Deli Saçması mı Yoksa Gerçek mi? Ürpertici Uzay Hikayelerine Konu Olan Dulce Üssü

Uzaylılara inanır mısınız?

Dünyamızda yaşadıklarına, bizlerle iletişim halinde olduklarına ve bazı kesimlerle birlikte kozmik bilinci aktive etmek için deneyler yaptıklarına?

Uzaylılarla alakalı en çok söylentinin döndüğü yerlerden birisidir, Dulce Üssü.

Ortaya atılan teoriler gerçek manada araştırılmaya değer. 

Bazılarına göre tam bir deli saçması olsalar bile…

Dulce Üssü

Dulce, New Mexico’nun kuzeyinde bulunan küçük bir kasabadır. Dulce’nin en önemli özelliği  ise Archuletta Mesa’nın altında derin bir sır saklıyor olduğu söylentileridir. Söylentilere göre bu sır, hükümet uzaylı ortak biogenetik laboratuarlarında insanların ve hayvanların üzerinde korkunç deneyler yapılıyor olmasıdır. 

O bölgede yaşayanlara göre, üssün olduğu söylenen bölgenin civarında sık sık parçalanmış sığırlara rastlanmak­tadır. Bazı araştırmacılar, parçalanmış sığırlar fenomeninin UFO’Iarla bağlantılı olduğunu dahi söylemektedirler.

Üssün olduğu bölgede neler oluyor?

Gerçekten de Dulce civarında sık sık UFO’lar, acayip ışıklar ve diğer hava fenomenleri rapor edilmektedir ve UFO’ların görüldüğü bölgelerde parçalanmış sığırlara da rastlanmaktadır. Yerel bir UFO meraklısı olan Paul Bennewitz’in, Dulce üssü ile ilgili açıklamalaranın  bir dezenformasyon kampanyasının sonucu olup olmadığı açıkça belli değildir.

Paul Benewitz, bir UFO tarafından kaçırılan New Mexico’lu Myrna Hansen vakasını incelemişti. Paul’un anlattıklarına göre Hansen, 1980 yılında bir yeraltı tesisine götürülmüştü. Christa Tilton, Temmuz 1987’de bir uzay gemisiyle ge­len iki küçük gri uzaylı tarafından kaçırıldıktan sonra, “kayıp zaman” tecrübesini yaşamıştı. Tilton, kaçırıldıktan sonra güvenlik kameraları ve bilgisayarlı kontrol noktalarının bulunduğu yeraltında bir tünele götürüldü. 

Hansen, yüz taraması yapılan bir bil­gisayar ekranının karşısına getirildi. Bilgisayar ona bir kim­lik kartı çıkarttıktan sonra, rehberi tarafından yedi kat ye­raltında bulunan bir tesisin birinci seviyesine geldiği söy­lendi. Christa’nın iddiasına göre, o yeraltındaki 5. kata ka­dar indirilmiş ve burada uzaylı araçlarının ve küçük gri yabancı varlıkların olduğunu görmüştü.

Dulce Kağıtları

Daha sonra götürüldüğü geniş bir odada bilgisayarlar tarafından kontrol edilen, geniş tanklara asılmış göstergeler ve bazı boru hatlarından çıkarak tankın içine giren  geniş kollar görmüştü. Onun dikkatini bir uğultu sesi ve formaldehit kokusu çekti. Tilton bu sıvının tanklarda karıştırıldığı izlenimini edinmişti. Ona tankın muhtevası gösterilmedi. Christa, kaçırıldığı zaman şahit olduğu şeylerin çoğunun sonra resmini çizmişti. Bu esrarengiz tanklarla ilgili bilgiler, “Dulce Kâğıtları” adlı tartışmalı bir dosyada yine ele alınmıştı. Bu dosyada ayrıca Dulce yeraltı tesislerinin otuz adet siyah-beyaz fotoğraf ve bir de videobant bulunuyordu.

