya maruz kalan, yetiştirme yurtlarında yetişen ya da yetişmiş olan genç kadınlara destek olmaya devam ediyor. Genç kadınların sosyo-ekonomik açıdan güçlenmesi yoluyla Türkiye'nin kalkınmasına ve kadınların iş gücü piyasasına dahil olmalarına destek vermeyi hedefleyen projesi tüm dünyada alkış topladı.
İstanbul Modern Sanat Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, sanata ve sanatçıya verdiği değerle biliniyor. Öncülük ettiği birçok sanatsal organizasyona sanatseverlerin en üst düzeyde faydalanmasını sağlıyor ve sağlamaya da devam ediyor...
OMV Türkiye CEO'su olan Azeri, ''Gönül Ağacı'' projesiyle üreten kadınların sesi oldu. Gönül Ağacı’nda, Manisa İpeği, Rize Bezi, Elpek Bezi, Şile Bezi, Kutnu Kumaşı gibi çok çeşitli yöresel kumaşlar kullanılıyor. İğne oyalarından dantellere, ahşap baskıdan kırk yamaya kadar birçok el sanatı işi tüketici ile buluşturan Gönül Ağacı, geleneksel dokumaları işlevsel ürün tasarımları ile birleştiriliyor. Kişisel aksesuar, banyo, ev- mutfak, ofis-kırtasiye, araba aksesuarları ve oyuncak kategorilerinde tasarlanan toplam 93 ürün Petrol Ofisi istasyonlarında satışa sunuluyor. Gönül Ağacı ürünlerine gonulagaci.com adresinden ulaşılabiliyor ve bu siteden yapılan yönlendirme ile çeşitli online sitelerde ürünlerin satışı yapılıyor.
Suna Kıraç, 27 Ekim 2003 tarihinde, Türk toplumuna yararlı ve yurtsever vatandaşlar yetiştirilmesi için kişi ve kurumlara maddi manevi imkanlar sağlamak, toplumsal hayata katkıda bulunmak ve bu doğrultuda eğitim, kültür, sanat ve sağlık alanlarında faaliyetlerde bulunmak amacıyla Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nı kurmuştur. Bu vakıf sayesinde birçok hayata dokunmuş ve umutlara destek olmuştur.
Nurten Öztürk, Haziran 2004’te başlattıkları Yeşil Yol projesiyle tüm Türkiye’de 197 istasyonda peyzaj çalışmasını tamamlanmasını sağladı. Bu proje kapmasında yaklaşık 135 bin bitki dikildi ve çalışmanın maliyeti 1 milyon doları aştı. Öztürk, Yeşil Yol projesini ilk kez Mardin’de şehir merkezine taşıdıklarını ve orta refüjde 1,5 kilometreyi ağaçlandırdıklarını belirterek, Örnek Köy ve Yeşil Yol projelerini Mardin’de 3 haftada tamamladıklarını kaydetti.
1957 yılında Adana'da Çelemli Köyü'nde doğan Ümmiye Koçak, okumayı çok istemesine rağmen 10 kardeş oldukları için ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. Ümmiye Koçak, ilkokulu bitirdikten sonra okuduğu kitaplarla kendisini geliştirdi. İlk okuduğu kitap Maksim Gorki'nin 'Ana' adlı kitabı oldu.
Evlendikten sonra Mersin'in Arslanköy'üne taşınan Koçak, köy kadınlarının yaşadıklarını tüm dünyaya göstermek için, 2001 yılında 'Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu'nu kurdu.
Topluluğun sahneye ilk koyduğu oyun Remzi Özçelik'in 'Taş Bademleri' adlı oyunu oldu. Grup, daha sonra kendi hikayelerinden oluşan bir oyun derleyerek 'Kadının Feryadı' adlı oyunu sahneye taşıdı. Ümmiye Koçak kendisinin yazdığı, 'Hasret Çiçekleri' adlı oyunuyla 2006 yılında Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali'nde sahne aldı.
Koçak, daha sonra tarlalarda çalışarak kazandığı paraları biriktirerek kadına karşı şiddet sorununu anlatan 'Yün Bebek' isimli uzun metraj sinema filmini yazdı ve yönetti. 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde galası yapılan filmi, Ümmiye Koçak'a New York Avrasya Film Festivali'nde 'Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı' ödülünü kazandırdı.
1979 yıllında Mersin Arslanköy'e gelin giden evli ve 3 çocuk annesi olan Ümmiye Koçak bugüne kadar 15 tiyatro oyunu yazdı. Koçak, Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu ile yaklaşık 20 bin kez sahneye çıktı ve oyunlarını Türkiye'nin dört bir yanında 50 bine yakın kişi izledi.
1994 yılında 5 arkadaşıyla birlikte TOÇEV’i kurarak 5 çocuğun eğitim hayatını değiştirmek için yola çıktı ve şimdiye kadar 5 milyon çocuğun hayatına dokundu. İstanbul’da eğitimlerine destek olduğu çocuklar ile başlayan serüveninde Türkiye’ye açılışı, 1998 yılında gerçekleştirdikleri Tunceli seyahatiyle başladı. GAP Bölgesine giderek o bölge ihtiyaçları için projeler geliştirdiler ve kampanyalar düzenlediler.
Vakıf olarak 2000 yılına kadar asıl görevleri olan, okumak isteyen çocuklarımıza eğitim hayatları süresince destek vermek amacıyla ülkenin her köşesine ulaştılar. Bu seyahatlerinde farklı sorunlarla tanıştılar, tartışmaya açtılar ve çözümler üretmeye çalıştılar.
“Yaşasın Okulumuz” projesinden aldıkları güçle, 20'nin üzerinde kurumsal sosyal sorumluluk projesine imza attılar.
Çocukların dileklerini gerçekleştirmek için kurulan Bir Dilek Tut Derneği Başkanı Carole Hakko, bugüne kadar binlerce çocuğun hayalini gerçeğe dönüştürdü. 3-18 yaş arası ciddi ve zorlu hastalıklara yakalanan minikler, bu dernekle mutlu oluyor.
Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı'nın yürekli başkanıdır Mine Aksu. Vakıf, Türkiye’de otizm spektrum bozukluğu olan çocukların erken tanılanması; tanı alan çocukların ve ailelerinin sağlık, eğitim, meslek edinimi, istihdam, bağımsız yaşam ve kaynaştırma gereksinimlerinin dünya standartlarında karşılanması; ayrıca, kaynaştırmadaki diğer özel eğitim gerektiren çocukların ve gençlerin ilgili gereksinimlerinin karşılanmasını sağlıyor.
böyle bir listede, en başta Türkan Saylan'ın yazılması gerekmiyor muydu? Türkan Saylan bir kadın olarak bu ülkeye daha ne yapabilir?
Türkan Saylan nerede ?????
ek olarak büyük harflerle yazmanızı rica edeceğim.. BETUL MARDİN... bu kadınların hepsi, bir umut ışığı..