Stephen King'in romanından uyarlanan sinema filmi, 1999'da gösterime girdiğinde bütün dünyada büyük bir ilgi toplamıştı. Paul Edgecomb'un hapishanedeki görevi, idama mahkum edilen mahkumları son yolculuklarına uğurlamaktır. Çalıştığı yıllar içerisinde yüzlerce mahkumu idam etmiştir. Bir gün John Coffey isimli korkutucu görünümlü bir adamla tanışır. Ancak Coffey'in bu ürkütücü görünümünün altında oldukça saf bir ruh yatmaktadır. Coffey, iki küçük kız çocuğunun katil davasında yargılanmaktadır. Daha sonra John ve Paul arasındaki ilişki gelişir.
Herkesin içinde bulunduğu ruh halini özetler nitelikteki sözleri romandan ve filmden derledik.
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun? Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma...
beni ağlatabilen ilk ve tek film bu. :'(
O kadar güzel, anlamlı ve izlenilesi bir filmdi ki... Sanırım beni her şeyiyle etkileyen tek film. İzlemeyen varsa kesinlikle izlemeli: zamanınızdan çalmazsınız tam tersi kendinize bir şeyler katabilirsiniz.