Bilgisayar oyuncuları olarak sürekli kötüleyecek, beğenmeyecek, eleştirecek bir şeyler bulmayı başarabiliyoruz. Bu sefer gelin biraz gerçekleri itiraf edelim.
Bilgisayar oyuncuları olarak sürekli kötüleyecek, beğenmeyecek, eleştirecek bir şeyler bulmayı başarabiliyoruz. Bu sefer gelin biraz gerçekleri itiraf edelim.
Eskiden klon NES konsollarını ya da 32-bit Sega'ları kullanırken böyle tartışmalar yoktu. Elimizdeki cihazın ve oyunların keyfini almaya çalıştırdık. Ne olduysa XBOX ve PlayStation ile birlikte oldu. Sonra işin içine Nintendo'da katıldı ve konsol savaşları başladı. Bu savaş şirketlerden çok oyuncular arasında daha alevli geçer oldu. Hangisinin iyi olduğunu tartışmak yetine keyfini çıkartın.
Genelde rekabetçi oyunlarla çok fazla içli dışlı olan oyuncular, hikayeli macera oyunlarını dışlamaya bayılırlar. Oyunlar insanın eğlenip, güzel vakit geçirmesi için var. Ortamı halı saha maçına çevirmeye gerek yok. Kim hangi tarzdan oyun oynamaktan zevk alıyorsa bırakın oynasın.
Nedense oyuncular Nintendo'nun kötü bir şirket olduğu düşünüyor. Çocuk oyunları yapmakla suçlanıyor. Aslına bakılırsa Nintendo'nun piyasaya sürdüğü oyunlar her zaman yılın en iyisi olmaya oynuyor ve çıkardıkları konsollar yok satıyor.
Her yeni çıkan oyun hakkında bunu duymak zorunda kalıyoruz. Bir oyunda grafikler ne kadar yüksek olursa olsun hiç bir zaman oyunculara yetmiyor. Bundan 20 sene önce ortada grafik falan yoktu ve çok daha güzel oyunlar oynadık. Oyun sadece grafik demek değildir.
Kimse paramızı falan çalmıyorlar. Evet, cebimizden daha fazla para almak için uğraştıkları kesin ama bunu için oyun şirketlerini suçlayamazsınız. Çünkü onlar kar amacı güden, para kazanmak için kurulmuş şirketler. Satın alan oldukça, oyun içi satış da yapacaklar, indirilebilir içerik de çıkaracaklar. Burada kızılması gereken şirketler değil, her dayatılanı satın alan oyuncular.
Oyunlar kolay falan değil. Eğer oyunların kolay olduğunu düşünüyorsanız sürekli benzer oyunları oynuyor olabilirsiniz. Dark Souls, Cuphead gibi oyunlar zaten bu teoriyi çökertiyor. Çok fazla kanser edebilecek oyun var.
Erken erişim oyunları kandırmaca falan değil. Zaten oyunun tam sürümü olmadığı açıkça söyleniyor ve normalde satacaklarından çok daha uygun bir fiyattan listeleniyor. Alıp almama konusunda tamamen özgürsünüz.
Zaten ücretsiz olduğunu iddia etmiyorlar ki. Oynaması ücretsiz. Marketlerde bir şey satmayacağız gibi bir şey de söylemiyorlar. Bu da önceki maddelerde söylediğimizle aynı durum aslında. Bu oyunu geliştiren kişinin amacı para kazanmak. İlla ki bir şeyler için para istemek zorundalar. Bunları alıp almamak oyuncuya kalmış. Gayet para harcamadan da bir oyunu oynayabilirsiniz.
Bu söylemi iki maddede konuşmak lazım aslında. Öncelikle yurt dışını ele alalım. AAA diye tabi ettiğimiz büyük bütçeli bir oyunun ortalama giyatı 60$ civarında oluyor. 1986'da çıkan Zelda oyunu 50$ etiketine sahipti. Günümüz enflasyonuyla 100$ civarı bir fiyat yapıyor. Aynı şekilde Mario'da 1995 yılında 70 $ gibi bir fiyattan satıldı.
İşin Türkiye tarafında baktığımızda bu oyunun pahalı olmasıyla değil, doların yüksek olmasıyla ilgili bir durum. Dolar kuru düşük, oyunların ortalama 100 TL olsa kimse pahalı demez sanırım. Oyunlar 100 TL olsa, 5 sinema bileti parasına bir oyun aldığımız varsayabiliriz. 5 sinema filmi de 10 saat civarı sürüyorken, AAA bir oyun kesinlikle 10 saatten fazla oyun deneyimi sunacaktır.
ama pahalı 600 tl oyun mu olur kardeşim
bilgisayar oyunu başlığında ilk maddeye konsol muhabbeti girince bi şaşırdım
oyunlar gerçekten pahalı yalnız. istendiğinde witcher 3: wild hunt gibi uygun fiyata daha çok oyuncuya hitap eden örnekler çıkıyor. gerçekten ithalatçı kurumlar yüzünden fahiş fiyatların uçuştuğu bir piyasa oyun piyasası. ha bu demek değil ki gidip korsan oyun indirilsin; bunun yerine 1-2 tane orijinal oyun alın, parasını verip iliğini kemiğini sömürün. oyunları tüketmek yerine verdiğiniz paranın çatır çatır karşılığını alıncaya kadar oynayın, keşfedin keyfini çıkarın!