İddialara göre, bu kâğıtları dışarıya 1979’a kadar Dulce’de güvenlik görevlisi olarak çalışan bir memur çıkarmıştı. 1979’un sonunda güvenlik memuru Thomas C, karşılaştığı korkunç gerçekler karşısında daha fazla suskun kalama­yacağını anlamıştı. Dulce yakınlarındaki Amerikan Hükümeti-uzaylılar ortak yeraltı üssünde rahatsız edici çok şey duymuş ve görmüştü. Çetin bir iç hesaplaşmadan sonra, tesisten ayrıldı ve birçok belgeyi de beraberinde götürdü. Küçük bir fotoğraf makinesi ile, yeraltındaki çok katlı kompleksin otuzdan fazla fotoğrafını çekti. Ayrıca birçok belgeyi ve kontrol merkezindeki bir güvenlik video bandını beraberinde götürmüştü. Bu bantta laboratuvarlar, uzaylılar ve ABD hükümetinin yetkili per­soneli görünüyordu.

Hikaye derinleşiyor.

Alarmı ve kamera sistemini kapatan Tho­mas, dışarı açılan yüz çıkıştan birinden yüzeye çıkmıştı. Thomas, orijinal belgeleri çok iyi sakladıktan sonra her birinden beşer kopya çıkardı. Thomas saklanmaya karar vermişti ve bu amaçla karısını ve çocuğunu evinden almaya niyetlenmişti ki, evinin önünde hükümet ajanlarına ait bir minibüsü beklerken gördü. Thomas yakın bir arkadaşının ihanetine uğramıştı. Ajanlar Thomas’ın karısını ve çocuğunu, tesislerden aldıklarını geri vermesi şartıyla, serbest bırakabileceklerini söylediler.

Ailesinin biyolojik denemelerde kullanılacağını anlayınca, ortadan kaybolmaya karar verdi. Bu on yıl önceydi. Thomas böyle bir gizli entrikaya nasıl karışmıştı? Şimdi 50’li yaşlarda olan Thomas, 20’li yaşlarının ortasında Batı Virginia’da bir yeraltı tesisinde, çok gizli fotoğrafçılık eğitimi almıştı. O, yedi yıl Hava Kuvvetleri için çok gizli fotoğrafçılık yaptı. 1971 ‘de Santa Monica-California’da Rand Corporation için çalışmaya başladı. 1977’de Dulce tesislerine transfer oldu. Yeraltındaki görevine, derin yeraltı tüp mekik sistemiyle gidiyordu. Bu zaman içinde Santa Fe-New Mexico’daki bir güvenlik görevlisi, özel olarak UFO görüntüleri, hayvan parçalanması fenomenini ve bölgedeki Mason Wicca guruplarının faaliyetlerini araştırıyordu.

İnsanımsı yaratıklar.

Thomas’ın ve araştırmacının ortak arkadaşı olan bir şahıs, 1979’da Santa Fe’ye gelerek her iki­sini de ziyaret etti. Ziyaretçi fotoğraflara, video banda ve Dulce üssünden alınan belgelere de göz attı. Buradan bazı resimler çizildi ve böylece UFO araştırmacısı toplulukların ‘’Dulce Kâğıtları’’ diye bildikleri bilgiler or­taya çıktı. Thomas’ın iddiasına göre, Dulce tesislerinde 18.000 kısa “gri” vardı; ayrıca o, sürüngenimsi humanoid’ler (insanımsılar) de görmüştü. Thomas’ın bir iş arkadaşı evinde, materyalize olan 6 foot (1.83 m) boyunda bir sürüngenimsi  ile yüz yüze gelmişti. (Sürüngenimsi ırk, büyük çoğunluğu Dördüncü Boyut’ta bulunan ve dünya üzerindeki en güçlü ve en kötü insan zihinlerini kontrolü altında bulundurup beyinleri yıkayan genellikle ruhsal varlıklardır.)

