Greenpeace, Çernobil nükleer felaketinin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen yerel halkların hala radyoaktif gıdayla beslendiğini açıkladı.
Küresel çevreci sivil toplum kuruluşu, Rusya, Ukrayna ve Belarus'ta yaşanan ekonomik krizler nedeniyle pek çok bölgede testlerin durdurulduğunu veya sınırlandığını, bu nedenle insanların hala tehlikeli derecede radyoaktivite içeren gıdalar tüketmeye devam ettiğini belirtti.
Grup adına yapılan bilimsel testlere göre, sezyum-137 ve stronsiyum-90 gibi önemli izotoplardan kaynaklanan radyokaktif etki azalsa da özellikle ormanlar gibi bazı alanlarda yüksek kalmaya devam ediyor.
Nükleer enerji, güçtür. Sadece Paris'te 5 tane, Fransa genelinde ise 58 tane vardır. Dünya genelinde ne kadar vardır onu araştırın. Diğer zırvalarınızıda kendinize saklayın. Eminim ki algı operasyonu yapmak için sadece Türkiye, Çernobil'i gündeme getiriyor ara ara. Nükleer enerji patlar diye korkanlar, cep telefonu da taşımasınlar çünkü onlar daha çok patlıyor. Sakın çocuksu bir şekilde onla o bir mi demeyin. Birde siyasi ve ideoloji olarak insanları fişleyip, ötekileştirmeyin hemen. Yoruma cevap verme planını açıklıyorum. İlk bir kaç bilgili cümle kuran bazıları sonra dalga geçip hakaret eden bazıları daha. Buyrun söz sizde... Saygılar.
Birileri de halen her hıyarım var diyene tuzu alıp koşuyor.
Nükleer reaktörlerin ve santrallerin çalışma prensiplerini internetten bulabilirsiniz millet. Daichi ve diğer nükleer santrallerde çıkan arızaya teknik olarak patlama denilmez. Nükleer reaktörler patlamaz. Nükleer santrallerin bakımı başka sistemlerle kıyaslandığında pahalı denemez. Aslında bakımdan ziyade modifikasyon/inovasyon işleri yapılır. Bunun dışında reaktörün teknik bakmı değil santralin teknik bakımından söz etseniz bile diğer sistemlerin (kar-zarar ekseninde) önüne geçmiyor maddi olarak. Kafanızda nükleer reaktörleri nasıl tasvir ettiğinizi, atıklarının neye benzediğini düşündüğünüzü bilemiyorum, anlayamıyorum; siz biliyor musunuz peki?