Bu okuduğunuz muhtemelen saçma-sapan bir yazı olacak (fonda ‘öteki yazıların de öyle değil miydi!' sesleri), evet muhtemelen öyle olacak çünkü şu an itibariyle gazete merkezinde bir arkadaşın bilgisayarında yetiştirmeye çalıştığım bu satırlar, bu gazetede okuyacağınız ‘son yazı' olabilir.
Durum şöyle: Kayyım ve sair enkaz ekibinin gazeteye ulaşmak üzere yolda olduğu bilgileri geliyor. Editörüm de, yarınki gazeteyi kayyımcı enkaz ekibin keyfine bırakmamak için erken baskıya girmek derdinde. Ah bu gazeteciler!
Aşağıda ise gazete çalışanları ‘direniş pankartları'yla, işlerine son verip meslek dışı bırakarak gazeteyi göçertecek yıkım ekibini bekliyorlar. Enkazcıların birkaç protesto sloganı ve pankartı görünce pişman olmasını beklediklerinden değil: ‘İşte o gün biz doğru tarafta, haklıların yanındaydık' diyebilmek için.
İtiraf edeyim ki, sayıları fazla değil ama tarihe şahitlik ediyorlar. Türkiye'de bırakınız hukuku, kanunun bile kalmadığı günün tutanağında onların da imzası olacak.