Thomas’a göre, uzaylılar androjinal’dı (Hem erkek hem dişi, çifte cinsiyetli) ve ortaya çıkan canlı, partenogenez’le (Yani kendiliğinden üremeyle) çoğalıyordu. Dulce’de çok ge­çerli form veya üreme poliembriyoni idi. Her embriyo altı veya dokuz birey ortaya çıkaracak şekilde bölünüyordu. Uzaylı ve insan Bio Tekniği insanlığa hizmet etmek için mi, yoksa bizleri kontrol etmek ve egemen olmak için mi kullanılacak? Niçin UFO’Iar tarafından kaçırılanlar genetik deneylerde kullanılıyorlar?

Thomas’ın üsten ayrılması.

Thomas’ın Dulce’den ayrılmasına neden olan şey, 7. kat­taki kafeslerde gördüğü ve ondan yardım isteyen insanlar olmuştu. Thomas’a göre, sıra sıra binlerce insan ve insan- uzaylı melezleri ve humanoid embriyolar soğuk hava depolarında tutuluyordu. Uzaylılar ne toprak, ne altın, ne madenler, ne su, ne de insanların sahip olduğu şeyleri istemiyorlardı, istedikleri tek şey, dünyanın manyetik gücüydü. Uzaylılar bu gücü bizim bilmediğimiz bir şekilde kullanıyorlardı. Evet, Thomas’ın hikayesi inanılmaz gibi görünüyor ama, anlatılanlar gerçekte yaşanan bir kâbusun sadece bir kısmını oluşturuyor olabilir. Dulce’de garip şeyler olduğuna dair bir­çok delil vardır.

Thomas’ın bunlara da cevabı var mıydı? UFO görüntüleri, kaçırılma ve hayvan parçalama olaylarının arkasında daha korkunç hakikatler gizleniyor olabilir. Yakın zamanlarda Archuleta Mesa’da sondaj ve bilgisa­yar analizi yapan bir gurup bilim adamı, Mesa’nın altında derin mağaralar olduğunu tespit ettiler.

Peki, tüm anlatılanların bilimsel geçerliliği nedir?

Sayısız televizyon programında, çizgi romanda ve romanda yer alsa da, New Mexico’daki Dulce şehrinin yaklaşık 5 km. kuzeyinde yer alan Archuleta Yüksekovası’nın içinde bir yer altı “üs”sü olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur. 

Ayrıca 130 kilometre ötedeki Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’na da yer altı treni bağlantısı olduğu söyleniyordu. Archuleta Yüksekovası’nın Google Earth görüntülerini incelemek ve orada hiçbir şeyin, kesinlikle de Schneider’in, yüzey binaları ve radar tesislerini de içeren, ayrıntılı tariflerine benzer hiçbir şeyin olmadığını görmek sıradan bir iştir.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
30.06.2016

Akp seçmeninde beyin olduğuna inanıyorsanız uzaylı olduğunada inanın en azından 2, seçenek daha gerçekçi amk :))

30.06.2016

cehape gibi şerefsiz olacağıma beyinsiz olurum daha iyi.

30.06.2016

insanlar evrimsel sureclerinin sonucu olarak inanmaya meyilli canlilardir. cunku fazla sorgulamadan inandiklarinda kolayca bir fikrin hedefin cevresinde bir araya gelip organize olabiliyorlar, buda onlari mucadelerde daha guclu avantajli hale getiriyor. bakiniz bugunun turkiyesi. modern cagin getidikleriyle ozellikle batida klasik dinlere olan inanc azaldi ama bu insanlarin dusunce yapisini degistirmedi. hala inanacak, dinin yerine gececek yeni bir seyler ariyorlar. uzaydan gelip dunyaya duzen ve mutluluk getirecek uzayli hikayelerinin bu kadar cok ilgi gorup, bu kadar israrci olmasini buna bagliyorum. cunku zaten inanmaya hazir olan insanlari ikna etmek icin cok bir sey yapmaniza gerek yok. agiz birligi ile ayni hikayeyi anlatin yeter. bir kac yerde sarlatanliklar, hileler ortaya ciksa bile insanlar inanmaya devam edecektir.

30.06.2016

güzel hikaye tutar bu.

30.06.2016

Mustafa Topaloğlu varken nasıl uzaylılara inanmazsınız.

30.06.2016

Bir de ben.

TÜM YORUMLARI OKU (47)