Vikingler, yıllar yılı insanlara sempatik gelmişlerdir. Turuncu ya da sarı saçları yine aynı şekilde uzun sakalları ve kafalarındaki boynuzlu miğferleri ile bilinirler. Ama bu bildiklerimiz ne kadar doğru?
Çocukluğumuzun çizgi filmi ''Vicky the Viking'' ve son yılların fenomen dizisi ''Vikins'' özelinde, Vikingler hakkında yanlış bildiğimiz ve hiç bilmediğimiz konuları sizler için derledik.
MS 1001 yılında büyük bir yolculuk gerçekleşmiş ve Vikingler bilinmeyen kıtaya ulaşmışlardı. Amerika’daki ilk yerleşkeler Newfoundland ve Kanada Labrador’unda olmuştur. Vikingler yeni keşfettikleri bölgeye “Vinland” adını vermişlerdi.
Vikinglerin yayılmasının sonuçlarından biri Avrupa'da derebeyliğin güçlenmesi olmuştur.
Vikingler, hiçbir zaman böyle miğferler giymedi. Bu miğfer modeli ilk olarak 19. yüzyılda Wagner'in Norveç sagalarını konu alan ünlü operası Die Valküre'nin 1876 tarihli Beyrut Festivali performansı için tasarlandı.
Vikingler boynuzları iki şekilde kullanıyordu: İçki içmek ve öttürerek haberleşmekte.
Ancak şu da bir gerçektir ki Vikingler de bir insan evladıdır ve zaman zaman sinirlenebilirler. Bu gibi durumlarda sözcüklerin anlamlarına sığınıp rahatlamaya çalışmak yerine, ses tellerini ve büyük olasılıkla et ve şarap kokan ağızlarını hiç yormazlar ve baltalarıyla sorunlarını kökten çözerler. Bu durum toplum düzenini de sağlar çünkü bir Viking diğer bir Vikingi sinirlendirmeden önce en az 3 kere düşünür, taşınır ve ona göre karar verir.
Vikingler cenaze törenlerini de ölülerini tahtadan ve içi toprakla doldurulmuş bir kayığa koyup yakarak gerçekleştirirlerdi. Bu bir Viking için en büyük onurdu. Çünkü teknenin onları öteki dünyaya götüreceğine inanıyorlardı. Bu yüzden değerleri eşyaları ve kılıçları da yanlarına koyuluyordu.
Avrupalıların Vikingler olarak adlandırdığı topluluklar kendi içlerinde Danimarka, İsveç ve Norveç'te birbirlerine düşman kabilelerden oluşan küçük ülkelerden ibaretti. İskandinavya'da yüzyıllar boyu birlik halinde yaşamamış ve bir bayrak altında birleşmemiş olan Vikingler, farklı kabilelerin bir araya gelip oluşturduğu büyük filolarla Avrupa'ya seferler düzenlerken bir yandan da kendi aralarında savaşmaya da devam ederlerdi.
9. yüzyıla ait olduğu tespit edilen bu yazıda , 'Halvdan buradaydı' ibaresi yazılıdır. Yazının Doğu Roma Dönemi'nde orduda paralı asker olarak çalışan bir Viking askeri tarafından yazıldığı düşünülmektedir. Savaşçı kişilikleri ile bilinen ve İstanbul'a gelen bir grup Viking, burada İmparatorluğun isteği ile çoğunu kendilerinin oluşturduğu 'Varangian' adlı muhafız alayına katılmışlardır.
Henüz daha Avrupa'da örnekleri görülmeyen çağlarda Vikinglerin kemikten yapılmış kulak temizliği için çubuklardan tutun, tırnak makaslarına kadar, törpüden tutun, tıraş bıçaklarına kadar alet edevatları vardı. Kişisel bakıma son derece önem veren Vikingler aynı zamanda Avrupalılardan daha sık yıkanıyorlardı.
Avrupalılar için ateş yakmak marifet isteyen bir uğraş olarak bilinirken, Vikingler; Fungus adı verilen, ağaç kabuğu üzerinde yetişen mantarları toplayıp idrar içinde kaynattıktan sonra kurumaya bırakıyorlardı. Kuruyan mantarları ateş yakmak için kullanıyorlardı. Ayrıca idrar içindeki sodyum nitratın ateş yakmayı çok kolay hale getirdiğini keşfetmişlerdi.
Kölelerin büyük çoğunluğunu Asya ve Avrupa'daki insan pazarlarına satıyorlardı. Yıllarca Avrupa'ya düzenlenen akınların finansmanını bunlar sağlamıştır.
Avrupa'da ve hatta dünyanın geri kalan tüm coğrafyalarında kadınlar ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken Vikingler'in kadın hakları gibi bir kavrama bile ihtiyaçları yoktu. Kadın ve erkek Vikinglerde doğuştan eşit olarak görülüyordu. Bu yüzden pek de bir kadın erkek ayrımı toplum içerisinde yoktu. Kadınlar savaşçı da olabiliyorlardı, yönetici de olabiliyorlardı, bir erkek ne yapıyorsa onlar da yapabiliyorlardı. İstedikleri zaman boşanma hakları da vardı.
6000 yıldan bu yana kayak yapak Vikingler aynı zamanda kayakçıları koruduğuna inandıkları Ullr adında bir Tanrıya da tapıyorlardı. Tabi kayak işini spor olarak değil ulaşımı kolay kıldığı için yapıyorlardı.
Gayet makul bir sebep gibi duruyor. 😁
Vikingler, turkler gibi hareketli, savasci toplumlarda kadinin konumu daima yuksek oluyor. Surekli hareket, aksiyon halinde olan bir toplumda kadin aktif yasamin bir parcasi oluyor, her zaman katilim icinde bulunuyor. Ote yandan yerlesik tarim toplumlarinda kadinin hemen her zaman deger kaybettigini goruyoruz. Cinde ornegin kiz cocuklara isim bile verilmezmis. Sayi ile cagrilirlarmis. Muhtemelen medeniyetin getirdigi is gucunde ozellesme kadini sadece cocuk buyutme ve erkege hizmet etme rolune hapsettigi icin.
Dizide Vikinglerin kültürünü büyük oranda yansıtmışlar. Zaten izledikten sonra Vikingler hakkında bildiğimiz bir çok şeyin doğru olmadığını görüyoruz.
Acaba İskandinavlar , kendi ülkelerinde ki sosyal paylaşım siteleri böyle galeriler yaptığı zaman nasıl tepki veriyorlar ? '' Bizim dedelerimiz bira için savaşmaz , köle ticareti yapmaaaz , bunlar ahlaksız doğuluların uydurması !1!! '' deyip , ecdad tarih yazmış , torun bilmem ne diye kafa açıp , davar davar konuşuyorlar mıdır .