Halihazırda tatlı bir erkek arkadaşı, muhteşem bir dostu ve kötü bir ruhtan kurtulmuş, iyileşmekte olan bir kız kardeşi vardı zaten. Kız kardeşi Kasey'nin bir kulübe katılıp yeni arkadaşlar edinmesi Alexis'i hem endişelendiriyor hem de rahatlatıyordu.
Gün Işığı Kulübü'ndeki kızların hızla şapşal ve anti-sosyal tiplerden aşırı güzel ve popüler tiplere dönüşmeleri biraz garipti tabii. Ama geçen sene bu tür olaylar yüzünden başlarına gelenlerden sonra Kasey tekrar doğaüstü şeylere bulaşıyor olamazdı, değil mi?
Eh, Alexis yakın bir zamanda bunun cevabını alacak ve kızların iyi bir ruh olan Aralt'a yemin ettiklerini öğrenecekti. Kasey'nin durumu düzeltebileceğini pek de güvenmeyen Alexis ve en yakın dostu Megan, kulübe katılarak olayı araştırmaya karar vermişlerdi. Bu amaçla asi kıyafetlerinden ve pembe saçlarından feragat eden Alexis, yeni sıradan görüntüsünün getirdiği zerafet ve başarının bağımlısı olacaktı.
Çok geçmeden Alexis kulübe neden katıldığını bile unutmuştu. Yani, kendisine şimdiye kadar çok yardımcı olan ve karşılığında ufacık iyilikler isteyen Aralt'ı yok etmek için olamazdı ya?
kafes isimli kitabı okumayın çok ilginç ve çok gerilim dolu bir kitap olmasına rağmen kitap öyle bir yerde bitiyor ki ee ne oldu yani şimdi diyorsunuz umarım ikinci kitabı çıkar (veya varsa da denk gelirim)
"Aşık olduğunuz insanı ne kadar tanıyabilirsiniz?" - Kayıp... Akılda kalan; Beni korkutan şey, beni itmiş olması değildi. Beni korkutan şey, canımı çok daha fazla yakmak istemesiydi. Beni asıl korkutan, sonunda idrak ettiğim şey, kendi kocamdan korktuğum gerçeğiydi.
Daire 16'yı ben okudum. Ama pek de ilerlemedi ve bana o dehşeti veya gerilimi pek de yaşatmadı açıkçası. Beklentilerimin çok altındaydı.